
Esas No: 1986/18
Karar No: 1986/1023
Karar Tarihi: 25.11.1986
Danıştay 6. Daire 1986/18 Esas 1986/1023 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca çıkarılan İmar Planlarının Yapımını Yükümlenecek Müellif ve Kuruluşların Yeterlilik Yönetmeliği'nin 6. maddesinin gruplandırmaya ilişkin C bendinin, resmi kuruluşta çalışıyor olmaya ilişkin F bendinin ve süre toplanmasına ilişkin G bendinin mevzuata aykırı olmadığını belirtti. İmar planlarının yapımını yüklenecek kişilerin becerili, öngörü sahibi ve mesleki bakımdan da tecrübeli olmaları gerektiği vurgulandı. Resmi kuruluşlarda çalışan şehir plancılarına ayrıcalık tanınmadığı, yönetmeliğin belirlediği niteliklerden sadece birine uygun olmanın kriter olduğu ifade edildi. Mahkeme davanın reddine karar verdi.
Kanun Maddeleri:
- 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 38. ve 44. maddeleri.
Daire : ALTINCI DAİRE
Karar Yılı : 1986
Karar No : 1023
Esas Yılı : 1986
Esas No : 18
Karar Tarihi : 25/11/986
3194 SAYILI İMAR KANUNU UYARINCA ÇIKARILAN; İMAR PLANININ YAPIMINI YÜKÜMLENECEK MÜELLİF VE MÜELLİF KURULUŞLARIN YETERLİLİK YÖNETMELİĞİNİN 6.MADDESİNİN C, G VE F BENTLERININ MEVZUATA AYKIRI OLMADIĞI HK.
Dava, 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca çıkarılan İmar Planlarının Yapımını Yükümlenecek Müellif ve Kuruluşların Yeterlilik Yönetmeliğinin 6.maddesinin gruplandırmaya ilişkin C bendinin, resmi kuruluşta çalışıyor olmaya ilişkin F bendinin ve süre toplanmasına ilişkin G bendinin davanın özeti bölümünde belirtilen nedenlerle iptali isteğiyle açılmış
tır.
3194 sayılı İmar Kanununun 38.maddesinde, halihazır harita ve imar planlarının hazırlanması ve bunların uygulanmasının fenni mesuliyetini uzmanlık, çalışma konuları ve ilgili kanunlarına göre mühendisler, mimarlar ve şehir plancılarının deruhte edeceği; aynı Kanunun 44.maddesinin 1.fıkrasının j bendinde de halihazır alımı ve imar planlarının yapımını yüklenecek müellif ve müellif kuruluşlarının ehliyet durumlarının yeniden düzenlenmesine ait esasların Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği kurala bağlanmıştır.
Kentlerin gelişmesini düzenleme ihtiyacı kamu düzenini ve kamu yararını korumak amacına yöneliktir. Bölge ve şehir planlaması da bu amaca hizmet etmek için kurumsallaştırılmıştır.
İmar Planları, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiuler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan yad sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yolları bulmak, insan, toplum çevre münasebetlerinde kişi ve aile mutluluğu ile toplum hayatını yakından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karekteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli planları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular gözönüne alınarak hazırlanır. Planlama, bir kent yerleşmesinin gelecekteki 15-20 yıllık sosyo-ekonomik hayatı ve gelişmesine, hukuksal, teknik ve mekansal standartlarına karar verme işlemi olup, özel uzmanlık ve kendi içinde önem sürası gerektiren bir iştir. Kamu yararının ve düzeninin en iyi şekilde korunabilmesi için imar planlarının yapımını yüklenecek kişilerin aldıkları eğitimin yanı sıra becerili, öngörü sahibi ve mesleki bakımdan da tecrübeli olmaları gerekmektedir. Bu tecrübenin ise plan yapımına katılarak zamanla kazanılacağı doğaldır. Bu nedenlerle yukarıda belirtilen Yasa kuralı uyarınca çıkarılan yönetmeliğin 6/c maddesinde yerleşmelerin nüfus projeksiyonu ve alan büyüklüğüne göre plan müelliflerinin gruplandırmaya tabi tutulması her grubun özelliği olan konularda kademe kademe uzmanlaşmanın sağlanması ve buna parelel olarak da bir üst gruba yükseltilmesine ilişkin olarak getirilen düzenleme de isabetsizlik bulunmamaktadır.
Resmi kuruluşlarda çalışan şehir plancılarına ayrıcalık tanındığı iddiasına gelince;
Sözü edilen Resmi Kuruluşlardan amaç şehir planı yapan kuruluşlardır.
Planlama gruplarında işin önem sırasına ve niteliğine göre belirli bir süre resmi kuruluşta planlama işinde çalışmış olmak şartı getirilmiştir. Ancak yönetmeliğin dava konusu edilen 6/C maddesinin 1.fıkrasında plan müelliflerinin belirlenen gruplardaki işleri yapabilmelerinin, öncelikle bu kapsamda her grubun başlığı altında sıralanan niteliklerinden en az birine uygun olmalarına bağlı bulunduğu sıralanan bu niteliklerden sadece birine tam uygun olmanın değerlendirmeye alınmak için yeterli olduğu, niteliklerden birden fazlasına uygun olmanın ek bir hak sağlamayacağı kurala bağlanmış olup, bu kriterlerden sadece birine sahip olmak o gruba sahip olmak için yeterli bulunduğundan "resmi kuruluşlarda planlama konusunda çalışmış olmak" gruplandırma için tek kriter olmadığından kamuda çalışan şehir plancılarına ayrıcalık tanındığı yolunda Yönetmeliğin 6/F maddesinin iptali için öne sürülen iddia geçerli görülmemiştir.
Öte yandan, akademik kuruluşlarda öğretim görevi yapmış olmakla resmi kuruluşlarda planlama işinde çalışmış olmak farklı bir durum olmadığın dan, her ikisininde aynı amaçla resmi kuruluşlarda yapılmış olması karşısında buralarda geçen hizmetlerin toplanarak birleştirilmesini öngören sözkonusu Yönetmeliğin 6/G maddesinde de isabetsizlik yoktur.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
