9. Hukuk Dairesi 2012/26695 E. , 2013/8110 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Davalı vekili tarafından verilen 29.06.2012 havale tarihli dilekçede Dairemizin 23.05.2011 tarih, 2009/12989 E ve 2011/14995 K sayılı kararın sadece davacı temyizi değerlendirilmek suretiyle maddi hataya dayalı olarak verildiği, davalının temyiz dilekçesinin gözden kaçırtıldığı ileri sürülerek kararın ortadan kaldırılması ve hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur. Bahsi geçen dilekçe ve ekindeki evrak ile dosya yeniden incelendi gereği düşünüldü.
Dosyanın incelenmesi sonucu davalı işçinin de yasal süresi içinde kararı temyiz ettiği görülmekle maddi hataya dayalı olarak sadece davalının temyizi üzerine verilen KESİNLİKTEN RED KARARININ ORTADAN KALDIRILMASINA karar verilmiş, dosyanın yeniden incelenmesi sonucu aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
1- Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.’un 426/A maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir.
İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur.Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde, kısaca kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, 5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK.’un 426/A maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Dosya içeriğine göre temyiz itirazına konu edilen miktar 84.00 TL olup karar tarihi itibariyle 1.250,00 TL kesinlik sınırı içinde bulunduğundan, davacı vekilinin temyiz isteminin HUMK.’un 426/A, 432, maddeleri, uyarınca REDDİNE,
2- Davalının temyizine gelince:
Davacı işveren iş kazası sonucu ödemek zorunda kaldığı 405.585,03 TL’den % 5 oranında kusurlu olan ölen işçinin mirasçısından kusur nispetine göre 33.797,75 TL nin tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde, olay tarihinden 12 yıl ve eşinin ölümünden de 2 yıl geçtikten sonra talepte bulunulmasının haksız olduğunu, sadece emekli maaşı bulunması sebebiyle de talebi karşılayacak gücünün olmadığını savunmuştur.
Mahkemece isteğin 33.716,27 TL olarak kabulüne karar verilmiştir.
İş kazasının tarihi 27.09.1994 olup, davacı işveren bu kazaya bağlı olarak 22.03.2005 tarihinde ödeme yapmak zorunda kalmıştır. Davalı yönünden yapılan araştırma sonucu beklenmemiştir. Tapu kadastro müdürlüğüne yazılan yazı cevabı beklenmeli ve davalının ekonomik ve sosyal durumu araştırılarak Borçlar Kanunu’nun 43 ve 44. maddelerine göre indirim yapılması gerekip gerekmediği yönünde bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.