Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/42509
Karar No: 2013/4463
Karar Tarihi: 06.02.2013

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2010/42509 Esas 2013/4463 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2010/42509 E.  ,  2013/4463 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ (ÜSKÜDAR 1.İŞ)

    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, yasal faiz alacağı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının 01/12/2002 - 04/10/2007 tarihleri arasında davalı işyerinde ustabaşı olarak çalıştığını, işe giriş tarihinin kuruma 01/02/2003 olarak bildirildiğini, davalı işverenin çalışanların işine son vermek konusunda yıldırma politikası uyguladığını, son olarak 04/10/2007 tarihinde ramazan ayında oruç tutmayan çalışanlarına bayat yemekler verilmesi nedeniyle şikayette bulunan davacının işine son verildiğini, daha sonra kendisinin işyerinden telefonla aranarak birkaç gün dinlenip gelmesinin söylendiğini, ancak 08/10/2007 tarihinde işe giden davacının iş akdinin feshedildiğinin söylendiğini, buna rağmen davalı işverenlikçe gönderilen 31/10/2007 tarihli ihtarname ile davacının 3 gün devamsızlığından dolayı mazeretini bildirmesinin istendiğini beyanla, dilekçede belirtilen miktarda kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı, fazla mesai alacağı, ve yasal faiz alacaklarının faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili; davacının 01.02.2003 tarihinde işe başladığını, kendisinin ustabaşı değil, vasıfsız işçi olduğunu, olay günü yemekhaneye giderek yemeklere baktığını ve yemekhanede çalışan bayana "her gün aynı şeyleri mi yiyeceğiz, kasıtlı olarak bunları yapıyorsunuz, biz oruç tutmuyoruz diye bunları yapıyorsunuz vs." diyerek hakaretler yağdırdığını, tartışmaları duyan müvekkili işverenin olay yerine geldiğinde, davacının aynı şeyleri tekrar ederek işi terk ettiğini, sonrasında davacının defalarca aranmasına rağmen işe gelmediğini, bunun üzerine sigortadan çıkışının yapıldığını, devamsızlık yaptığı günlere ilişkin tutanak düzenlendiğini, davacının en son 03.10.2007 tarihine kadar çalıştığını, 08.10.2007 tarihinde kartının bir başka işçi tarafından kullanıldığını, fazla mesai talebinin yerinde olmadığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Müfettişliği tarafından yıllık izin ücretlerinin ödenmesine ilişkin yazının hem davacıya, hem de müvekkiline tebliğ edilmesine rağmen davacının bu ücretlerini almaya gelmediğini beyanla yasal dayanaktan yoksun davanın reddini savunmuştur
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verildi.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı temyiz etmiştir
    E) Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- 4857 sayılı İş Kanununda 32 nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
    Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
    İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
    Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    Somut olayda, davacı ücretinin net 1.050,00 TL olduğunu iddia etmiş davalı ise bordrodaki ücreti aldığını savunmuştur.
    Ücret araştırması sadece İstanbul Ticaret Odası’ndan yapılmış, İstanbul Ticaret Odası ise bordroyu işaret etmiştir.
    Taraflar arasında ücret miktarı çekişmeli olup, yapılan araştırma ve tanık beyanları da yetersiz bulunduğundan, davacının alabileceği ücretin yapılan işe ilişkin meslek kuruluşlarından araştırılarak sonuca gidilmesi gerekirken yetersiz tanık beyanı ve ücret araştırmasıyla sonuca gidilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 06.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi