
Esas No: 2018/4793
Karar No: 2021/3241
Karar Tarihi: 21.06.2021
Danıştay 3. Daire 2018/4793 Esas 2021/3241 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/4793
Karar No : 2021/3241
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Danışmanlık Yatırım İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin 2009 ve 2010 yıllarının muhtelif dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, gelir (stopaj) vergisi, özel usulsüzlük cezası ve hesaplanan gecikme faizlerinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Asıl borçlu şirket hakkındaki haciz varakalarının dava konusu ödeme emrinden sonraki bir tarih olan 24/06/2016 tarihinde düzenlendiği, şirket adına çok sayıda araç bulunduğu ve bunların borcun büyük bir bölümünü karşılayacak değerde olduğu, kamu alacaklarının diğer alacaklara kıyasla öncelik hakkının da bulunduğu dikkate alındığında asıl borçlu şirket hakkında takip usulüne uygun biçimde tamamlanarak alacak kesinleşmeden davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ödeme emrinin iş yeri adresinde çalışanına 16/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği, usulüne uygun şekilde yapılan tebligata rağmen herhangi bir ödemede bulunulmadığı, şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırması neticesinde şirkete ait sekiz adet araç ve banka hesaplarında 3.615,97 TL nakit para tespit edildiği, araçlar üzerine haciz konulduğu, ancak araçlar üzerinde çok sayıda haciz olması ve araçların değerinin dava konusu ödeme emrine konu kesinleşen amme alacağı tutarının çok altında olması dikkate alındığında, amme alacağının asıl borçludan tamamen veya kısmen tahsil edilemeyeceği anlaşılmış olduğundan ilgili dönemde ortak olan davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararı kaldırılmış ve dava reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Kamu alacağının asıl borçlu şirketten tahsil imkanı kalmadığı hususunun somut bir şekilde ortaya konulamadığı, alacağın zaman aşımına uğradığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca …-TL maktu harç alınmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 21/06/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X) - KARŞI OY:
Asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borçlarının tahsili için davacı adına ortak sıfatıyla düzenlenen ödeme emrine karşı dava açılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca davacının sorumluluğu esas alınarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca adına düzenlenen vergi borçlarının asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından bahisle ödeme emri düzenlenmiş ise de, dosyanın incelenmesinden, asıl borçlu şirketin sekiz adet aracı ve banka hesaplarında bir miktar nakit parası bulunduğu anlaşılmakta olup, araçlarının satılarak paraya çevrilmesi ve bankadaki paranın tahsili sağlanmadan davacı adına ödeme emri düzenlenmeyeceği görüşüyle temyiz isteminin kabulüyle Kararın bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
