Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/16276
Karar No: 2021/7912
Karar Tarihi: 09.06.2021

Danıştay 6. Daire 2019/16276 Esas 2021/7912 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/16276
Karar No : 2021/7912

KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE BULUNAN
(DAVALI) : … Belediye Başkanlığı

VEKİLİ : Av. ..., Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : Muris ... Varisleri
1-...

6- …

İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının onanmasına dair Danıştay Altıncı Dairesinin 20.03.2019 tarih ve E:2014/3700, K:2019/1513 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Samsun İli, İlkadım İlçesi, ... Mahallesi, ... Sokak, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazda (yeni ... ada, 25 sayılı parsel) 3194 sayılı İmar Kanun'un 18. maddesi ile 2981 sayılı Kanun'un Ek 1. maddesi uyarınca parselasyon yapılmasına ilişkin ... tarihli, ... sayılı İlkadım Belediye Encümeni kararının iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İdare Mahkemesince, dava dosyasının ve mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan raporun birlikte değerlendirilmesinden; imar planına uyulmayarak büyük bir bölümü imar yolunda kalacak şekilde parsel üretildiği, yapılan bu tahsislerle yasal ve teknik bir dayanak olmaksızın davacılar aleyhine düzenlemeye gidildiği, yapılan uygulamanın, dağıtım-tahsis ve parselleme ilkelerine, eşdeğerlilik esasına, teknik kriterlere, hakkaniyet ölçütlerine ve kamu yararına uygun olmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davalının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Altıncı Dairesince, temyize konu karar hukuk ve usule uygun bulunmuş ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu belediye encümeni kararının; davacılara ait taşınmaz hakkında 2001 yılında yapılan parselasyon sonucu ... ada ... parsel sayılı taşınmazda tahsis edildiği, 2003 yılında ise kent bilgi sistemi kapsamında yapılan parselasyon ile sehven ... ada, ... parsel sayılı taşınmazda tahsis yapıldığı, bu uygulama sonrası ... ada ... parsel sayılı taşınmazın maliki olan ... tarafından yapılan itiraz üzerine, dava konusu işlem ile söz konusu hatanın düzeltildiği ve davacılara kadastral parselin bulunduğu alanda ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın tahsis edildiği, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek ileri sürülerek Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Altıncı Dairesinin 20.03.2019 tarih ve E:2014/3700, K:2019/1513 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava Samsun İli, İlkadım İlçesi, ... Mahallesi, ... Sokak, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazda (yeni ... ada, 25 sayılı parsel) 3194 sayılı İmar Kanun'un 18. maddesi ile 2981 sayılı Kanun'un Ek 1.maddesi uyarınca parselasyon yapılmasına ilişkin ... tarihli, ... sayılı İlkadım Belediye Encümeni kararının iptali istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
T.C. Anayasası'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin insan haklarına saygılı, demokratik, laik ve soysal bir hukuk devleti olduğu temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasına ilişkin 13. maddesinde de, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiş, Mülkiyet Hakkı başlıklı 35. maddesinde, "Herkes mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükümleri yer almıştır.
Hukuk devleti insan haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her eylem ve işlemi hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayıp yargı denetimine açık olan, yasaların üstünde yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ve Anayasa’nın bulunduğu bilincinde olan devlettir. Devletin veya bir kamu tüzel kişisinin kamu yararı amacıyla aldığı bir taşınmazı daha sonra imar planı değişikliği ile kamu yararına kullanma amacı dışında kendi özel mülkü olarak tescil ettirmesi temel insan haklarından olan mülkiyet hakkına keyfi bir şekilde el konularak bireylerin sahip oldukları taşınmazları üzerinde özgürce tasarruf etmelerinin engellenmesi, mülkiyet haklarının ellerinden alınması hukuk devleti ilkesine aykırıdır.
Herkes, yasal şekilde elde ettiği mülküne sahip olma, kullanma, elden çıkarma ve miras bırakma hakkına sahiptir. Bunların kaybı karşılığında zamanında adil bir tazminat ödenmesi koşulu ile kamu menfaati nedeniyle veya yasada öngörülen koşullar çerçevesinde yapılması dışında hiç kimsenin elinden mülkü alınamaz. Mülkün kullanımı, kamu menfaati için gerekli olduğu ölçüde yasa ile düzenlenebilir.
Öte yandan Avrupa İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme’ye Ek Protokol’ün 1. maddesinde: "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir." hükmü yer almaktadır.
3194 sayılı Kanunun 18. maddesinin dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan halinde, imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile yol fazlaları ile kamu kurumlarına veya belediyeler ait bulunan yerlerle birleştirmeye bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyelerin yetkili olduğu, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağılımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar sahanın arsaların düzenlenmeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçmemek üzere düzenleme ortaklık payı olarak düşülebileceği, düzenleme ortaklık paylarının düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamayacağı, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınamayacağı, ancak bu hükmün o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmeyeceği, üzerinde bina bulunan hisseli parsellerin şuyulandırmanın sadece zemine ait olup, şuyunun giderilmesinde bina bedelinin ayrıca dikkate alınacağı düzenleme sırasında plan ve mevzuata göre muhafazasında mahzur bulunmayan bir yapının ancak bir imar parseli içinde bırakılabileceği, bu maddede belirtilen kamu hizmetlerine ayrılan yerlere rastlayan yapıların kamulaştırılmadıkça yıktırılamayacağı, 19. maddesinde de; kesinleşen parselasyon planlarının tescil edilmek üzere tapu dairesine gönderileceği hükmüne yer verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca çıkarılan ve dava konusu parselasyon işleminin onaylandığı tarihte yürürlükte olan İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlenmesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 'İmar Parsellerinin Oluşturulması ve Dağıtımındaki Esaslar' başlıklı 10. maddesinde; "İmar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımında aşağıdaki esaslar dikkate alınır: a) Düzenlemeyle oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisi sağlanır, b) Plân ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirilmesi sağlanır, c) Mal sahibine tahsis edilen miktarın bir imar parselinden küçük olması veya diğer teknik ve hukuki nedenlerle müstakil imar parseli verilmemesi halinde, İmar parselasyon plânları ve imar durumu belirlenmiş düzenleme alanlarında yapılacak binaların toplam inşaat alanı veya bağımsız bölüm adetleri belirtilen imar adaları veya parselleri, kat mülkiyetine esas olmak üzere hisselendirilebilir. Hisselendirme, imar ada veya parselin yüzölçümü payda kabul edilerek, hisse sahiplerine ait düzenleme ortaklık payları çıkarıldıktan sonra kalan yüzölçümü miktarı hisse kabul edilerek kat mülkiyeti uygulanmak üzere yapılır." düzenlemesi yer almaktadır.
Yukarıdaki hükümlere göre; Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebileceği, ancak alınacak düzenleme ortaklık paylarının düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin % 40'ını geçemeyeceği kurala bağlanmış, anılan Yasa kuralının uygulamasına ilişkin Yönetmeliğin 11. maddesinde de, düzenleme ortaklık payı oranının bir düzenleme sahasında tespit edilen düzenleme ortaklık payı miktarının, bu saha içindeki kadastro veya imar parsellerinin yüzölçümü miktarına oranı olduğu, evvelce yapılan düzenlemeler dolayısıyla düzenleme ortaklık payı veya bu maksatla başka isimlerle bir pay alınmış olan arazi veya arsaların bu ortaklık payı hesabına katılamayacağı belirtilmiş bulunmaktadır.
2981 sayılı Kanuna 3290 sayılı Kanunun 15.maddesi ile eklenen Ek. 1. maddesinde de, imar planı olan yerlerde, 9.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi gereğince arsa ve arazi düzenlemelerinde, binalı veya binasız arsa ve arazilere bu Kanundan önce özel parselasyona dayalı veya hisse karşılığı satın alınan yerler dikkate alınarak müstakil, hisseli parselleri veya üzerinde yapılacak binaların daire miktarları göz önünde bulundurularak kat mülkiyeti esasına göre arsa paylarını sahipleri adına re’sen tescil ettirmeye belediyelerin yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinde: "Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler ile elektronik işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygunlanır. Ancak, davanın ihbarı ve bilirkişi seçimi Danıştay, mahkeme veya hakim tarafından re'sen yapılır." hükmü yer almaktadır.
Atıf yapılan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yerine çıkarılan ve 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 61. maddesinde: "Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinin yollamada bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 266. maddesinde, "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz." hükmü yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Mülkiyet hakkı, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmış olup, anılan düzenlemeler uyarınca bu hak, sadece kamu yararının mevcut olduğu durumlarda kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkı sahipleri, taşınmazlarına ilişkin hak ve talepleri ile ilgili olarak idarelerden kendileri lehine işlem tesis edilmesini, işlemin kaldırılmasını, geri alınmasını veya düzeltilmesini talep edebilir.
Dava konusu olayda, dava dışı ...'un, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazda mülkiyet iddiasında bulunması nedeniyle 2007 tarihli parselasyon işlemi tesis edilmiştir.
İdare Mahkemesince, görülmekte olan davanın dava dışı ...'a ihbar edilmediği, ...'un mülkiyet iddiasına ilişkin bilgi ve belgelerin toplanmadığı anlaşılmıştır.
Öte yandan, bilirkişi raporunun 11. sayfasının (k) bendinde, ...'un ... ada, ... parsel sayılı taşınmazda mülkiyet iddiası olmadığı ifade edilmiş ise de, dosya içeriğinde yer alan belgelerden ...'un dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olması nedeniyle iade edilmesini istediği görülmektedir.
Bahsi geçen raporda davacılar murisi ...'ün 40 yıldır dava konusu parseli kullandığını ifade etmiştir. Oysa ki dosya içeriğindeki belgelerde davacılar murisinin ... ada ... parsel sayılı taşınmazda değil ... ada ... parsel sayılı taşınmazda (yeni ... ada ... parsel sayılı taşınmazda) yapılaştığı, yapılaşmaya ait tüm belgelerin ... parsel sayılı taşınmaza ait olduğu, ... parsel sayılı taşınmazda yapılaşma olduğuna dair herhangi bir belge sunulamadığı, davalı idarenin de 2007 tarihli dava konusu işlem ile davacıların miras bırakanının yapılaştığı ... parsel sayılı taşınmaza geri taşıdığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince davalı idarenin savunmasında sunduğu belgeler ile davacılar tarafından sunulan belgeler üzerinde eksik inceleme yapılmış olup davacıların sunduğu belgelerin ... parsel sayılı taşınmaza ait olduğu dikkate alınmamıştır.
Bu durumda davanın öncelikle dava dışı ...'a dava ihbar edilmesi, ...'un mülkiyet hakkına ilişkin bilgi ve belgelerin istenilmesinin ardından, konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak yeni bilirkişi heyetiyle parselasyon alanında keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması ve bunun sonucunda düzenlenecek raporun incelenmesi suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerektiğinden, eksik inceleme ile dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin iptaline ilişkin, .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 09/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi