9. Hukuk Dairesi 2012/39868 E. , 2013/5950 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, ücretli izin alacağı ile ücret alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.02.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının, davalı... Vinç’e ait işyerinde ... sahasında taşeron firma işçisi olarak gerçekleştiğini, bu döneme ait işçilik alacaklarından asıl işveren olarak... firmasınınsorumlu olduğunu, taşeron firmalarda çalıştığı bu döneme ilişkin kıdem tazminatı ile aylık ücret alacaklarının ödenmediğini, kullanmadığı yıllık ücretli izinler bulunduğunu, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmeyen ücret ve kullanmadığı yıllık ücretli izinler karşılığı ücret alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, davacının ne davalı şirketten ne de ondan iş alan alt iş veren firmalarla çalışmadığını bu nedenle husumetten dolayı davanın reddinin gerektiğini, ... kayıtlarından da davalı iş yerinde çalışmadığının sabit olduğunu ayrıca davacının taleplerini zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair karar Dairemizin 21.11.2011 tarihli, kararı ile; “Somut uyuşmazlıkta davacının davalı asıl işveren ait işyerinde alt işveren işçisi olarak çalıştığı, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun davacı vekiline ve mahkemeye hitaben yazdığı “... sahasında faaliyet gösteren taşeron tabir edilen şirketlerde bu tarihlerde Kepçe ve Vinç işletmesi işinde çalıştığı” ibarelerini içeren belge ve 2006 yılına kadar çalışan tek tanık beyanına göre karar verilmiştir. Oysa davalı işveren vekili davacının alt işvereni şirketin, davalı şirkette alt işveren olarak bazı hizmetler alıp, burada işçi çalıştırdığını, ancak davacının bu işlerde çalışan işçiler arasında yer almadığını savunmuş ve buna dair puantaj kayıtları sunmuştur. Davacının kayıtlarda işvereni olarak görünen şirketin davalıya ait işyerinde alt işveren olarak iş aldığı ve işçi çalıştırdığı sabit olduğundan, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun asıl bu bilgiyi içeren yazısı tek başına davacının anılan işte ve davalı asıl işveren işyerinde çalıştığına yetmez. Bu konuda yeterli bir delil olarak kabul edilemez. Yukarıda açıklandığı gibi davalı asıl işveren ile davacının işvereni olan dava dışı şirket arasındaki sözleşmeleri, şartnamelerin, çalıştırılan işçi sayısı ve listesinin, puantaj kayıtlarının, hak edişlere ilişkin kayıtların getirtilmesi, işçinin gerçekten asıl işveren işyerinde münhasıran alt işveren işçisi olarak çalıştığının tespiti gerekir. Eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. Kabule göre de kıdem tazminatına, ücrete ve yıllık ücretli izne esas ücretin belirlenmesinde aylık prim kesintilerine tabi kazancın esas alınması da ayrı bir bozma nedenidir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmuş ve alınan hesap raporuna itibar edilerek, davacının kesintisiz olarak davalı ... bünyesinde faaliyet gösteren taşeron şirket olan... Vinç Sanayi şirketinde çalıştığı, davalının asıl işveren olarak alt işveren nezdinde çalışan davacının işçilik alacaklarından alt işverenle birlikte müştereken ve müteselsilin sorumlu olduğu, davalı taraf davacının kendi işyerlerinde ve alt işverenlerinde çalışmadığını bildirmiş ise de, ... nın 09.04.2011 tarihli cevabı yazısından ve tanık beyanından davacının dava konusu tarihlerde davalı işyerinde taşeron firma olan... Vinç şirketinde çalıştığı gerekçesi ile alacaklardan sorumlu tutularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili, bozma ilamına uyulmadığını, ...’nın sadece yorum yaptığını, yazısının bağlayıcı olmadığını, davacının taşeronun kendi işyerinde çalıştığını, bu firmanın...’e ait işyerinde işler aldığını, ancak davacının alınan bu işlerde sadece yükleme boşaltma zamanlarında çalışıp münhasıran işyerinde çalışmadığını, sunulan puantaj kayıtlarından da davacının ...’e ait işyerinde çalıştığını kanıtlayamadığını belirterek temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/6 maddesi uyarınca, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.”
Bu maddeye göre, “bir işverenden, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan, bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar alt işveren olarak belirtilmektedir. Alt işverene verilen iş, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmalıdır.
Alt işveren, üstlendiği iş için görevlendirdiği işçilerini sadece o işyerinde aldığı işte çalıştırmalıdır. İşçiler sadece asıl işverene ait işyerinde değil de, farklı işverenlere ait çeşitli işyerlerinde çalışıyorlarsa, o işçilere açısından asıl işveren-alt işveren ilişkisinden söz edilemez.
Alt-asıl işveren arasındaki ilişki, niteliğine göre, eser, taşıma, kira gibi sözleşmelere dayanır. Alt işveren üstlendiği işi sözleşme koşulları doğrultusunda, ama kendi adına ve bağımsız bir biçimde yürütür. Çalıştırdığı işçilerle kendi adına iş sözleşmesi yapar; gerekli talimatları verir; işçilere ücretlerini kendisi öder; ücret bordrolarını düzenler; ... primlerini yatırır.
Alt işveren işçisi de olsa çalışma olgusunu, bu kapsamda münhasıran alt işveren işçisi olarak asıl işverene ait işte ve işyerinde çalıştığını, işçi kanıtlamalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille kanıtlanabilir. İşçinin sunduğu deliller yanında, alt işveren işçisinin münhasıran asıl işveren ait işyerinde çalışıp çalışmadığının tespit için ise işverenler arasındaki hizmet alım sözleşmesinin, şartnamesinin, çalıştırılan işçi sayısı ve listesinin, puantaj kayıtlarının, hak edişlere ilişkin kayıtların getirtilmesi, işçinin gerçekten asıl işveren işyerinde alt işveren işçisi olarak çalıştığının tespiti gerekir. Zira asıl işverenin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2 ve 3. Maddeleri uyarınca sorumluluğu vardır. Gerektiğinde hak edişlerde alt işveren işçilerinin primlerinin yatırılıp yatırılmadığı, ücretinin ödenip ödenmediğinin denetimini yapmak zorundadır.
Diğer taraftan, yıllık ücretli izin davacının son günlük çıplak ücretinden, kıdem tazminatı ise giydirilmiş ücretten hesaplanmalıdır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince işçinin tüm kazançları prime tabi olduğundan, ... prim kazancına esas aylık ücret tazminat ve işçilik alacaklarının belirlenmesine esas ücret olarak alınamaz. Zira işçinin tazminat veya alacağa esas ücretin içinde yer almayacak, hafta ve genel tatil, fazla çalışma ücretleri gibi devamlılık arz etmeyen ödemeleri de prim kesintisine tabiidir.
Somut uyuşmazlıkta davacının davalı asıl işverene ait işyerinde, alt işveren işçisi olarak çalıştığına Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 09.04.2011 tarihli belgesine göre karar verilmiştir.
Oysa, davalı işveren vekili davacının alt işvereni şirketin, davalı şirkette alt işveren olarak bazı hizmetler alıp, burada işçi çalıştırdığını, ancak davacının bu işlerde münhasıran çalışmayıp sadece yükleme ve boşaltma yapılan günlerde çalıştığını savunmuş ve buna dair puantaj kayıtları sunmuştur.
Davacının kayıtlarda işvereni olarak görünen diğer davalı... şirketinin davalıya ait işyerinde alt işveren olarak iş aldığı ve işçi çalıştırdığı sabittir. Ancak davalı... tarafından düzenlenen puantaj kayıtlarına göre davacı iş alınan dönemlerde emeğini münhasıran davalı ...’e ait işyerine hasretmemiştir. ... kayıtlarına göre bu dönemlerde sigorta primleri 30 gün üzerinden yatırılmış ise de puantaj kayıtları ile liman gemi kayıtlarına göre aylık çalışma süresi daha az olup yükleme ve boşaltma yapılan günlerle sınırlıdır. Kaldı ki davalı... firmasının başka şirketlere de yükleme boşaltma hizmeti vermektedir. Davacı işçinin gerçekten asıl işveren işyerinde münhasıran alt işveren işçisi olarak çalıştığı tespit edilemediği halde alacaklardan davalı ...’in sorumlu tutulması hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 990.00 TL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.02 .2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.