9. Hukuk Dairesi 2017/27537 E. , 2018/325 K.
"İçtihat Metni"....
DAVA : Davacı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 25/08/2008-05/11/2012 tarihleri arasında Depo Sorumlusu olarak net 2.400,00 TL. ücret ile çalıştığı davalı işyerinde, ücretinin bir kısmı banka hesabına, geri kalan kısmın elden ödendiği, iş sözleşmesi haksız fesih edildiği, hafta içi yapılan fazla mesai ile hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatillere yapılan mesai ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 2.000,00 TL. fazla mesai, 250,00 TL. genel tatil ve 250.00 TL. hafta tatili alacağının faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının ücreti, 05/05/2009 tarihinde çalışmaya başlayan depo sorumlusu davacı ücretinin hizmet dökümünde gösterilen bedel olduğu ve bu bedele fazla mesai ücretin de dahil olduğunu, davacının iş sözleşmesinin fesih edilmesi üzerine hesabına 09/11/2012 tarihinde 19.225,81 TL., 11/12/2012 tarihinde 1.275,52 TL. ve 11/01/2013 tarihinde 2.090,88 TL. olmak üzere toplam 22.592,21 TL. ödeme yapıldığı, bu ödemelerin her ne kadar maaş açıklaması ile yapılmış ise de, tüm tazminatlarını, ücret ve diğer feri alacaklarını da kapsadığı ve bu ödemenin fazla mesai ücretlerini de kapsadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yargılama Süreci ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının fazla çalışma yaptığını, genel tatil ve hafta tatili günlerinde çalıştığını ispat edemediği, sadece soyut tanık beyanlarına göre alacakların hesaplanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve hüküm,
Dairemizin 23/03/2016 tarih ve 2015/3945 E., 2016/6884 K. sayılı ilamı ile; "....Somut uyuşmazlıkta, dinlenen tanıklardan birinin 2008 yılında davacı ile sadece 2 ay birlikte çalışması, diğer tanığın ise davacı ile aynı işyerinde çalışan ve işverene karşı bir kısım işçilik alacaklarının tahsili için dava açmış olması nedeniyle tanık beyanlarına itibar edilmemesi isabetli ise de aynı gün temyiz incelemesi yapılan yerel mahkemenin 2013/103 E-2014/233 K sayılı dava dosyasında, davacının fazla çalışma yapıp yapmadığının, genel tatil ve hafta tatili günlerinde çalışıp çalışmadığının tespiti için mahallinde keşif yapılması için kararın bozulduğu anlaşılmakla; davacının çalışma şeklinin, günlük ve haftalık çalışma sürelerinin, dosyada mevcut işe giriş çıkış saatlerinin gösterildiği kayıtlar üzerinde oynama yapılıp yapılmadığının, kayıtların gerçeğe uygun olarak tutulup tutulmadığının ve bu bağlamda söz konusu kayıtlara itibar edilip edilmeyeceğinin tespiti için mahallinde uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir..."gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda, keşif, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının talep ettiği alacaklarının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı HMK.’un 219. maddesi taraflara kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmeleri zorunluluğunu getirmiştir. Aynı maddeyi takip eden 220. maddesinde ise belgeyi ibraz etmeme halinde ne tür bir işlem yapılacağı belirtilmiştir. Buna göre;
“(1) İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.
(2) Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.
(3) Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir”. kuralına yer verilmiştir.
İş Kanunu’nda kayıt tutma yükümlülüğü genellikle işverene verilmiştir. Bordro tanzimi, mesai saatleri düzenleme, yıllık ücretli izin defteri tutma, çalışma belgesi verme gibi. İşçi alacakları konusunda işveren kayıtlarında dayandığında, bu kayıtları tutma zorunluluğu olan işverenin bu belgeleri mahkemeye ibraz etme zorunluluğu vardır. İşverenin ibraz etmemesi halinde ise 6100 sayılı HMK.’un 220. maddesi uyarınca yargılama usul işleminin yapılması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, HMK.nın 220. maddesinin bu dosya için uygulanmasının mümkün olmadığı, davalı tarafça sunulmayan evrakların davacı aleyhine yorumlanamayacağı düşünülse dahi talep edilen alacak kalemlerini tespiti için Yargıtay bozma kararı doğrultusunda tanık beyanlarına itibar edilememesi ve dosyada mevcut evrakların ise bilgisayar çıktısı olması, imzasız onaysız herhangi bir kaydın mevcut olmaması ve delil olarak değerlendirilmesinin mümkün bulunmaması karşısında davacının talep ettiği alacaklarının bulunduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafca davasını ispat amaçlı personel giriş çıkış raporları dosyaya sunulmuş olmakla bu kayıtların gerçeğe uygun olarak tutulup tutulmadığı yeterli şekilde araştırılmaksızın hükme esas alınmamıştır. Oysaki bu personel giriş çıkış raporlarının sıhhati uyuşmazlığın çözümü için açıklığa kavuşturulması gereklidir.
Mahkemece davacının bir kısım personel giriş çıkış raporları dosyaya ibraz etmesi, ayrıca bu belgelerin işverence bilerek sunulmadığına ilişkin bir iddiasının bulunması, delilleri arasında da bu kayıtlara dayanması karşısında, evleviyetle, davalı işyerinde işyeri giriş ve çıkış kayıtlarının tutulup tutulmadığının açıklığa kavuşturulması, şayet bu kayıtların tutulduğunun saptanması halinde Mahkemenin davalı işverene elinde bulunan kayıtları kesin süre içinde ibraz etmemesi halinde HMK’nın 220. maddesi hükmünün 2. ve 3. Fıkralarına göre işlem yapılacağını ihtar edip buna göre kesin süre içinde kayıtlar ibraz edilmezse anılan hükmün 2 ve 3 fıkralarına göre işlem tesisi ile sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ve usul hükümlerine aykırı olarak verilen kararın bozulması gerekmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....