9. Hukuk Dairesi 2017/8340 E. , 2018/374 K.
"İçtihat Metni"....
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı asıl işveren .....Müdürlüğünde dekapaj ve cevher üretim işinin üstlenen al işveren ....22/01/2011 tarihinde harita mühendisi olarak işe başladığını, müvekkilinin işe başladığı tarihten 31/07/2012 tarihine kadar aralıksız olarak çalıştığını, ücretlerinin ödenmemesinden dolayı işten ayrıldığını, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ödenmemiş ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti alacağını talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, davacının müvekkil kurumun işçisi olmadığını, davacının asıl işvereninin yüklenici firma olan diğer davalı Bor An İnşaat olduğunu, müvekkil kurum ile diğer davalı arasında 12/11/2010 tarihli dekapaj yapım işi sözleşmesinin imzalandığını, bu şirket çalışan işçilerinin puantaj listesi, bordroları ve ödeme makbuzlarının şirket tarafından tutulduğunu, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, ücret alacağı olan işçilerin her hakediş dönemi için olan ücret alacaklarının üç aylık tutarından fazlası hakkında idarelere bir sorumluluk düşmediğini, listelere göre davacının 2012 yılı ocak ayında 9 gün çalışmışlığının olduğu, 2012 Mayıs, Haziran, Temmuz aylarında bir çalışmasının olmadığı, diğer davalı şirketin yönetim kurulu kararıyla 11/03/2011 tarihinde işinin durdurulduğu ve 05/04/2011 tarihinde işe tekrar başlatıldığını, yani 2012 Ocak, Şubat ve Mart aylarında firmanın çalışmadığını, davacının da bu aylara ait ücret alacağını isteyemeyeceğini, yine 2012 yılı Nisan ayında da firmanın çalışmadığını, dolayısıyla davacının da çalışmayıp ücretini isteyemeyeceğini, herhangi bir işçilik alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı .....vekili, davacının davaya konu ettiği alacakların belirsiz alacak olduğunu ve alacak miktarını tam ve kesin olarak belirlemediğini, bu yüzden ücret alacağı yönünden davanın kısmi dava olarak açılmasına itiraz ettiklerini ve davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının müvekkil şirkette çalışmadığı uzun bir sürenin olduğunu, davacının çalışmış olduğu süre boyunca tüm hak ve alacaklarının kendisine ödendiğini, davalı şirketten bir alacağının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti :
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın davacı tarafından feshedildiği ücretilerin ödenmemesi nedeniyle haklı fesih olduğu ihbar tazminatının kabul edilemeyeceği, iki vardiyalı çalışıldığı 07:00-18:00 saatleri arasında veya 19:00-06:00 saatleri arasında haftalık 15 saat fazla mesai yapıldığı ve ayda 1 hafta hafta tatili yapıldığı, Ocak Şubat Mart ve Nisan aylarında çalışılmasa da ücretlerinin ödenmesi gerektiğinden ücret alacaklarının kabulü gerekeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar avukatları temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Davalı ....nin temyizi açısından;
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 5. maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. 6100 Sayılı HMK geçici 3. Madde 1. Fıkrasına göre; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26.9.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2. fıkrasına göre; Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 5.maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. Temyiz süresi içinde temyiz dilekçesi temyiz defterine kaydedilmiş, ancak harç yatırılmamış ise, harç ve temyiz giderlerinin yatırılması için ilgili tarafa HUMK.’nun 434/3. Maddesi gereği 7 günlük kesin süre verilmesi gerekir. 8 günlük süre içinde temyiz edilmeyen(HUMK.432/4), temyiz defterine kaydı yapılmayan(HUMK. 434/2) veya verilen kesin süre içinde temyiz harç ve gideri yatırılmayan(HUMK. 434/3) kararlar kesinleşmiş olur.
Somut olayda, gerekçeli kararın davalı vekiline 13.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin kararı, 25.11.2014 havale tarihli dilekçesi ile temyiz ettiği, 06.01.2015 tarihinde temyiz yoluna başvurma harcının yatırıldığı, dilekçenin veriliş tarihi itibariyle 5521 sayılı Yasanın 8. maddesindeki 8 günlük temyiz süresinin geçirildiği anlaşıldığından, davalı .... vekilinin temyiz talebinin süreden REDDİNE, nispi temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine,
2-Davacı ve davalı ..."nün temyizi açısından;
a) Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ... vekilinin tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
b) Davalılar lehine hüküm altına alınan red vekalet ücretinin infazda tereddüt oluşturacak şekilde "ayrı ayrı" denilerek hüküm altına alınması hatalı olup, bozma sebebi ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2 maddesi yollaması ile HUMK’nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
F) Sonuç:
Hüküm fıkrasının (6) numaralı bendindeki "ayrı ayrı" sözcüklerinin çıkarılmasına, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlerden davacı ile davalılardan ..."ne yükletilmesine, 17/01/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
....