Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4132
Karar No: 2019/2638
Karar Tarihi: 25.03.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/4132 Esas 2019/2638 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2018/4132 E.  ,  2019/2638 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 03.04.2018 gün ve 2017/3592 Esas, 2018/2600 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde asıl davada davacı vekili ile birleştirilen davada davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı ..., 29096 ada 8 (eski 27480 ada 2) parsel sayılı taşınmazda davalı tarafından satın alınan 19/316 payın, önalım hakkı nedeniyle iptali ile kendi adına tescilini istemiştir.
    ..., 07.12.2005 tarihli dilekçesiyle önalım hakkına dayanarak asli müdahale talebinde bulunmuştur. Mahkemece, ..."in süresinde yaptığı asli müdahale talebi kabul edildikten sonra 26.12.2007 tarihli duruşmada önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davası açması için süre verilmesi sonucu, 16.01.2008 tarihinde açılmış olan önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davası işbu dava ile birleştirilmiştir.
    ..., 06.03.2007 tarihli dilekçesiyle, önalım hakkına dayanarak asli müdahale talebinde bulunmuştur.
    ..., 07.12.2005 tarihli dilekçesiyle, boşandığı eşi tarafından nafaka borcunun ödenmemesi nedeniyle, yaptıkları icra takibinin sonuçsuz bırakılması amacıyla dava konusu payın muvazaalı olarak temlik edildiğini ileri sürerek, dava konusu paya ilişkin tasarrufun iptalini talep etmek suretiyle asli müdahale isteminde bulunmuştur.
    Davalı, davaya konu payın değerinin daha yüksek olduğunu, söz konusu payın devrinin satış iradesi taşımayıp inançlı işlem niteliği taşıdığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, tasarrufun iptali davasının kabulüne, önalım davası yönünden ise konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen kararın, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 01.12.2011 tarih, 2011/846 Esas-2011/11487 Karar sayılı ilamı ile "önalım davası ile tasarrufun iptali davasının tefrik edilerek esas hakkında karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu mahkemece, ... tarafından ikame olunan tasarrufun iptali davasının tefrik edilerek ayrı esasa kaydedildiği ve davacı ..."in davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine, davacı ..."nın davasının ise kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine Dairemizin 05.05.2014 tarih, 2014/822 Esas- 2014/5766 Karar sayılı ilamı ile "...Davacı ..."in 31.01.2005 tarihinde satılan davaya konu payla ilgili olarak davacı ... tarafından 28.03.2005 tarihinde açılan önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemli davaya 07.05.2005 tarihinde asli müdahale talebinde bulunmuş ve payın yarısının adına tescilini istemiştir. Davacı ..."in asli müdahale talebi kabul edildiği halde daha sonra ayrı bir önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davası açması için süre verilmiş, 16.01.2008 tarihinde açtığı önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davası hak düşürücü süreden reddedildiği anlaşılmıştır. Ancak davacı ... 07.12.2005 tarihinde usulüne uygun olarak diğer davacı ..."nın açtığı önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasına asli müdahil olarak katıldığından davasının esastan incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken daha sonra mahkemenin talebi doğrultusunda açtığı davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğru görülmemiştir.
    Dava konusu taşınmazdaki payın satışı işlemine karşı satıcı ..."in eski eşi ... tarafından tasarrufun iptali davası açılmıştır. Önalım hakkı gerçek satışlarda kabul edileceğinden satışın iptali halinde önalım hakkından bahsedilemez. Mahkemece ilgili tasarrufun iptali davasının sonucunun beklenmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, dava ve birleştirilen davanın kabulüyle davaya konu 29096 ada 8 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı 19/316 payın yarısının davacı ..., diğer yarısının davacı ... adına tesciline dair verilen kararın, Dairemizin 10.10.2016 tarih, 2016/2499 Esas- 2016/7999 Karar sayılı ilamı ile "davalıya ait 19/316 hissenin iptali ile 19/632 hissenin davacı ..., 19/632 hisseninde davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde yarı yarıya davacılar adına tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak, asıl ve birleştirilen davanın kabulüyle, 29096 Ada, 8 Parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına kayıtlı 19/316 hissenin iptali ile 19/632 payının asıl davada davacı ..., 19/632 payının birleşen davada davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline dair verilen kararın temyizi üzerine Dairemizin 03.04.2018 tarih, 2017/3592 Esas- 2018/2600 Karar sayılı ilamı ile "...Tasarrufun iptali davasında yapılan yargılama sonunda davaya konu edilen satışın danışıklı olduğunun kanıtlanması halinde ..., satışa konu edilen maldan da alacağın tahsili için yararlanabilecektir. Tasarrufun iptali davasında davacının bu hakkı şahsi sonuç doğuracağından, davanın kabul edilmesi halinde tapu kaydının iptaline değil, İİK"nun 283/1. maddesi gereğince, iptal ve tescile gerek olmaksızın taşınmazın haciz ve satışına karar verileceğinden önalım isteğiyle iptal edilecek bir pay kalmayacağı görülmektedir. O halde, ... tarafından açılan tasarrufun iptali davasının sonucunun beklenmesi gerekirken, bu husus üzerinde durulmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Davacı ... vekili ile birleştirilen dava davacısı ... vekili, karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
    İcra ve İflas Kanununun 277. ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davaların dinlenebilmesi için alacaklının borçluda gerçek bir alacağının olması, borcun tasarruftan önce doğması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması ve borçlu hakkında alınmış aciz belgesinin bulunması gereklidir. Tasarrufun iptali davasının kabulü durumunda, yapılan tasarrufun alacaklının gerçek alacak ve ayrıntılarına yetecek miktar dışında kalan kısmı geçerliliğini koruyacaktır. Kanun koyucu bu özelliği gözeterek, İİK’nun 283. maddesinde; davacının, iptal davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yoluyla hakkını almak yetkisini elde edeceğine ve davanın konusu taşınmazsa, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceğine hükmetmiştir.
    Borçlunun, alacaklısının giriştiği icra takibini sonuçsuz bırakmak için taşınmazdaki payını üçüncü kişiye satması olayında, diğer paydaşın bu paya ilişkin olarak önalım davası açması, pay satanın alacaklısı tarafından bu payın satışına yönelik tasarrufun iptali davası açması halinde hangi davanın diğerini bekleyeceği uyuşmazlığın konusunu oluşturmaktadır.
    Tasarrufun iptali davası hukuki niteliği itibarıyla, dava konusu taşınmaz payının aynına ilişkin olmayıp şahsi bir davadır. Davanın kabulüne karar verilmesi halinde, dava ve tasarrufa konu mal devir alanın mal varlığından çıkartılarak, borçlunun mal varlığına iade edilmez. Sadece alacaklıya alacağını alabilme imkânını sağlar. Dava konusu payın satışıyla ilgili olarak önalım davasının kabulüne karar verilmesi durumunda, dava konusu pay davacı paydaşın mülkiyetine geçecek ise de, alacaklının açtığı tasarrufun iptali davası, davalı borçlu lehine hükmedilecek olan önalım bedeline yöneleceğinden, alacaklı alacağını önalım bedelinden talep ve tahsil imkânına sahip olacaktır. Bu nedenle, görülmekte olan önalım davasının sonucu, tasarrufun iptali davasının sonucuna esas olacağından, bu davanın tasarrufun iptali davasının sonucunu beklemesi gerekmez.
    Anılan hususlar ve bu haliyle, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan mahkeme kararının onanması gerekirken, yukarıda belirtilen gerekçeyle bozulması maddi hataya dayalı olduğundan davacı ... vekili ile birleştirilen dava davacısı ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekili ile birleştirilen dava davacısı ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 03.04.2018 tarihli ve 2017/3592 Esas- 2018/2600 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıdaki değişik gerekçeyle ONANMASINA, yatırılan karar düzeltme red harçlarının temyiz edenlere iadesine, aşağıda yazılı onama harcının davalıya yükletilmesine, 25.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi