Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
İİK.nun 153.maddesindeki koşulların oluşması durumunda ipotek borçlusu, ipoteğin çözülmesi için icra dairesine doğrudan başvurabilir. İcra dairesi 15 gün içerisinde daireye gelerek parayı almasını ve ipoteği çözmesini usulüne göre alacaklıya tebliğ eder. Alacaklı 15 günlük sürede icra dairesine gelmez veya gelipte parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ederse, icra mahkemesince yatırılan paranın alacaklı adına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verilir.
Somut olayda incelenen 14.12.1999 tarih ve 6052 yevmiye nolu ipotek akit tablosu içeriğine göre; ipoteğin, doğmuş ve doğacak borçların teminatını teşkil etmek üzere 100.000 TL.için tesis edildiği anlaşılmaktadır. Açıklanan bu niteliğine göre ipotek, limit-üst sınır ipoteğidir. İleride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel bir alacağın teminatı olarak tesis edilen ve M.K.nun 851 ve 881.maddelerinde belirtilen azami meblağ ipoteğinde (üst sınır ipoteği, limit ipoteği) borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan, taşınmazların ne miktar için teminat oluşturacağı ipotek akit tablosunda limitle sınırlanabilir. M.K.nun 875.maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan alacak, faiz, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştıralan eklentilerden oluşan toplam borç miktarının, bu limiti aşması mümkün değildir. (HGK.nun 1989/11-294 E. 1989/378 K.ve 24.05.1989 tarihli kararı). İpoteğin üst sınır ipoteği olması halinde, borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan buna ilişkin şikayetler bir süreyle sınırlı değildir.
Mahkemece borçluya ipotek senedindeki limitle sınırlı olarak İİK.nun 153.maddesine göre muhtıra çıkartılması isteğini reddeden icra müdürlüğü kararının iptali isteğinin kabulü gerekirken, ipoteğin yıllık %12 faizle tesis edildiği gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA),  01.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.