
Esas No: 2020/2763
Karar No: 2021/1256
Karar Tarihi: 21.06.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2763 Esas 2021/1256 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2763
Karar No : 2021/1256
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
UETS Kodu: ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ...
UETS Kodu: ...
2- ... Bakanlığı
UETS Kodu: ...
VEKİLİ: Hukuk Müşaviri ...
3- ... Bakanlığı
UETS Kodu: ... (E-Tebligat)
VEKİLİ: Hukuk Müşaviri ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 21/11/2019 tarih ve E:2019/7011, K:2019/8576 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Hatay Antakya Devlet Hastanesinde ... olarak görev yapmakta olan davacı tarafından, Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul ve Esaslara İlişkin Tebliğ kapsamına alınarak tıbbi kötü uygulamalara karşı zorunlu mesleki sorumluluk sigortası yaptırma isteminin reddine ilişkin Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun 12/01/2015 tarih ve 7445929 sayılı işlemi ile "Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Tebliğ (2010/1)'in yalnızca hekimlere yönelik düzenleme içermesi, yardımcı sağlık personeline yer verilmemesi sebebiyle iptali ve 1219 sayılı Kanun'un Ek 12. maddesinin Anayasaya aykırılığı iddiasıyla iptali için itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 21/11/2019 tarih ve E:2019/7011, K:2019/8576 sayılı kararıyla;
Davacının, dava konusu Tebliğ kapsamında mesleki sorumluluk sigortası yaptırma isteminin reddine ilişkin, Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun 12/01/2015 tarih ve 7445929 sayılı işleminin, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gerekli bir uygulama işlemi niteliğinde olduğu, bu sebeple davalı idarelerin usule ilişkin itirazlarının yerinde görülmediği,
Ancak Anayasa'ya aykırı kanuni düzenlemelerin uygulama alanından kaldırılmasını sağlamak amacıyla Anayasa Mahkemesine başvurulabileceği, Anayasa'ya aykırı olmayan bir Kanun hükmünün uygulama alanının genişletilmesi amacı ile değiştirilmesini sağlamak için iptalinin istenemeyeceği, uyuşmazlık konusu olayda sunulan hizmetin niteliği, sağlık ve yardımcı sağlık personeli açısından sağlık hizmeti sunumu olmakla birlikte, mesleki sorumluluk sigortasının mahiyeti göz önünde bulundurulduğunda, her iki meslek grubu açısından mesleki faaliyetin rizikosunun, sigorta primlerinin, teminat tutarlarının dolayısıyla kamuya külfetinin vs. farklılıklar içerdiğinin açık olduğu, bu durumun her iki meslek grubu açısından kanun koyucuyu ayrı bir çalışma ve değerlendirme yapmaya, değişik kurallar ve uygulamalar getirmeye itebileceği, aynı hukuksal durumda bulunmayan kimselerin farklı kurallara tabi kılınmasının eşitlik ilkesini zedelemeyeceği gerekçesiyle davacının Anayasa'ya aykırılık iddiasının ciddi bulunmadığı,
1219 sayılı Kanun'un Ek 12. maddesinde, kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlara, tıbbi kötü uygulama nedeniyle kendilerinden talep edilebilecek zararlar ile kurumlarınca kendilerine yapılacak rüculara karşı sigorta yaptırma zorunluluğu getirilerek prim ödeme usul ve esaslarının ana hatları ile belirlendiği, uygulamanın ayrıntılarının belirlenmesinin ise alt düzenlemelere bırakıldığı,
Anılan hükme dayanılarak çıkarılan dava konusu Tebliğ'in kapsamının da, Kanun'a uygun olarak "doğrudan sağlık hizmeti sunan, kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşları ile sağlık birimlerinde çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar ile ilgili kurum ve kuruluşlar" şeklinde belirlendiği ve Tebliğin tamamında kapsamda yer alan kişilerin prim ödeme ve kurum katkısına ilişkin usul ve esaslara yer verildiği,
İdarelerin üst hukuk normlarına aykırı ya da daha önce Kanun'la düzenlenmemiş bir alanda düzenleyici işlem yapamayacağı göz önünde bulundurulduğunda dava konusu Tebliğ'de ve 1219 sayılı Kanun'un Ek 12. maddesi uyarınca dava konusu Tebliğ kapsamında mesleki sorumluluk sigortası yaptıramayacak olan davacının talebinin reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, aynı hizmet sektöründe aynı mesleki risk altında görev yapan ve bu sebeple de aynı hukuki durumda bulunan sağlık ve yardımcı sağlık personellerinin farklı kurallara tabi kılınması ve tıbbi kötü uygulamalara karşı yalnızca hekim, diş hekimi ve uzman hekimlerin sigorta kapsamına alınmasının eşitlik ilkesine, hakkaniyete ve insan haklarına aykırı olduğu, yardımcı sağlık personelinin hekimle birlikte hizmetin ayrılmaz bir parçası olduğu, davanın kabulü halinde yardımcı sağlık personelinin sigorta altına alınarak güvenceye kavuşturulacağı, 1219 sayılı Kanun'un ve Ek 12. maddesi ile dava konusu Tebliğ'in Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idarelerden Sağlık Bakanlığı tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş, diğer davalı idareler tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 21/11/2019 tarih ve E:2019/7011, K:2019/8576 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 21/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
