9. Hukuk Dairesi 2011/11965 E. , 2013/14285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık ücretli izin, kötüniyet tazminatı, ihbar tazminatı, hafta tatili ücreti, milli ve dini bayram ücreti ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait iş yerinde yufka açma ustası olarak çalışırken işverenin sigorta işlemlerini yapmaması ve sigorta primlerini ödememesi nedeni ile 23/12/2009 tarihinde SGK İl Müdürlüğüne verdiği şikayet dilekçesi ile ilgili olarak kurum tarafından 09/02/2010 tarihinde davalı işyerinde yapılan inceleme sonucunda aynı gün haksız ve kötü niyetli olarak iş sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, kötüniyet ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin, fazla çalışma, genel tatil, hafta tatili ve ücret alacağı istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının 10/02/2010-12/02/2010 tarihleri arasında izinsiz ve mazeretsiz olarak işe gelmemesi nedeniyle 4857 sayılı Kanunun 25/II-g maddesi uyarınca iş sözleşmesini haklı olarak feshedildiğini, feshin kötüniyetle yapıldığını hususunun davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği şekilde çalışmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının davalı işyerinde fazla çalışma yaptığını ispat etmesi gerektiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının işe gelmediğine ilişkin olarak tutulan tutanakların daha sonra düzenlenme olasılığının bulunduğu, davacının SGK Müdürlüğüne 23/12/2009 tarihinde verdiği şikayet dilekçesi üzerine 09/02/2010 tarihinde davalı işyerinde inceleme yapılarak ... SGK İl Müdürlüğü Güvenlik Kontrol Memuru tarafından 08/04/2010 tarih 62 sayılı rapor ile davacının 11/11/2009 tarihi itibariyle sigortalılığının sağlanarak 2009/11 ve 2009/12.aylık prim hizmetleri belgelerinin işleme alınmış olmasının tespit edilmesi ve müfettiş tarafından yapılan incelemenin bir gün sonrasında davacının devamsızlık yaptığı gerekçesi ile iş asözleşmesinin feshedilmesinin davacının iddialarını doğrulaması nedeniyle davalı işveren tarafından yapılan feshin haksız olduğu, davacının yıllık izin hakkı ile bir kısım ücret alacağının bulunduğu, fazla çalışması ile genel tatil çalışması olduğu, iş sözleşmesinin kötü niyetli olarak feshedildiği hususunda ispat yükümlülüğü kendisinde bulunan davacı tarafından bu hususun ispat edilememiş olduğundan davacının kötü niyet tazminat talebinin reddi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkide kötüniyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medenî Kanunun 2 nci maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.
Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.
Kötüniyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı Yasada önemli değişiklikler öngörülmüştür. Yasanın 17 nci maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
1475 sayılı Yasada, “işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması” gibi sebepler ileri sürülerek iş sözleşmesinin sonlandırılması, kötüniyetin varlığı açısından örnekseme biçiminde sayıldığı halde, 4857 sayılı Yasada genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması nedenlerine bağlı fesihlerin kötüniyete dayandığı kabul edilmelidir.
Tazminat miktarının belirlenmesi de Yasa ile açıklığa kavuşturulmuş, “kötüniyet tazminatının” ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarında olacağı belirtilmiş ve ayrıca ihbar tazminatının da ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
Yasanın 17 nci maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötüniyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır (Yargıtay 9.HD. 12.6.2008 gün 2007/21422 E, 2008/ 15336 K).
Somut olayda davacının iş sözleşmesinin işvereni SGK ya şikeyeti üzerine yapılan denetimi takiben feshedildiği anlaşıldığından davacının kütüniyet tazminat talebinin kabulü yerine reddi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.