
Esas No: 2019/5978
Karar No: 2021/3356
Karar Tarihi: 16.06.2021
Danıştay 10. Daire 2019/5978 Esas 2021/3356 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/5978
Karar No : 2021/3356
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından; 19/11/2009 tarihinde muayene için gitmiş olduğu Gölcük Devlet Hastanesinin acil bölümünde doktorun tedavi amacıyla vermiş olduğu iğnenin acilde görevli olan stajyer hemşire tarafından sol kalçasından yapılması sonucunda sinir zedelenmesi, ileri derecede aksonal dejenarasyon saptanması, %21 oranında malul kalması olayında, idarenin hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle 80.000,00 TL maddi tazminat, 200.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 280.000,00 TL tazminatın olay tarihi olan 19/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:...sayılı kararla; davacının olayın meydana geldiği 19/11/2009 tarihinden itibaren beş (5 yıl) içerisinde en son 19/11/2014 tarihinde idareye başvurarak maddi ve manevi tazminat isteminde bulunması ve sonrasında bu istemlerinin idarece kısmen veya tamamen reddi halinde bu konudaki işlemin tebliğinden itibaren veya istek hakkında 60 gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava açma süresi (60 gün) içerisinde dava açması gerekirken, 18/11/2015 tarihinde idari müracaatta bulunduğu, sonrasında 09/02/2016 tarihinde işbu davanın açıldığı, davada süre aşımı bulunduğundan davanın esasını inceleme olanağı bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, teşhis ve tedavinin hatalı yapıldığının hizmetin kusurlu işletildiğinin Kocaeli Devlet Hastanesince düzenlenen 25/08/2015 tarihli raporla öğrenildiği, başvurunun bu tarihten itibaren 1 yıl içerisinde 18/11/2015 tarihinde yapılmış olduğu, davada süre aşımının olmadığı, olayda devam eden bir zararının olduğu ve maluliyetinin tespit edilemediği belirtilerek kararın usul ve yasaya aykırı olduğu ve bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, kararın usule ve hukuka uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacının, 19/11/2009 tarihinde muayene için gitmiş olduğu Gölcük Devlet Hastanesinin acil bölümünde doktorun tedavi amacıyla vermiş olduğu iğnenin acilde görevli olan stajyer hemşire tarafından sol kalçasından yapılması sonucunda Kocaeli Devlet Hastanesince 25/08/2015 tarihinde düzenlenen raporda tespit edilen "solda nervus siyatik sinir nöropatisi, sol düşük ayak" tanısıyla %21 oranında malul kalması olayında idarenin hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle 18/11/2015 tarihinde davalı idareye müracaatta bulunduğu, idarece talebin zımnen reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması" başlıklı 13. maddesinde, "İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasanın 125. maddesinde; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır. Kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağandışı zararların idarece tazmini, Anayasa'nın 125. maddesi gereğidir.
İdari eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebiyle tam yargı davası açılabilmesi için, zarara sebep olan eylemin ve maddi olayın idariliğinin ve yol açtığı zararın kesin olarak ortaya çıkması zorunludur.
Bu itibarla; ancak, zararın varlığı, niteliği ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, o davayı ciddi ve objektif bir şekilde desteklemeye, gerekçelerini göstermeye elverişli yeterli hal ve şartların öğrenilmesi halinde zararın öğrenilmiş sayılacağının kabulü gerekmektedir.
İdari eylem, idarenin işlevi sırasında bir hareketi, bir davranışı, bir tutumu veya hareketsizliği; idari karar ve işlemle ilgisi olmayan, başka bir deyişle öncesinde, temelinde bir idari karar veya işlem olmayan salt maddi tasarrufları ifade etmektedir. Dolayısıyla zarara sebep olan eylemin idariliği ve yol açtığı zarar bazen eylemin yapılmasıyla veya olayın gerçekleşmesiyle birlikte ortaya çıkarken, bazen de çok sonra, değişik araştırma, inceleme ve hatta ceza yargılaması sonucu da ortaya çıkabilmektedir.
Esasen, idari eylemin tamamlandığı ve zararın tam olarak ortaya çıktığı tarih dikkate alınmadan 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesinde öngörülen bir ve beş yıllık sürenin hesaplanması, bazı hallerde dava açma hakkının kullanılamaması sonucunu doğuracaktır. Zararın ortaya çıkmasıyla kullanılması mümkün olan dava açma hakkını ortadan kaldırır biçimde süre hesabı yapılmasının ise hak arama özgürlüğüyle bağdaşmayacağı açıktır.
Uyuşmazlıkta, davacının, 19/11/2009 tarihinde muayene için gitmiş olduğu Gölcük Devlet Hastanesinin acil bölümünde doktorun tedavi amacıyla vermiş olduğu iğnenin acilde görevli olan stajyer hemşire tarafından sol kalçasından yapılması neticesinde % 21 oranında engelli olduğunun 25/08/2015 tarihli Kocaeli Devlet Hastanesi engelli sağlık kurulu raporuyla tespit edildiği, enjeksiyonu uygulayan stajyer hemşire hakkında yapılan ceza yargılaması sonucunda verilen .... Sulh Hukuk Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı beraat kararının Yargıtay .... Ceza Dairesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği, olayda denetim yetki ve sorumluğuna sahip koordinatör hemşireler hakkında ise görevlerini ihmal ederek katılanın sağlığının bozulmasına neden olma suçundan dolayı açılan davada verilen .... Sulh Ceza Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı mahkumiyet kararının Yargıtay .... Ceza Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı ile bozulduğu görülmektedir.
Bu durumda, davacı açısından eylemin idariliği yukarıda anılan ceza yargılamaları sonucunda tam olarak ortaya çıkmış ve kesinlik kazanmıştır.
Bu itibarla, 05/10/2015 tarihinde onanarak kesinleşen karardan sonra süresinde yapılan 18/11/2015 tarihli başvurunun reddi üzerine süresinde açılan davanın esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken olayın üzerinden beş yıl geçtikten sonra başvuru yapıldığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde hukuki isabet bulunamamaktadır.
Bu itibarla, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yönündeki karara yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin .... İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 16/06/2021 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
