
Esas No: 2019/1695
Karar No: 2021/1859
Karar Tarihi: 09.06.2021
Danıştay 5. Daire 2019/1695 Esas 2021/1859 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/1695
Karar No : 2021/1859
TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNAN: (DAVACI): …
(DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı / ANKARA
2- … Valiliği / …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … Asliye Ticaret Mahkemesi'nin … esasına kayıtlı dava dosyasında vekillik görevini üstlendiği … İnşaat Proje ve Taahhüt Anonim Şirketi'nin 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince ticaret sicilinden re'sen terkin edilmesi üzerine, anılan dava nedeni ile 07/03/2013 tarihinde akdedilen avukatlık ücret sözleşmesi uyarınca dava bedeli olan 14.000.000,00-TL üzerinden hak kazanacağı % 20 oranındaki avukatlık ücretininin katma değer vergisi de ilave edilerek tarafına ödenmesi talebiyle yapılan 10/01/2017 ve 23/01/2017 tarihli başvuruların zımnen reddine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacının alacaklı olduğunu öne sürdüğü … (…) Üniversitesi'nin 667 sayılı KHK uyarınca kapatılmasına ilişkin işlemin Başbakanlık Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunca, bu üniversite ile üniversitenin tüm hisselerine sahip … İnşaat Proje ve Taahhüt A.Ş.'nin borç ve alacaklarının tespitine yönelik değerlendirme işlemlerinin ise davalı idarelerce halihazırda devam etmesi nedeniyle, her ne kadar davacıya yönelik bir zımni ret işlemi bulunmakta ise de; uyuşmazlığın esası hakkında bu aşamada karar verilmesine olanak bulunmadığı, konunun ancak idarelerce yapılacak değerlendirme sonucu düzenlenecek rapor ile açıklığa kavuşturulabileceği ve yargısal sürecin bu aşamaların tamamlanması sonrası işletilebileceği, öte yandan 2577 sayılı Kanunun 31. maddesinin yaptığı atıfla uygulama alanı bulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 331. maddesi uyarınca haklılık durumunu belirlemenin mümkün olmadığı ve karar verilme imkanının bulunmadığı bu davada yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu, söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek bir neden bulunmadığı belirtilerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca davacı ve davalı idarelerin istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından; yapmış olduğu başvurulara ilişkin idare tarafından herhangi bir cevap verilmediği, bu nedenle idarece tesis edilen zımni ret işleminin mevcut olduğu, 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 2. fıkrası gereğince zımni ret işleminin iptali istemiyle davanın açıldığı, Avukatlık Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde vekalet ücreti alacağının muaccel olduğu, ayrıca davalı idarenin 60 günlük cevap verme süresi içerisinde cevap vermeyerek davanın açılmasına sebebiyet verdiği, bu sebeple yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı … Bakanlığı ile … Valiliği tarafından; söz konusu başvuruların incelenmek üzere İnceleme ve Değerlendirme Komisyonuna gönderildiği, yapılan inceleme sonucunda davacı tarafından hak düşürücü süre geçtikten sonra başvuru yapıldığının anlaşıldığı, bu durumda ilgili kanun hükmünde kararnamelerde yer verilen dava açma şartları yerine getirilmeden açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :
Davacı tarafından; savunma verilmemiştir.
Davalı … Bakanlığı ile … Valiliği tarafından; davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı tarafından, … İnşaat Proje ve Taahhüt Anonim Şirketi ile 07/03/2013 tarihinde akdedilen avukatlık ücret sözleşmesiyle, anılan şirketin … Asliye Ticaret Mahkemesi'nin … esasına kayıtlı dava dosyasında vekillik görevi üstlenilmiştir. Daha sonra … İnşaat Proje ve Taahhüt Anonim Şirketi 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince ticaret sicilinden re'sen terkin edilmiştir.
Bunun üzerine, davacı tarafından anılan dava nedeni ile 07/03/2013 tarihinde akdedilen avukatlık ücret sözleşmesi uyarınca dava bedeli olan 14.000.000,00-TL üzerinden hak kazanacağı % 20 oranındaki avukatlık ücretininin katma değer vergisi de ilave edilerek tarafına ödenmesi talebiyle 10/01/2017 ve 23/01/2017 tarihlerinde başvuruda bulunulmuş, başvurularının zımnen reddi üzerine, söz konusu zımni ret işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin "dava ve takip usulü" başlıklı 16. maddesi ile "20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine veya Hazine veya Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalar veya takipler bakımından özel bir dava ve takip usulü getirilmiş; bu kapsamda sahipleri ya da Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda, icra ve iflas takiplerinde maddede belirtilen durumlara göre mahkemelerce husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi yada düşme kararı verileceği kurala bağlandıktan sonra maddenin 4. fıkrasında, "Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz" kuralına; maddenin göndermede bulunduğu 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesinin 4. fıkrasında ise; "Birinci fıkra kapsamında tespite konu edilebilecek borç ve yükümlülüklere ilişkin olarak hak iddiasında bulunanlarca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altmış günlük hak düşürücü süre içerisinde ilgili idaresine kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle müracaat edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak kapatma işlemlerinde ise altmış günlük süre kapatma tarihinden itibaren başlar." kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesinin 1. fıkrası kapsamında tespite konu edilebilecek borç ve yükümlülüklere ilişkin olarak hak iddiasında bulunanların, öncelikle, anılan maddenin 4. fıkrası ile 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16. maddesinin 4. fıkrası uyarınca ilgili idareye başvuruda bulunmaları ve başvuru üzerine ilgili idari merci tarafından bir karar verildikten sonra, verilen karar aleyhine idari yargıda dava açmaları gerektiği anlaşılmaktadır. Burada idarenin kararını açıklamış olması, yargı yoluna gidebilmenin ön koşulu niteliğinde bulunmaktadır.
Bu bağlamda, Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnameleri kapsamında idareye yapılan yazılı başvurularda zımni ret müessesesine yer verilmemiştir. Yukarıda yer verilen özel hükümlerle açıkça düzenlenmiş bir konuda, 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesinde öngörülmüş olan usulün işletilmesi sonucunda oluşacak zımni ret üzerine dava açılmasına imkan bulunmamaktadır.
Bakılan uyuşmazlıkta, davacı tarafından yapılan 10/01/2017 ve 23/01/2017 tarihli başvuruların 60 günlük süre içerisinde cevap verilmemek suretiyle zımnen reddedildiği gerekçesiyle, idarece başvuru hakkında bir karar verilmesi beklenilmeksizin davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle idari yargıda dava açılmadan önce yetkili idareye başvurulması ve idarece başvurunun kısmen veya tamamen reddine ilişkin bir karar verilmesinden sonra dava açılması gerektiği kuralına uyulmamıştır.
Bu durumda; idari yargıda dava açılabilmesi için, idareye yapılan başvuru hakkında yetkili idari merci tarafından kısmen veya tamamen ret yönünde bir karar verildikten sonra dava açılması kuralına uyulmadığı için, uyuşmazlığın esasının incelenmesine hukuken imkan bulunmadığından davanın incelenmeksizin reddi yönünde karar verilmesi gerekirken, İdare Mahkemesince verilen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karara karşı yapılan istinaf başvurularının reddine ilişkin kararda hukuka uyarlık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurularının reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
2. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 09/06/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
