Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2019/6605
Karar No: 2021/3276
Karar Tarihi: 10.06.2021

Danıştay 10. Daire 2019/6605 Esas 2021/3276 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6605
Karar No : 2021/3276

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …

5- …

VEKİLLERİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
(… Kurumu)

VEKİLİ : Av. …

İSTEMLERİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar murisi ...'ün 02/11/2009 tarihinde Karabük Çocuk ve Doğum Hastanesi'nde sezaryenle yapılan doğum esnasındaki hatalı uygulamalar sonucu 19/05/2010 tarihinde vefat etmesinin, idarenin sağlık hizmetini kusurlu yürütmesinden kaynaklandığı ileri sürülerek oluşan zarar karşılığı 138.500,00.-TL (miktar arttırımı ile 163.342,00.-TL) maddi ve 83.00,00.-TL manevi olmak üzere toplam 246.342,00.-TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince; Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olayla ilgili olarak alınan Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'nun ... tarih ve ... karar sayılı raporunda, davacılar yakınının acil olarak sezaryene alınması sırasında yapılan anestezi uygulamalarının tıp kurallarına aykırı olduğu ve ölümün hastanın entübe edilememesinden kaynaklandığı yönünde görüş bildirildiği anlaşıldığından, olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu sonucuna varıldığı, davacıların destekten yoksun kaldığı miktar ile iş göremezlik tazminatının tespiti amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 20.05.2014 tarihli raporda; müteveffanın eşi ... için 103.490,00 TL, oğlu ... için 28.461,00 TL, kızı ... için 31.391,00 TL destekten yoksun kalma ile 3.681,00 TL iş göremezlik tazminatı hesaplandığı görüldüğünden davanın kabulü ile eşi ... için 107.171,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi, oğlu ... için 28.461,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi, kızı ... için 31.391,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi, annesi ... için 5.000,00 TL manevi ve kardeşi ... için 3.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, nisbi karar harcının taraflarına tamamlattırılmasına ilişkin kısmı yönünden kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. Davalı idare tarafından, tazmin yükümlülüğünün şartlarından olan ağır hizmet kusurunun olayda gerçekleşmediği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davalı idare tarafından, davacıların temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesi'nce, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na ekli (I) sayılı cetvelde yer aldığı cihetle 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 2/1-ç ve 6/1 maddeleri uyarınca taraf sıfatını haiz bulunduğundan bakılan davada hasım mevkiine alınan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun, 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 203/1-ğ maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na ekli (I) sayılı cetvelden çıkartılarak anılan Kanun Hükmünde Kararname'nin 184. maddesi ile Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü adıyla Sağlık Bakanlığı'nın hizmet birimi olarak teşkilatlandırıldığı anlaşıldığından, dosya Sağlık Bakanlığı husumetiyle ele alınıp, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacılardan ...'ün eşi, ... ve ...'ün anneleri, ...'ın kızı ve ...'in kız kardeşi olan ...'ün 02/11/2009 tarihinde doğum sancısı ile Karabük Doğum ve Çocuk Hastanesine başvurması üzerine acil sezaryen kararı verilmiştir. Ameliyat hazırlıkları kapsamında anestezi teknisyeni (...) tarafından anestezi uzmanı (Dr. ...) bilgilendirilerek talimatları doğrultusunda önce spinal anestezi (anestezinin omurilik bölgesine enjeksiyonla uygulanması) denenmiş, başarısız olunması üzerine genel anesteziye geçilmiş, ancak hasta bu sırada entübe edilememiş (solunum desteği verebilmek için ağızdan soluk borusuna tüp yerleştirilmesi) ve oksijensiz kalmasına bağlı olarak kalbi durmuştur. Yeniden canlandırılan hasta, bilincinin kaybolması üzerine 02/11/2019 tarihinde Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilmiş, 31/03/2010 tarihinde oksijen ve beslenme desteğine bağlı vaziyette buradan taburcu edilmiş, yatağa bağımlı hale gelmesi sonucu oluşan yatak yaraları şikayetiyle 07/04/2010 tarihinde Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvurmuş ve burada genel durumunun bozulması üzerine 19/05/2010 tarihinde yaşamını yitirmiştir.
Olay nedeniyle anestezi uzmanı Dr. ... hakkında "Taksirle Ölüme Neden Olma" suçundan ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin E:... sayılı esasına kayden açılan ceza davasında bilirkişiliğine başvurulan Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'nca düzenlenen ... tarih ve ... karar sayılı raporda, "ölümün genel anestezi sırasında havayolu güvenliğinin sağlanması aşamasında hastanın entübe edilememesine bağlı oksijensiz kalmanın neden olduğu kardiak test ve uygulanan resüsitasyon sonrası gelişen hipoksik ensafalopati ve komplikasyonlarından ileri geldiği" tespitine yer verildikten sonra, anestezi teknisyeninin ameliyat öncesi icapçı anestezi uzmanıyla görüştüğü, ancak gebe olgularda zor entübasyon riskinin daha fazla olduğunun tıbben bilindiği de dikkate alındığında anestezi uzmanı tarafından bu aşamada hastanın zor entübasyon yönünden değerlendirilmemesinin eksiklik olduğu, bunun yanı sıra Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinin 137. maddesi uyarınca, anestezi uzmanının direktifiyle dahi olsa anestezi teknisyeninin anestezi yapmaya yetkili olmadığı, buna göre zor entübasyon riskini değerlendirmeyen ve anestezi teknisyenine yokluğunda önce spinal ardından genel anestezi yapılması talimatı veren anestezi uzmanının uygulamalarının tıp kurallarına uygun olmadığı yolunda görüş beyan edilmiştir.
Davacılar tarafından, Adli Tıp Kurumu raporuna istinaden olayın meydana gelmesinde idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle zararlarının tazmini için idareye yapılan başvurunun reddi üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesiyle "bilirkişi" konusunda atıfta bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 450. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve aynı Kanun'un 447. maddesinin 2. fıkrası ile mevzuatta 1086 sayılı Kanun'a yapılan atıfların, 6100 sayılı Kanun'un bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

6100 sayılı Kanun'un "Bilirkişi raporunun verilmesi" başlıklı 280. maddesinde; bilirkişinin, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye vereceği; raporun verildiği tarihin rapora yazılacağı ve duruşma gününden önce birer örneğinin taraflara tebliğ edileceği, "Bilirkişi raporuna itiraz" başlıklı 281. maddesinin 1. fıkrasında ise; tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun'da hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı; ancak, davanın ihbarının Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından re'sen yapılacağı kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinin birinci fıkrasında, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu; 61. maddesinin birinci fıkrasında, taraflardan birinin, davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği; 66. maddesinde ise üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar fer'î müdahil olarak davada yer alabileceği hükümleri yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan düzenlemeler uyarınca, Mahkemelerce esas hakkında karar verilmeden önce, bilirkişi raporunun birer örneğinin taraflara tebliğ edilmesi ve bilirkişi raporuna tarafların itiraz edebilmelerine olanak tanınması, uygulanması zorunlu bir usul kuralıdır.
Uyuşmazlıkta, dosyada yer alan ve anestezi uzmanı hakkında açılan kamu davası kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu raporunun, İdare Mahkemesince hükme esas alınmasına karşın, birer örneğinin taraflara tebliğ edilmeden esas hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmeden ve taraflara rapora itiraz hakkı tanınmadan, hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması suretiyle davanın esası hakkında karar verilmesinde usul hükümlerine ve adil yargılanma hakkına uygunluk görülmemiştir.
Öte yandan, anılan raporda sağlık hizmetini idare adına sunan anestezi uzmanı ve teknisyenine kusur izafe edildiği anlaşılmakta olup, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesi ile anılan maddenin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 61. ve devamı maddeleri uyarınca üçüncü kişilere davanın ihbarı için gerekli koşulların oluştuğu sonucuna varıldığından, Mahkemece, esas hakkında yeniden karar verilirken olay nedeniyle idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek kişi veya kişilerin tespit edilerek müdahil olabilme haklarını kullanabilmelerini teminen davanın ilgililere re'sen ihbarı gerekmektedir.
Bu itibarla, davanın kabulü yönündeki ... İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın kabulüne ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi