17. Hukuk Dairesi 2014/17199 E. , 2014/13058 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyetince verilen, 07.02.2014 gün, 2014/E.674.27 ve 18.4.2014 gün, K-2014/1140 sayılı talebin kabulüne yönelik kararın süresi içinde davalı ... AŞ. vekili tarafından temyiz edilip mahkemece Dairemize gönderilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru dilekçesinde özetle; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın müvekkillerinin desteği olan ..."ın kullanımındayken meydana gelen kazada desteğin öldüğünü belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı eş için 30.000 TL, iki çocuğun her biri için 10.000"er TL destek tazminatının temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 19.03.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile ... hakkındaki talebini 100.000 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, kazada iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacıların murisi davaya konu aracın sürücüsü olduğundan mirasçı konumundaki davacıların dava hakkının bulunmadığını, avans faizi talep edilemeyeceğini öne sürerek, talebin reddi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, kazanın yaralamalı olması nedeniyle uzamış zamanaşımına tabi olduğu, destek görenlerin üçüncü kişi olup desteğin tam kusurlu olmasının poliçedeki ölüm teminatını ortadan kaldırmadığı gerekçesiyle bilirkişi raporu benimsenerek davanın poliçe limiti olan 150.000 TL dahilinde kabulüne karar verilmiş; bu karara yönelik olarak davalı vekilinin itirazı İtiraz Hakem Heyetinin 21.07.2014 tarihli kararıyla reddedilmiş ve hüküm davalı ... AŞ. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, hakem kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu kararına vaki temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı 25,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 30.9.2014 günü üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
Davacıların desteği ... ...z"ın 18.10.2009 tarihinde yönetimindeki araçla kaza yapması ve vefat etmesi üzerine davacılar tarafından aracın ZMSS"i olan davalı aleyhinde Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmaklık Hakem Heyetinde destekten yoksun kalma tazminatı davası açılmış,
Davalı vekili süresinde zamanaşımı def"inde bulunarak davanın reddini savunmuş,
Yargılama sonucunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince davanın kabulüne karar verilmiş,
Karara davalı vekilince İtiraz Hakem Heyeti nezdinde itiraz edilmesi üzerine davalının itirazının reddine karar verilmiş,İtiraz Hakem Heyeti kararının davalı ... şirketi vekilince temyizi üzerine sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile itirazının reddine ilişkin İtiraz Hakem Heyeti kararının onanmasına karar verilmiştir.
Sayın çoğunluğun, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin görüşüne katılamıyorum.
Eldeki tazminat davasının yasal dayanağı 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası olup;
Yasanın 109/1 maddesi "motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar."
Yasanın 109/2 maddesi "dava cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı öngörmüş bulunursa bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmünü içermektedir.
Yasanın 109/2 maddesi hükmü içeriğinden de açıkça anlaşıldığı üzere uzamış (ceza) zamanaşımının uygulanabilmesi için;
a-Tazminat istemine konu fiilin Türk Ceza Kanunu veya Özel Ceza Yasaları hükümlerine göre cezayı gerektirmesi,
b-Bu fiil için ceza yasasında daha uzun bir zamanaşımı süresinin öngörülmesi gerekir.
Somut olayda, davacıların desteği olan ... Habasız"ın 18.10.2009 tarihinde davalıya ZMSS"li aracı kullanmakta iken gerçekleştirdiği kaza sonucu vefat etmiş, destek dışında üç yolcuda yaralanmıştır.
Davacılar sürücü olan desteklerinin ölümü nedeniyle tazminat talep etmektedirler.
Görüldüğü üzere tazminata konu eylem davacıların desteğinin dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanma sonucu tamamen kendi kusuru ile kendi ölümüne sebebiyet verme şeklinde gerçekleşmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 2.maddesinde "1-Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemeyeceği ve güvenlik tedbiri uygulanamayacağı kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamayacağı, 2-İdarenin düzenleyici işlemleri ile suç ve ceza konulamayacağı, 3-Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasından kıyas yapılamayacağı, suç ve ceza içeren hükümlerin kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamayacağı" öngörülmüştür.
Anılan yasa hükmü aynı zamanda ceza hukukunun temel ilkelerinden olan "suçta ve cezada kanunilik ilkesi" olarak da adlandırılmaktadır.
Desteğin "dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu tamamen kendi kusuru ile kendi ölümüne sebebiyet vermek" ten ibaret eylemi, desteğin ölümü yönünden olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve Özel Ceza Yasalarında suç olarak tanımlanmış bir eylem değildir. Desteğin eyleminin karşılığı ceza yasalarında düzenlenmemiştir. Mer"i 5237 sayılı TCK.2 maddesi açık hükmüne göre davacı desteğinin eylemi kendisi açısından suç teşkil etmediğinden eldeki tazminat davasında 2918 sayılı yasanın 109/2 maddesinde öngörülen uzamış (ceza) zamanaşımının uygulanması mümkün değildir.
Bu halde uyuşmazlıkta 2918 sayılı yasanın 109/1 maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımının uygulanması gerekir.
Zararlandırıcı eylem 18.10.2009 tarihinde gerçekleşmiş, dava iki yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra 06.02.2014 tarihinde açılmıştır. Davalının İtiraz Hakem Heyeti kararına vaki itirazının kabulü ile dava zamanaşımı yönünden red edilmek üzere İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken davalı ... şirketinin temyiz itirazının reddi ile kararın onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.