9. Hukuk Dairesi 2013/1708 E. , 2013/6873 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ile izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait işyerinde montaj işçisi olarak çalışırken haksız olarak işten çıkarıldığını belirterek, kıdem-ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve yıllık izin ücretinin ödetilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının işlerin yoğun olduğu dönemde fazla çalışma yapmayı reddettiğinden ve görevini yapmadığından haklı nedenle işten çıkarıldığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının işveren tarafından verilen görevi yapmaktan kaçındığından feshin haklı nedene dayandığı, davacının diğer alacaklar yönünden de ibraname düzenlediği sonucuna varılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün temyizi üzerine, Dairemizce, “önceden izin alınmaksızın işçinin fazla çalışmaya zorlanamayacağı ve bu isteği yerine getirmeyen işçinin iş sözleşmesinin haklı neenle feshedilemeyeceği, davacının kıdem ve ihbar tazminatını hak ettiği” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş ve kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacakları hüküm altına alınmış, ancak diğer taleplerle ilgili hüküm kurulmamıştır.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, İçermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda, bozma sonrası mahkemece verilen kararda kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmiş, davacının diğer talepleriyle ilgili bir karar verilmemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 22.02.2012 tarih, 2012/13-747 Esas, 2012/84 Karar sayılı ilamında ve Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği gibi, Yargıtay"ca bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirir. Mahekemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı HMK.297"ye uygun olmalıdır.
Mahkemece yukarıdaki yasal düzenlemeler ve ilkeler dikkate alınmaksızın, bozmadan sonraki kararda sadece kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı isteklerinin hüküm altına alınması hatalıdır.
2- Somut olayda davacı, dava dilekçesinde faiz istemiş, ancak ıslah dilekçesinde faiz istememiştir.
Mahkemece, talep aşılarak, kabul edilen alacakların ıslah ile artırılan kısımlarına da faiz uygulanması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 26.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.