9. Hukuk Dairesi 2012/35850 E. , 2013/14879 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla,c dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işverenlere ait işyerinde 23.02.2011 tarihinde kesintisiz bir şekilde tıbbi tanıtım mümessili olarak çalışmaya başladığını, davacının işveren talimatları doğrultusunda işini en iyi şekilde yerine getirdiğini, davalı işverenin davacı ile aralarındaki hizmet akdini 06.09.2011 tarihinde feshettiğini, davalı işverence yapılan feshin usulsüz, haksız ve geçersiz olduğunu, davacıya fesih sebebi olay hakkında ihtar verilmediğini, kendisinden fesih sebebi olay hakkında yazılı veya sözlü herhangi bir savunma alınmadığını, davalı işverenin fesih yazısında da hiçbir gerekçe belirtilmediğini, davalı işverence yapılan feshin kötü niyetli olduğunu beyanla, yapılan feshin geçersizliği ile davacının işe iadesine, kararın kesinleşmesinden itibaren yasal sürede başvuru halinde ödenecek çalıştırılmayan 4 aylık ücret ile yasal sürede başvuruya rağmen işe başlatılmaması halinde ödenecek 8 aylık iş güvencesi tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının 23.02.2011 tarihli hizmet sözleşmesi uyarınca ilaç sektöründe faaliyet gösteren davalı şirketin ... Bölgesi/... Grubu"nda 23.02.2011 - 11.08.2011 tarihleri arasında Tıbbi Tanıtım ve Satış Sorumlusu olarak görev yaptığını, davacı tarafından her ne kadar çalışma süresinin 23.02.2011 - 06.09.2011 tarihleri arasında olduğu belirtilmiş ise de; gerçekte 23.02.2011 tarihinde başlayan hizmet ilişkisinin davalı şirket tarafından 11.08.2011 tarihi itibariyle çalışma koşulları ile işyeri kural ve kaidelerine uygun davranmaması sebebiyle sonlandırılması amacıyla davalı şirket tarafından tanzim edilen 11.08.2011 tarihli fesih bildiriminin, imza mukabilinde 11.08.2011 tarihinde davacıya elden tebliğ edilmek istendiğini, ancak davacının imzadan imtina etmek suretiyle 11.08.2011 tarihli fesih bildirimini tebellüğ etmekten kaçındığını, davacının özellikle 11.08.2011 tarihi ve sonrasındaki davranışları, davalı şirket tarafından yapılan 06.09.2011 tarihli feshin haklılığını ve geçerliliğini ortaya çıkardığını, zira, çalıştığı süre boyunca hiçbir zaman işyeri kural ve kaidelerine riayet etmemesi nedeniyle iş akdinin 11.08.2011 tarihinde feshedilmek istenen davacının, 11.08.2011 tarihinden sonraki davranışlarının ise tamamen işverenin emir ve talimatlarına aykırı davranma, işyeri kural ve kaidelerini hiçe sayma niteliğinde bulunduğunu, bu itibarla, davalı şirket tarafından yapılan feshin geçerli bir fesih olduğunu beyanla, açılan davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacı işçinin iş akdinin geçerli sebeple feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Somut olayda davacı tıbbi tanıtım sorumlusu olarak çalışmaktadır. Dosyaya davalı tarafından iki adet fesih bildirimi sunulmuştur. 11.08.2011 tarihli fesih bildiriminde “Çalışma koşullarına uygun davranmadığınız için görülen lüzum üzerine iş akdiniz 11.08.2011 tarihi itibariyle 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca fesih edilmiştir” denilmektedir. Söz konusu fesih bildiriminin davacıya tebliğ edilmek istendiği ancak davacının tebliğ almaktan imtina ettiği konusunda tutanak tutulmuştur. Davacıya fesih bildirimi bu şekilde tebliğ edildikten sonra davacının işyerinden ayrılıp ...’daki merkeze 10.08.2011 tarihinden itibaren istirahatli olduğuna doktor raporunu gönderdiği ancak 11.08.2011 tarihinde işyerine geldiğinde söz konusu raporu ibraz etmediği konusunda tutanak da tutulmuştur. Davacının bu raporu göndermesi üzerine davalı tarafından davacının söz konusu davranışının 11.08.2011 tarihli fesih bildiriminin hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmak olduğu şeklinde algılanarak davacıdan bu davranışının işyeri kural ve talimatlarına aykırı olduğu gerekçesiyle 29.08.2011 tarihinde savunması istenmiş davacının savunma istem yazısını teslim almaktan imtina ettiği konusunda tutanak tutulmuştur.
Yine davacının 05.09.2011 tarihli mesai gününde ofise saat 16:40’ta geldiğine, mesai saatlerine riayet etmediğine ilişkin tutanak tutulduğu görülmektedir.
05.09.2011 günü davacı noter kanalıyla ihtarname göndererek raporlu olması nedeniyle şirket aracının kendisinden alındığını, haksız baskılarla istifaya zorlandığı, aracının verilmediği bölge toplantılarına çağrılmadığını belirtmiştir.
06.09.2011 tarihli davalı tarafından dosyaya sunulan ikinci fesih bildiriminde ise davacının 11.08.2011 tarihli fesih bildirimini tebliğ almaktan imtina etmesi üzerine şirket merkezine 10.08.2011 tarihli raporu göndermesi 11.08.2011 günü işe geldiğinde bu raporu sunmaması, davacıdan bu konuda savunma istenmesi üzerine davacının savunmasını yapmaması, mesaiye gelmeyerek ihtarname çekmesi davacının 11.08.2011 tarihli fesih bildiriminde belirtildiği üzere çalışma koşullarına, kural ve talimatlara uymadığının ispatı olarak değerlendirildiği şeklinde gerekçeyle iş sözleşmesi haklı nedenle ihbar tazminatı ödenmek şartıyla 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 17.maddesi uyarınca feshedildiği belirtilmektedir.
Öncelikle davacıya 11.08.2011 tarihli tebliğ edilmek istenen ancak davacının tebliğ almaktan imtina ettiği fesih bildirimi 4857 sayılı İş Kanunu"nun 19. maddesi kapsamında değerlendirildiğinde; “çalışma koşullarına uygun davranmadığınız için görülen lüzum üzerine” denilerek davacının hangi çalışma koşullarına uymadığı açıkça belirtilmediği ve soyut olduğu görülmekle fesih sebebinin açık ve kesin bir şekilde içermesi zorunluluğuna uyulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca feshin 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca yapıldığı ancak bu fesih bildirimi öncesi davacıdan savunma istendiği veya davacının savunma verdiğine ilişkin bir belge sunulmamış olup bu nedenle fesih geçersizdir. Ancak bu fesih bildiriminden sonra davacı tarafından fesih bildiriminin yapıldığı güne ilişkin rapor gönderildiği, bu nedenle bu feshin işleme koyulmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim davacıdan 29.08.2011 günü bu olaya ilişkin savunması istenmiştir. Ancak bu şekilde kabul edildiğinde 06.09.2011 tarihli fesih bildiriminde belirtilen; davacının 11.08.2011 günü fesih bildirimini tebliğ almadığı işe geldiğinde raporunu sunmaması daha sonra raporunu şirket merkezine göndermesi, savunma yapmaması, mesaiye gelmeyerek ihtarname çekmesi bu şekilde davranışının fesihte geçerli bir neden olduğu ileri sürülmüşse de, bunların fesihte geçerli bir neden olarak kabul edilemeyeceği, davacının aldığı raporu yanında getirmeyip daha sonra bunu şirketin insan kaynaklarına departmanına göndermesinin davranış feshi olarak geçerli bir neden olarak kabul edilemeyeceği; fesih bildiriminde mesaiye gelmeyerek ihtarname gönderdiği belirtilmişse de davacının 05.09.2011 günü mesai saatine riayet etmediği konusunda tutanak tutulduğu, söz konusu davranışı hakkında herhangi bir savunma istenmediği gibi bu eylem üzerine herhangi bir uyarı, ihtar verilmeden doğrudan fesih yapılması da feshin son çare olması ilkesine aykırı davranıldığını göstermektedir. Buna göre feshin geçersizliği ile davanın kabulü yerine hatalı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmiş olması hatalıdır
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3.Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4. Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6. Davacının yaptığı 472.70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,
Kesin olarak 16.05.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.