4. Ceza Dairesi 2017/851 E. , 2017/9021 K.
"İçtihat Metni"Tehdit suçundan sanık ...’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2-a ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanunun 51. maddesi gereğince ertelenmesine dair Malatya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/11/2007 tarihli ve 2006/573 esas, 2007/610 sayılı kararıyla ilgili olarak memnu hakların iadesine ilişkin talebin reddine dair Malatya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/03/2016 tarihli ve 2006/573 esas, 2007/610 sayılı ek kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 26.12.2016 gün ve 94660652-105-44-12160-2016-Kyb sayı ile kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/01/2017 gün ve 2016/402351 sayılı istem yazısıyla, dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
TEBLİĞNAMEDE: “Malatya 3. Asliye Ceza Mahkemesince, yasaklanmış hakların geri verilmesine karar verilmesi için sanık hakkında yasaklanmış bir hak bulunması gerektiği, somut olayda yasaklanmış bir hak bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş ise de, 5352 sayılı Kanun’un 12. maddesinin (b) bendinin 1 ve 2. alt bentlerine göre, arşiv bilgilerinin yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşuluyla onbeş yıl geçmesiyle, yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşulu aranmaksızın otuz yıl geçmesiyle tamamen silinecek olması nedeniyle, yasaklanmış hakların iadesine karar verilmesinin arşiv kaydının silinmesi açısından sanık lehine bulunduğu, "yasaklanmış hak" kavramına adli sicil sorgulama sonucunda kayıt bulunması halinin de dahil olduğu gözetilmeden, talebin kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Hükümlü ... hakkında tehdit suçundan yapılan yargılama sonucunda, Malatya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/11/2007 tarihli kararıyla hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve cezanın 24/01/2010 tarihinde yerine getirildiği, hükümlünün 23/03/2016 havale tarihli dilekçesi ile memnu haklarının iade edilmesini talep etmesi üzerine, aynı mahkemenin 30/03/2016 tarihli ek kararıyla memnu haklarla ilgili herhangi bir karar bulunmadığından talebin reddine, cezanın TCK"nın 51/8 maddesine göre infaz edilmiş sayılmasına, sabıkanın silinmesinin değerlendirilmesi için Adli Sicil Genel Müdürlüğü"ne gönderilmesine karar verildiği, kesinleşen bu karara karşı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün ihbarı üzerine, kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
05/04/2012 tarihli ve 6290 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonrasında, adli sicil arşiv kaydının silinmesine yönelik talebin, hükmü veren mahkemesince mi yoksa Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce mi değerlendirileceğine ilişkindir.
III-Hukuksal Değerlendirme:
5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu"nun “Adli sicil ve arşiv bilgilerinin silinmesi” başlıklı 12. maddesinde; "(1) (Değişik: 5/4/2012-6290/2 md.) Arşiv bilgileri;
a) İlgilinin ölümü üzerine,
b) Anayasanın 76 ncı maddesi ile Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren;
1.Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşuluyla onbeş yıl geçmesiyle,
2.Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşulu aranmaksızın otuz yıl geçmesiyle,
c)Diğer mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren beş yıl geçmesiyle, tamamen silinir.
(2) Fiilin kanunla suç olmaktan çıkarılması halinde, bu suçtan mahkûmiyete ilişkin adlî sicil ve arşiv kayıtları, talep aranmaksızın tamamen silinir.
(3) Kanun yararına bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının kesinleşmesi halinde, önceki mahkûmiyet kararına ilişkin adlî sicil ve arşiv kaydı tamamen silinir.” hükmüne yer verilmiş,
Aynı Kanun’un 05/04/2012 tarihli ve 6290 sayılı Kanunla değiştirilen geçici 2. maddesinde de; “(1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Adalet Bakanlığı Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce toplanmış olsun veya olmasın, suç tarihi itibarıyla bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki kayıtlar hakkında, 3682 sayılı Kanuna göre süre yönünden silinme koşulu oluşanlar silinir; diğer kayıtlar için bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılır. (Mülga cümle: 05/04/2012-6290 S.K./3.md.)
(2) (Değişik fıkra: 05/04/2012-6290 S.K./3.md.) Bu Kanunun yayımı tarihinde, Anayasanın 76 ncı maddesi ile bazı özel kanunlarda yer alan ve bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetler bakımından, arşive alınan veya şartları oluştuğu halde ya da henüz şartları oluşmadığı için arşive alınmayan kayıtlar hakkında 12 nci maddenin birinci fıkrası hükmü uygulanır.
(3) (Ek fıkra: 05/04/2012-6290 S.K./3.md.) İkinci fıkrada sayılanlar dışında, birinci fıkra gereğince işlem yapılarak arşive alınan kayıtlar 3682 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde öngörülen sürelerin dolduğu veya ertelenmiş olan mahkûmiyetin esasen vaki olmamış sayıldığı hallerde bu tarih esas alınarak Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Adli Sicil Yönetmeliği"nin "Adlî sicil ve arşiv bilgilerinin silinmesi" başlıklı 13. maddesinde ise; " (Değişik:RG-20/4/2013-28624) Arşiv kayıtları;
İlgilinin ölümü üzerine, Anayasanın 76 ncı maddesi ile Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren;
Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşuluyla onbeş yıl geçmesiyle,
Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşulu aranmaksızın otuz yıl geçmesiyle,
Diğer mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren beş yıl geçmesiyle,
Fiilin kanunla suç olmaktan çıkarılması hâlinde, bu suçtan mahkûmiyete ilişkin adlî sicil ve arşiv kayıtları, talep aranmaksızın,
Kanun yararına bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının kesinleşmesi hâlinde, önceki mahkûmiyet kararına ilişkin adlî sicil ve arşiv kaydı,Genel Müdürlükçe tamamen silinir.
Birinci fıkrada belirtilen hâllerde silme işlemi, Genel Müdürlüğün teklifi ve Bakanın onayı ile kurulan komisyonca re’sen yapılır." hükmüne yer verilmiştir.
5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu"nda değişiklik yapan, 6290 sayılı Kanun 11/04/2012 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 11/04/2012 tarihinden itibaren arşiv kaydının silinmesi işlemleri, 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu’nun geçici 2/3. maddesi uyarınca, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce yerine getirilecektir.
İnceleme konusu somut olayda; hükümlü ..."nun 23/03/2016 havale tarihli dilekçesi ile tehdit suçundan Malatya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/11/2007 tarihli kararı ile verilen ve infaz edilen hapis cezasına ilişkin memnu hakların iadesi talebinde bulunduğu, ancak mahkemenin memnu hakla ilgili bir karar bulunmadığından talebin reddine karar verdiği 23.03.2016 tarihi itibariyle, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun, 05/04/2012 tarihli ve 6290 sayılı Kanun’la değiştirilen geçici 2/3. maddesi uyarınca, arşiv kaydının silinmesine ilişkin değerlendirmenin, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce yerine getirileceği, hükümlünün arşiv kaydının bulunmasının da memnu hak kapsamında bulunduğundan, hükümlünün talebiyle ilgili işlemin Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce yerine getirileceği, sonucuna varıldığından mahkemece değerlendirmenin Adli Sicil Genel Müdürlüğü tarafından yapılması için talebin reddine dair kararının sonucu itibariyle yerinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
3-Sonuç ve Karar
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden bozma isteminin CMK"nın 309. maddesi gereğince REDDİNE, sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde Adli Sicil Genel Müdürlüğü"nce yerine getirilmesine, 23.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.