
Esas No: 2020/3088
Karar No: 2021/1206
Karar Tarihi: 09.06.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/3088 Esas 2021/1206 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/3088
Karar No : 2021/1206
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Odası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
DAVALI YANINDA MÜDAHİL : … Mühendisleri ve Büroları Derneği
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 18/06/2020 tarih ve E:2017/735, K:2020/2154 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu ve Kadastro Kurulunun "Röperli Kroki ile İlgili Mahkeme Kararı" konulu 16/11/2016 tarih ve 67 sayılı kararının, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Kadastro Dairesi Başkanlığının 24/02/2017 tarih ve 447902 sayılı "Röperli Kroki" konulu Talimatı'nın, 27/02/2017 tarihinden itibaren uygulanacak Lisanslı Büro Hizmet Ücretleri Tarifesi'nin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 18/06/2020 tarih ve E:2017/735, K:2020/2154 sayılı kararıyla;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, iptal davalarının, idari işlemler hakkında; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlandığı,
İdarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olmakla birlikte, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören yasa koyucunun, iptal davaları için "menfaat ihlali"ni, subjektif ehliyet koşulu olarak düzenlendiği,
İptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek yanlı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen işlemlerin, ancak bu idari işlemle doğrudan meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceği, aksi halde, her idari işlemle dolaylı da olsa bir menfaat ilgisi kurulmak suretiyle dava açılmasını kabul etmenin, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması şartının ihlali sonucunu doğuacağı,
Bu çerçevede, kendi üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak amacıyla kanunla kurulmuş meslek birliklerinin veya dernek ve sendika gibi, tüzüklerinde belirtilen kişi ve kuruluşlardan teşekkül eden tüzel kişilerin dava ehliyeti tespit edilirken, bu tüzel kişilerin üyelerinin menfaatinin aynı yönde olması gerekliliğinin dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan biri olduğu,
Başka bir anlatımla, bir düzenleyici işleme yönelik olarak üyeleri arasında menfaat çatışması bulunan dernek, sendika veya meslek odasının o düzenleyici işleme karşı dava açmakta meşru menfaati bulunmadığının kabulü gerektiği,
Uyuşmazlıkta, dava konusu işlemler ile inşaatlarda yapı kullanma izin belgesi verilmeden önce, yapının vaziyet planına uygun olarak yapılıp yapılmadığının tespiti amacıyla düzenlenmesi gereken röperli krokilerin, "lisaslı harita mühendisleri" tarafından düzenlenebileceğinin öngörüldüğü, dolayısıyla bu belgenin (röperli kroki) lisanslı olmayan yani serbest çalışan harita mühendislerince hazırlanamayacağı, bir başka deyişle "lisanslı harita mühendisleri"nin lehine bir durum söz konusu iken, serbest çalışan harita mühendislerinin faaliyet alanının daraltıldığının anlaşıldığı,
Bu durumda, bünyesinde gerek lisanslı gerekse serbest çalışan harita kadastro mühendislerini barındıran davacı Odanın, tüm harita kadastro mühendislerinin menfaatini ilgilendiren uygulamalara karşı dava açabileceği kuşkusuz ise de; uyuşmazlık konusu düzenleme bir kısım üyelerinin menfaatini olumlu etkilerken, diğer bir kısım üyelerinin menfaatini olumsuz etkilediğinden, bir başka deyişle tüm üyeler arasında menfaat birlikteliği bulunmadığından, dava konusu işlemler ile davacı Oda arasında meşru, kişisel ve güncel bir "menfaat" ilgisinin bulunmadığı sonucuna varılarak davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 2577 sayılı Kanun'da iptal davaları açısından menfaat ihlali ölçütü getirilmek suretiyle iptal davası açılabilme olanağının geniş tutulduğu, iptal davalarının bir uyuşmazlığın giderilmesinden çok, idarenin hukuka aykırı faaliyetlerinin hukuk düzeninde ve bireylerin hakları üzerinde yarattığı olumsuz etkinin giderilmesi, hukuk devleti ilkesinin ve hukuka bağlı idarenin tesisi ve korunması ile ilgili bir konu olduğu, dolayısıyla iptal davalarının idarenin hukuka bağlığını sağlamak suretiyle kamu yararını korumayı amaçladığı, bu nedenle menfaat koşulunun davanın özüne ilişkin olmayan sadece davanın açılabilmesi ve dinlenebilmesi için aranılan bir biçim koşulu olduğu, menfaat koşulunun, sübjektif bir hakkın ihlalini değil, ciddi ve makul bir ilgiyi ifade ettiği, Dairenin ise bunun aksine menfaat ihlali ile hak ihlalini özdeşleştirmek suretiyle bir karar verdiği, Odalarının üyelerinin çıkarlarından çok mesleğe ilişkin hukuk kurallarının uygulanması ve kurulmasıyla ilgili yükümlülüklerinin bulunduğu, benzer bir konuda açılan başka bir davada verilen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 01/06/2017 tarih ve E:2016/4128, K:2017/2408 sayılı kararında, Odalarının sübjektif dava açma ehliyetine sahip olduğunun belirtildiği, hukuka aykırı olan Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare ve yanında müdahil tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadırlar.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Lisanslı bir harita kadastro mühendisi tarafından, röperli kroki için belediyeden onay gerekip gerekmediği konusunda Kayseri Kadastro Müdürlüğü ile aralarında görüş ayrılığı olduğu ve bu konuda nasıl davranılması gerektiği hususuna açıklık getirilmesi için Kayseri Tapu ve Kadastro XI. Bölge Müdürlüğüne başvuruda bulunulmuştur.
Söz konusu başvuruya cevaben, 2010/4 sayılı Genelge uyarınca aplikasyon krokisi yerine ilgilinin talebi üzerine röperli kroki verilebileceği ve anılan Genelge'nin Ek-5'ine göre aplikasyon krokisi için belediyeden herhangi bir onay gerekmediği görüşünü içeren talimat yazısı yazılmıştır.
Bu talimat yazısının iptali istemiyle, serbest bir harita mühendisi tarafından açılan davada ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile; tescile tabi olmayan işlemler arasında yer alan aplikasyon krokisi ile röperli krokinin 5368 sayılı Kanun ve 2010/4 sayılı Genelge hükümleri uyarınca yalnızca lisanslı harita kadastro mühendisleri tarafından düzenlenebileceği, serbest harita ve kadastro mühendislerinin söz konusu krokileri düzenleme yetkileri bulunmadığı, bu konuda mevzuatla serbest harita mühendislerine bir yetki tanınmadığı belirtilerek davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi üzerine dava konusu işlemler tesis edilmiş ve temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, iptal davalarının, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı belirtildikten sonra, ilk inceleme konularının belirlendiği, 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendinde dilekçenin ehliyet yönünden de inceleneceği, 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde ise, bu hususta kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olmakla birlikte, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören kanun koyucu, iptal davaları için "menfaat ihlali"ni, sübjektif ehliyet koşulu olarak getirmiştir.
İptal davalarındaki sübjektif ehliyet koşulunun, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılmasına ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olması dolayısıyla, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerekmektedir.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, Anayasa'nın 135. maddesininin birinci fıkrasında, belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak amacıyla kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleri olarak tanımlanmıştır.
Anayasa ve kanunlarla kamu tüzel kişiliği olarak tanınmış olmaları ve idari teşkilatın bir unsuru olarak yapılandırılmış olmaları ve bunun sonucu olarak, belirli bir işi veya mesleği icra eden gerçek veya tüzel kişiler bakımından bu kuruluşlara üyeliğin zorunlu olması; mesleki denetim, disiplin ve diğer bazı konularda kamusal yetkilerle donatılmış olmaları nedeniyle "kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu" olan Oda'ları, kendisi gibi bir sivil toplum kuruluşu olan "dernek"lerden farklı değerlendirmek gerekir.
Bu itibarla, her ne kadar Daire kararında, davacı Odanın tüm üyeleri arasında dava konusu işleme ilişkin olarak, menfaat birlikteliği bulunmadığından bahisle davacının ehliyetsiz olduğu sonucuna varılmışsa da, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, kuruluş amaçları ve hukuki statüleri gereği üyelerinin çıkarlarının korunmasının yanında ve hatta daha öncelikli olarak mesleğin genel menfaatlare uygun olarak gelişiminin sağlanması konusundaki yükümlülükleri dikkate alındığında, daha çok, belirli bir amacı gerçekleştirmek üzere bir araya gelen gerçek ve/veya tüzel kişilerden oluşan "dernekler" açısından dikkate alınması gerekli olan "üyeleri arasında menfaat birlikteliği" koşulunun davacı Oda yönünden aranmasının mümkün olmadığı, davacı Odanın, uyuşmazlık özelinde sübjektif dava ehliyetinin bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
Buna göre, uyuşmazlığın esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerekmekte iken, işin esasına girilmeksizin davanın ehliyet yönünden reddi yolunda verilen Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin KABULÜNE;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 18/06/2020 tarih ve E:2017/735, K:2020/2154 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Onuncu Dairesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 09/06/2021 tarihinde, oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
