
Esas No: 2016/14791
Karar No: 2021/3306
Karar Tarihi: 17.06.2021
Danıştay 4. Daire 2016/14791 Esas 2021/3306 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/14791
Karar No : 2021/3306
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Mobilya Gıda İnşaat Tekstil Turizm İthalat İhracat İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, ihraç kayıtlı satışları nedeniyle 2013/10,11 dönemleri için doğan katma değer vergisi iade talebinin yerine getirilmesi için yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; olayda, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 32. maddesinde; bu Kanunun 11. maddesi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak katma değer vergisinden indirileceği ve vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen katma değer vergisinin ise Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağının belirtilmesi ve bu hüküm uyarınca hazırlanarak yürürlüğe konulan Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde de iadenin nakden veya mahsuben talep edilmesinin mümkün olduğu, mükelleflerin kendi vergi borçları için yapacakları mehsuben-nakden iade taleplerinin de miktarına bakılmaksızın inceleme ve teminat aranmaksızın yerine getirileceğinin düzenlenmiş olması karşısında, davacı şirketin ihracat istisnası kapsamında olduğu anlaşılan satışları dolayısıyla yüklendiği katma değer vergisinin YMM KDV iade tasdik raporu ile mahsuben/nakden iadesi talebiyle yaptığı başvurunun; dava konusu olayda da yasal koşulları oluştuğu halde iade işleminin yerine getirilmemesinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116. maddesi bağlamında vergi hatası olduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu olayda ihtilafın herhangi bir vergi hatası kapsamında bulunmadığı, ihtilaflı dönemlerde mal alınan …'ın sahte fatura düzenleme fiili nedeniyle incelemeye sevk edildiğinin belirtilmesi üzerine davacı tarafından indirim listesinden adı geçen mükellefin çıkartıldığı ve kalan tutar üzerinden davacıya nakden iadenin yapıldığı, daha sonra söz konusu mükellefin genel esaslara geçmesi nedeniyle davacı tarafından kalan tutarın nakden iadesinin istenildiği, davacının şikâyet dilekçesinde ... ile herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığını belirttiği firmalardan bazılarının YMM tarafından ibraz edilen karşıt inceleme tutanaklarında ...'ın mal alımında bulunduğu mükellefler listesinde yer aldıklarının tespit edildiği, listede yer alan mükelleflerin özel esaslara tabi olduğu, belirtilen nedenlerle iade talebinin yerine getirilmediği, öte yandan mal alınan mükellef hakkında verilen ihbar dilekçesinde sahte fatura kullanmak suretiyle gerçek olmayan ihracatın yapılmış gibi gösterilerek haksız kazanç sağladığı bahsedildiğinden ihbar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucuna göre iade talebinin yerine getirilmesi gerektiğinin bildirildiği, Vergi Mahkemesince uyuşmazlık konusu iade talebinin 74 Seri Nolu KDV Genel Tebliğine ilişkin olduğuna yönelik değerlendirme yapılarak sonuca ulaşıldığı, ancak söz konusu tebliğin indirimli orana tabi işlemlerde iade uygulamasına ilişkin olduğu, uygulanması gereken tebliğ hükümlerinin ise 84 Seri Nolu KDV Genel Tebliğ olduğu, ancak söz konusu tebliğde de mükelleflerin kendi vergi borçları için yapacakları mahsuben / nakden iade taleplerinin miktara bakılmaksızın inceleme ve teminat aranmaksızın yerine getirileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, ayrıca Vergi Mahkemesince verilen kararda tevkifat nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin iadesinin istenildiği yönünde açıklama yapıldığı, ancak dava konusu olayda tevkifata ilişkin olarak herhangi bir maddi vakıa bulunmadığı, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, dava konusu işlemin vergi davasına konu edilebilecek nitelikte icrai ve yürütülebilir bir işlem olduğu, indirimli orana tabi işlemler nedeniyle indirilemeyen katma değer vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme ve şikâyet başvurusunun vergi hatası kapsamında incelenmesi gerektiği, ...'ın genel esaslara geçmesi üzerine yeniden talep edilen iadenin bu sefer adı geçen mükellefin mal aldığı firmaların özel esaslarda olduğu belirtilerek iade talebinin reddedildiği, ancak söz konusu alım yapılan mükellefin alım yaptığı iddia edilen mükelleflerin ... ile herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, iade talebinin reddedilmesinin herhangi bir somut tespite ve gerekçeye dayanmadığı, davalı idarenin belirttiği ihbar dilekçesinin ise uyuşmazlığa herhangi bir etkisinin bulunmadığı, iade talebine konu dönemin 2013 yılına ilişkin olduğu, ancak ihbarın 2015 yılında yapıldığı, öte yandan ihbar üzerine herhangi bir inceleme yapılmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Öncelikle uyuşmazlığın vergi hatası kapsamında bulunduğu açık olduğundan düzeltme şikayet başvurusuna konu edilebileceği, ancak Vergi Mahkemesince ihtilaf konusu olayın çözüme kavuşturulmasında dayanak alınan mevzuatın somut olayla herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, davacının iade talebinin 84 seri nolu KDV Genel Tebliği uyarınca çözüme kavuşturulması gerektiği, bu haliyle belirtilen husus kapsamında yeniden bir değerlendirme yapılmak üzere Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116. maddesinde, vergi hatasının, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmış, 117. maddesinde “Hesap hataları”, 118. maddesinde ise “Vergilendirme hataları” sayılmak suretiyle belirtilmiştir.
Aynı Kanunun 122. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri, 124. maddesinde de, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun hükümlerine göre, dava açma süresi geçtikten sonra, ancak kanunda belirtilen durumlarla sınırlı olarak, hukuki ihtilaf içermeyen basit ve açık hataların düzeltme ve şikayet yolu ile dava konusu edilmesi mümkündür. Aksi takdirde, her türlü uyuşmazlığın düzeltme zamanaşımı içinde dava konusu edilebilmesi söz konusu olur ki, bu da dava açma sürelerine ilişkin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin konuluş amacına uygun düşmeyecektir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından, yüklenilen ancak indirim konusu yapılamayan katma değer vergisinin YMM iade tasdik raporu sunulmak suretiyle geçmiş dönemlerin vergi borçlarına mahsuben/nakden iadesinin talep edildiği, yapılan inceleme ile hakkında olumsuz tespit bulunan (...) bir mükelleften olan alımlarına ilişkin KDV'nin yüklenilecek KDV listesinden çıkarılması sağlanarak nakden iade talebinin yerine getirildiği, ancak daha sonra ...'ın genel esaslara alınması nedeniyle davacının aynı dönemlere ilişkin YMM tasdik raporu ile KDV düzeltme beyannamesi vererek daha önce beyanından çıkarması nedeniyle indirim konusu yapamadığı KDV'nin (2013/10 dönemi için 93.420,00 TL, 2013/11 dönemi için 78.480,00 TL) nakden iadesinin talep edildiği, bu talebe ...'ın mal aldığı firmaların özel esaslara tabi olması gerekçe gösterilerek olumsuz cevap verilmesi üzerine yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, uyuşmazlığın çözümünün, davacı tarafından fatura alınan mükellefler (veya fatura alınan mükelleflerin fatura aldığı) hakkında olumsuz tespitler bulunması nedeniyle davacının yüklendiği ancak indirim konusu yapamadığı katma değer vergisinin iadesinin yapılıp yapılamayacağının ortaya konulmasına bağlı olup, söz konusu iade isteminin yerine getirilmeme gerekçesi hukuki yorum gerektirdiğinden, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların, ancak iade isteminin yerine getirilmemesi işlemine karşı süresi içerisinde açılan davada incelenmesi mümkündür. Dolayısıyla, hukuki ihtilaf niteliğindeki dava konusu uyuşmazlığın vergi hatası kapsamında incelenmesi mümkün olmadığından, iade talebinin esası incelenmek suretiyle davanın kabulü yönünde verilen Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 17/06/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
