Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2021/1229
Karar No: 2021/2851
Karar Tarihi: 31.05.2021

Danıştay 10. Daire 2021/1229 Esas 2021/2851 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/1229
Karar No : 2021/2851

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- Kendi adlarına asaleten … ve
…'ya velayeten …, …
2- … adına velayeten …
VEKİLLERİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : 1. Huk. Müş. Yrd. V. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, davacılardan …'nun 22/05/2007 tarihinde Ankara ili … semti … Çarşısı önünde meydana gelen terör eylemi sonucu yaralanarak sakat kalmasında idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek … için 10.000,00 TL maddi ve 250.000,00 TL manevi, eşi … için 500,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi, çocukları olan …, … ve … 'nun her biri için ayrı ayrı 500,00 TL maddi ve 50.000 TL manevi olmak üzere toplam 12.000,00 TL maddi ve 450.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi kararıyla; Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı kısmen kabul, kısmen ret yolundaki kararının, Danıştay Onuncu Dairesinin 07/07/2020 tarih ve E:2019/3811, K:2020/2667 sayılı kararı ile bozulması üzerine bozma kararına uyularak, bakılmakta olan davanın, davacılar tarafından, patlama olayı nedeniyle uğradıklarını ileri sürdükleri maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesine göre açılmış bulunduğu, bu halde; patlamanın, dolayısıyla davacının yaralanmasının terör eylemi sonucu gerçekleştiği sabit ise de; söz konusu olayın meydana gelmesinde idarenin kusur veya kusursuz sorumluluğu bulunup bulunmadığının irdelenmesi gerektiği, davalı idarece dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, eylemle ilgili olarak eylem öncesinde herhangi bir ihbar ya da istihbari bilginin bulunmadığı, hazırlık soruşturmasının ise eylemi gerçekleştiren terör örgütü mensubunun olay sırasında ölmesi nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı ile sonuçlandığının anlaşıldığı, dolayısıyla, oluşan zararda idarenin kusur veya kusursuz sorumluluğunu gerektirecek herhangi bir işlem ya da eylemi olmadığının görüldüğü, 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesi kapsamında, davalı idarenin olayın meydana gelmesinde hizmet kusuru ya da kusursuz sorumluluğu bulunmadığı sonucuna varılarak davacıların maddi tazminat taleplerinin 5233 sayılı Kanun çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, davacıların 5233 sayılı Kanun kapsamında başvurularının olduğu, dava devam ederken Ankara Valiliği Zarar Tespit Komisyonu tarafından anılan Kanun ve Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca hesaplanan 19.280,00 TL tazminatın ödenmesine karar verildiği ancak davacılar tarafından Sulhname Tasarısı imzalanmadığı için Komisyonca Uyuşmazlık Tutanağı düzenlendiğinin görüldüğü, 5233 sayılı Kanun kapsamında maddi zarar 19.280,00 TL olarak belirlendiğinden, davacıların talep ettiği 12.000,00 TL maddi tazminat tutarının taleple bağlı kalınarak kabulü gerektiği, davacıların manevi tazminat istemleri hakkında ise; 5233 sayılı Kanun ile terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin, sadece maddi zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usullerin belirlendiği, manevi zararın tazminine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiş ise de, Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasındaki; “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” hükmü uyarınca, terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler ya da terör eylemleri nedeniyle manevi zarara uğrayan kişilerin söz konusu zararlarının da tazmininin gerekeceği ve manevi zararın tazmini talebiyle yapılan başvuruların genel hükümlere göre değerlendirilmesi gerekeceğinin açık olduğu, bu itibarla, olayın bir terör eylemi olduğunun anlaşılması idarenin hizmetin işleyişine ilişkin kusurunun bulunmadığının tespit edilmesi karşısında, terör olayları nedeniyle meydana gelen ve sosyal risk ilkesi kapsamında bulunup, 5233 sayılı Kanun uyarınca karşılanmayan ilgililerin ileri sürdükleri manevi zarara bağlı tazminat taleplerine ilişkin uyuşmazlığın, idare hukukunun tazminata ilişkin ilke ve kuralları çerçevesinde 2577 sayılı Kanunun öngördüğü usullere tabi olarak manevi tazminat ödenip ödenmeyeceğine ilişkin yargısal incelemenin yapılmasının gerektiği; dosyanın incelenmesinden, davacılardan …'nun canlı bomba eylemi sonucu kafatasında açık kırık, vücudunda yanıklar oluştuğu, bir dizi ameliyat geçirdiği, uzun süre hastanede yattığı, kafatası travması nedeniyle sol tarafında felç geliştiği, 06/05/2009 tarihli sağlık raporunda iş gücü kaybının % 76 olarak belirlendiği, olayın gerçekleşme şekli, zararın niteliği ve kalıcılığı dikkate alındığında, davacının, eşinin ve çocuklarının olay nedeniyle yaşadıkları acı, elem ve ızdırabın kısmen de olsa giderilmesi için davacılardan … için 100.000,00 TL, eşi … için 50.000,00 TL çocukları …, … ve …'nun her biri için ayrı ayrı 30.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesi, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar vekili tarafından, manevi tazminata ilişkin tazminat miktarının düşük olmakla birlikte davayı daha fazla uzatmamak için onanmasına karar verilmesi gerektiği, maddi tazminata ilişkin olarak da olayda idarenin hizmet kusurunun olduğu, bu nedenle maddi tazminata haksız fiilin gerçekleştiği olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare vekili tarafından, olayda idarenin hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluğunun olmadığı, bu nedenle davanın tümden reddedilmesi gerektiği, idarenin tazminat sorumluluğunun ağır hizmet kusuru halinde söz konusu olduğu, manevi tazminat miktarının fahiş olduğu, manevi tazminatta idarenin temerrütü olmadığından faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davacılar vekili ve davalı idare vekili tarafından, karşılıklı olarak temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi