Abaküs Yazılım
3. Daire
Esas No: 2019/1339
Karar No: 2021/2765
Karar Tarihi: 31.05.2021

Danıştay 3. Daire 2019/1339 Esas 2021/2765 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/1339
Karar No : 2021/2765

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) … Kuyumculuk İletişim Petrol Tekstil Gıda Turizm Akaryakıt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
2-(DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinden bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2016 yılının Ocak ila Aralık dönemleri için re'sen salınan katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Defter ve belge isteme yazısının 02/06/2017 tarihinde posta yoluyla davacı şirkete tebliğ edildiği, ancak herhangi bir mücbir sebep olmaksızın incelemeye ibraz edilmemesi üzerine yapılan tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin elektronik ortamda tebliğ edildiğinin anlaşıldığı olayda, davacı şirketin kanuni temsilcisi tarafından 02/12/2015 tarihinde elektronik tebligat talep bildiriminde bulunulduğu ve davalı idarece aktivasyon işleminin gerçekleştirildiği, kurumlar vergisi mükellefi olan davacının elektronik tebligat adresi almak ve elektronik tebligat sistemini kullanmak zorunda olduğu ve özel hukuk tüzel kişilerine tebligatın elektronik ortamda yapılması gerektiği dikkate alındığında, söz konusu yazının davacıya usulsüz tebliğ edildiği sonucuna varıldığından yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle cezalı vergi kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesinde, bu Kanun hükümlerine göre tebliğ yapılacak kimselere, 93. maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabileceği, elektronik ortamda tebligatın, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı, Maliye Bakanlığı'nın, elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili her türlü teknik altyapıyı kurmaya veya kurulmuş olanları kullanmaya, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirmeye ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğunun kurala bağlandığı, söz konusu yetkiye istinaden çıkarılan ve 456 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin “Elektronik Tebligat Yapılacak Kişiler” başlıklı 4. maddesinde, kurumlar vergisi mükelleflerinin, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirilen ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılabilecek olanlar arasında gösterildiği, "Diğer Hususlar" başlıklı 10. maddesinde ise, Kanun hükümlerine göre tebliği gereken evrakın muhataplara elektronik tebligat sistemi ile tebliğ edilebileceği gibi Kanunda yer verilen diğer tebligat hükümlerine göre de tebliğ edilebileceği düzenlemesine yer verildiği, bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, vergi idarelerince tarh ve tahakkuk edilen vergilere ve fer'ilerine ilişkin tebliğlerin Vergi Usul Kanunu'nun tebligata ilişkin hükümlerine göre yapılacağının açık olduğu, elektronik adres edinmek zorunda olan mükelleflere tebligatın şekli konusunda vergi idarelerine takdir hakkı tanındığı sonucuna ulaşıldığı, somut olayda; defter ve belgelerin ibrazının istenilmesine ilişkin yazının şirket adresinde "daimi çalışan" şerhi düşülmek suretiyle ... isimli şahsa tebliğ edildiği, dava dilekçesinde, bu isimde bir çalışan bulunmadığı iddia edilmesi karşısında, şirket ile herhangi bir ilgisi bulunmayan bir kişinin şirket ile ilgili bir tebligatı alması hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği gibi sigortasız işçi çalıştırmanın çok yaygın oluşu göz önüne alındığında, bu iddiaya itibar edilmesi mümkün olmadığından, tebliğin 213 sayılı Kanun hükümleri uyarınca usulüne uygun olarak gerçekleştirildiğinin kabulü gerektiği, bu durumda, usulüne uygun biçimde tebliğ edilen yazıyla istenilen yasal defter ve belgelerini herhangi bir mücbir sebep bulunmaksızın incelemeye ibraz etmeyen ve zayi belgesi de bulunmayan davacının eylemi gizleme fiilini oluşturduğundan yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık görülmediği, aynı Tebliğ'in 10. maddesinde, elektronik tebligat uygulamasına 01/01/2016 tarihi itibariyle başlanılacağı, ancak bu tarihten önce bildirimde bulunanlara 01/10/2015 tarihinden itibaren elektronik tebligat yapılabileceğinin düzenlendiği, dosyaya sunulan yazı ve eki belgelerin incelenmesinden, davalı idarece tekerrüre esas alınan vergi ziyaı cezasının, davacı tarafından kanuni süresi geçtikten sonra verilen 2014 yılının Ocak dönemine ilişkin muhtasar ve 2014 yılının Ekim dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannamelerine istinaden kesilen vergi ziyaı cezaları olduğu, tekerrüre esas alınan cezalara ilişkin ihbarname sorgulama bilgilerine göre, 2014 yılının Ocak dönemine ait kesilen vergi ziyaı cezasının 07/05/2014 tarihinde, 2014 yılının Ekim dönemine ilişkin kesilen vergi ziyaı cezasının ise 19/01/2015 tarihinde davacıya "internet" ortamında tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, davacının elektronik posta adresini bildirdiği tarih dikkate alındığında, elektronik tebligat uygulaması başlamadan önce davacıya belirtilen tarihlerde internet ortamında yapılan tebligat işlemleri hukuka uygun olmadığından, tekerrüre esas alınan söz konusu vergi ziyaı cezalarının davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilip kesinleştirildiğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle vergi ziyaı cezasının tekerrüre isabet eden kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusu reddedilmiş, üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusu ise kabul edilerek ilgili hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra davanın bu kısmı reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden defter ve belge isteme yazısının taraflarına uygun tebliğ edilmediği, tebligatın şirketin personeli olmayan ancak tebligat memuru tarafından daimi çalışan olarak gösterilen ...’a yapıldığı, dosyada mevcut imza sirküleri ve personel listesinde yer alan bilgilerden böyle bir çalışanının bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, davacı adına düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak yapılan tarhiyatın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
Davacı tarafından, taraflarına tebliğ edilmeyen raporların bulunduğu, bu durumun da savunma hakkını kısıtladığı, aralarında ticari ilişki bulunan firmaların durumlarını bilmelerinin mümkün olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Kararın; üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin hüküm fıkrasının onanması, vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle artırılarak kesilen kısmına ilişkin hüküm fıkrasının ise bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda; 2016 yılı defter ve belgelerinin ibrazının 25/05/2017 tarih ve 3986 sayılı yazıyla istenildiği, bu yazının 02/06/2017 tarihinde davacı şirketin iş yeri adresinde "daimi çalışan" sıfatıyla … isimli şahsa tebliğ edildiği, verilen süre içerisinde herhangi bir mücbir sebep bildirilmeksizin defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava konusu tarhiyatın yapıldığı ve tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılarak üç kat vergi ziyaı cezasının kesildiği anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun “Tekerrür” başlıklı 339. maddesinde, vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere vergi ziyaında beş, usulsüzlükte iki yıl içinde tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezasının yüzde elli, usulsüzlük cezasının yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanun'un mükerrer 257. maddesinin son fıkrasının 7061 sayılı Kanun'un 19. maddesiyle değiştirilmeden önceki, kanuni süresi geçtikten sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi üzerine elektronik ortamda düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnamelerin mükellef, vergi sorumlusu veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda iletileceği, bu iletinin tahakkuk fişi ve/veya ihbarnamenin muhatabına tebliği yerine geçeceği kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafından, temyiz istemine konu yapılan Vergi Dava Dairesi kararının, üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Dairemizce de uygun görülmüştür.
213 sayılı Kanun'un 257. maddesinin son fıkrasında yer alan düzenleme karşısında, yasal süresi geçtikten sonra elektronik ortamda beyanname verilmesi halinde düzenlenecek ihbarnamenin elektronik ortamda iletileceği ve bu iletinin muhatabına tebliğ yerine geçeceği açık olup dosyada mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesinden, tekerrüre esas alınan cezalardan; davacı tarafından elektronik ortamda kanuni süresinden sonra 07/05/2014 tarihinde verilen 2014 yılının Ocak dönemine ait muhtasar beyanname için kesilen vergi ziyaı cezası ile 19/01/2015 tarihinde verilen 2014 yılının Ekim dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannamesi için kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin olarak düzenlenen ihbarnamelerin sözü edilen tarihlerde e-tebligat yoluyla değil kanuni süresinden sonra verildiğinden bahisle internet ortamında iletilerek tebliği üzerine tahakkuk ettirildiği dikkate alındığında, tekerrür hükmü sebebiyle cezanın artırımlı uygulanabilmesi için, tekerrüre esas alınacak sonraki eylemin, daha önce işlenmiş bir fiil için kesilen cezanın kesinleşme tarihini takip eden yılın başından sonraki bir tarihte gerçekleşmiş olması gerektiği, dolayısıyla söz konusu cezaların 2016 yılı için kesilen vergi ziyaı cezası yönünden tekerrüre esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığından aksi yöndeki gerekçeyle verilen Vergi Dava Dairesi kararının tekerrüre ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacı temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Davalı idare temyiz isteminin kabulüne,
4. Kararın; vergi ziyaı cezasının tekerrüre isabet eden kısmına ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
5. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca nispi harç alınmasına,
6. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
7. Aynı Kanun'un 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 31/05/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi