9. Hukuk Dairesi 2018/153 E. , 2020/20138 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 01.06.1990 tarihinden askerlik sebebiyle ayrıldığı 10.08.1994 tarihine kadar çalıştığını ve askerlik hizmetinin bitiminden sonra da 01.04.1995 tarihinden 10.08.2014 tarihine kadar aralıksız olarak çalıştığını ve iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini, ancak kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmediğini, davacının çalıştığı süre boyunca muhasebe müdürü olarak çalıştığını, gerek şirketin ve gerekse şirket sahibinin muhasebe kayıtlarını tuttuğunu, müvekkilinin 2009 ve 2010 yıllarında aldığı ücretin 2.000,00 TL net aylık iken son yıllarda hiç zam yapılmadığını ve uzun süre 3.000,00 TL net aylık ücret olarak belirlenmiş ise de tüm kayıtlarda yasal asgari ücret olarak gösterildiğini, muhasebe müdürü olarak çalışan birinin asgari ücret ile çalışmasının hayatın ve çalışma hayatının gerçekleri ile örtüşmediğini, bu nedenle emsal ücret araştırması yapılmasının istediklerini, davacının özverili çalışmalarının son zamanda davalı tarafça suistimal edilerek ücretlerinin bir kısmının belirsiz zamanlarda ödendiğini ve çoğu zaman da ödenmediğini, uzun bir dönem ücret alamayan davacının banka kredileri ile geçimini sağlamak zorunda kaldığını, 2009 ve 2010 yıllarında 2.000,00 TL net aylık ile çalışan müvekkiline 2011 yılında 3.000,00 TL net aylık verilmeye başlandığını, daha sonraki yıllarda hiç ücret zammı yapıldığını, iyi niyetli olarak müvekkilinin bu durumu kabul ettiğini ancak ödemeleri buna rağmen tam alamadığını, davalıya ait muhasebe kayıtları incelendiğinde müvekkilinin hangi aylarda ne kadar ücret aldığı ve ne kadar alacağı kaldığının sarih olarak görüleceğini, bu nedenlerle müvekkilinin hak kazanmasına rağmen ödenmeyen ücretlerini talep etmek zorunda kaldığını, müvekkilinin çalıştığı tüm süre boyunca yılda 1-2 günü geçmeyen mazeret izinleri dışında hiçbir yıllık ücretli izin kullanmadığını, kullandırılmayan yıllık izinlerin karşılığının da ödenmediğini, davalı şirketin taşımacılık işi yaptığını ve bu işin doğası gereği işin günlük 7.5 saatlik sınırlar içinde kaldığını, müvekkilinin çalışma saatlerinin genelde geceleri de devam ettiğini, müvekkilinin yaptığı fazla çalışmaların da karşılığının ödenmediğini, iş bu dava ile fazla çalışma karşılığı ücretlerinin de ödenmesini talep ettiklerini, yine davalı şirketin iştigal konusu sebebiyle müvekkilin çalışmaları hafta tatilleri ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de devam etmiş ise de karşılığı ücretlerin ödenmediğini, işin doğası gereği davalı şirkette çalışmaların gerek hafta sonları gerekse ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de devam ettiğini ileri sürerek, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin ve ücret, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının kendisi de dahil tüm personelin özlük dosyasını tuttuğunu, bordrolarını düzenlediğini, özetle personel ve muhasebeye ilişkin tüm kayıtların tanzimi ve uygulamasından sorumlu olarak görev yaptığını, müvekkili şirketten kendi isteği ile ayrılan davacının haksız iddia ve taleplerinin temelini hazırlayabilmek için kendi çıkış bildirgesini "04" koduyla ilgili kuruma verdiğini, müvekkili şirkette bu işi yapmaya yetkili kişinin davacının bizzat kendisi olduğunu, 25 yıla yakın çalışan davacının tüm çalışma süresince fazla mesai yaptığı, yıllık izin ücretli izinlerini kullanmadığı, tüm hafta tatilleri ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı yönündeki iddialarının davacının diğer iddiaları gibi gerçeği yansıtmadığını, davacının tüm çalışma süresi boyunca 09:10-09:15 saatleri arasında iş başı yaptığını, öğlen 1,5 saat ara dinlenmesinin olduğunu, hiç bir zaman 18:00’den sonra çalışmasının olmadığını, tüm çalışma süresi boyunca hafta tatili ve genel tatillerde izin yaptığını ve yıllık izinlerini eksiksiz hatta fazlasıyla kullandığını, davacı tarafından dosyaya sunulan ve müvekkili şirketten aldığı maaşın 2.000,00 TL olduğunu gösterir belgenin davacının kredi çekmek üzere maaşının 2.000,00 TL olduğunun bildirilmesi talebi üzerine verilmiş bir belge olup bu duruma uygulamada sıklıkla karşılaşıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusu yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince başvurunun esastan reddine; davalının istinaf başvurusun ise süreden reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekiline 14.12.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekilince karara karşı 18.11.2016 tarihinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf talebi süresinde olup, gerekçeli karar tebliğinden sonra süresinde gerekçeli istinaf dilekçesinin sunulmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 Sayılı Kanun’un 355. maddesi gereğince kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılması gerekirken istinaf talebinin süreden reddine karar verilmesi hatalıdır. Kaldı ki, Bölge Adliye Mahkemesi kararında istinaf süre tutum dilekçesinin süresinde verildiği belirtilmesine rağmen, başvurunun süreden reddine karar verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması çelişkili olmuştur.
SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.