
Esas No: 2016/13909
Karar No: 2021/3489
Karar Tarihi: 22.06.2021
Danıştay 10. Daire 2016/13909 Esas 2021/3489 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/13909
Karar No : 2021/3489
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Laboratuarları İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kaymakamlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından ithal edilen "... Devam Formülü" adlı ürünlerin etiketlerinde yer alan "DHA ve Nükleotid ilave edilmiştir." ifadesinin TGK Etiketleme Yönetmeliği Ek-14'te yer alan Beslenme Beyanları ve Beyan Koşulu Tablosunda yer almamasından bahisle söz konusu ürünlerin toplanması için verilen 30 günlük sürenin dolması üzerine, bahse konu ürünlerin piyasada bulunduğunun tespit edilmesi halinde piyasada bulunan ürünlerin idarece toplatılarak yapılan masrafların yasal faizi ile birlikte tahsil edileceğine dair Ümraniye Kaymakamlığı İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı şirket tarafından ithal edilen "... Devam Formülü" adlı ürünlerin etiketlerinde "DHA ve Nükleotid ilave edilmiştir." ibaresinin yer aldığı, anılan ibarenin TGK Etiketleme Yönetmeliği Ek-14'te yer almasına izin verilen ibarelerden olmadığı, izin verilmemesi gereken ibareye idarece verilen önceki iznin dava konusu işlemi sakatlamayacağı, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, etiket üzerinde yer alan "DHA ve Nükleotid ilave edilmiştir." ibaresine davalı idare tarafından 3 yıldır onay verildiği, dava konusu işlem ile daha önce onay verilen etiketli ürünlerin de piyasadan toplatılması gerektiğinin belirtildiği, mevzuatta herhangi bir değişiklik olmadığı, kazanılmış haklarının korunmadığı belirtilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının görev yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı şirket tarafından ithal edilen "... Devam Formülü" adlı ürünler "DHA ve Nükleotid ilave edilmiştir." ifadesini içeren etiket ile birlikte … tarih ve … sayılı kontrol belgesi ile onaylandıktan sonra, … tarih ve … sayılı İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından davacıya gönderilen yazıda "DHA ve Nükleotid ilave edilmiştir." ibaresinin TGK Etiketleme Yönetmeliği Ek-14'te yer alan Beslenme Beyanları ve Beyan Koşulu Tablosunda yer almadığından bahisle etiket üzerinde anılan ibarenin bulunmasının mevzuata aykırı olduğu, ürünlerin piyasadan toplatılması gerektiği ve etiket bilgilerinin mevzuata uygun hale getirildikten sonra piyasaya arz edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Davacı şirket tarafından, … tarih ve … sayılı yazı doğrultusunda etiketlerin yenilendiği, "DHA ve Nükleotid ilave edilmiştir" ibaresinin çıkarıldığı, bu haliyle sunulan etiketin … tarih ve … sayılı kontrol belgesinin onaylanması ile İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından uygun bulunmuştur. … tarih ve … sayılı dava konusu işlem ile de söz konusu ürünlerin toplanması için 30 gün süre verildiği, verilen 30 günlük sürenin sona erdiği, söz konusu ürünlerin piyasada bulunduğunun tespit edilmesi halinde 5996 sayılı Kanunun 40. Maddesinin (d) bendi uyarınca piyasada bulunan ürünlerin idarece toplatılarak yapılan masrafların yasal faizi ile birlikte tahsil edileceğinin bildirilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dilekçeler üzerine ilk inceleme" başlıklı 14. maddesinin 3. fıkrasında, dilekçelerin; a) Görev ve yetki, b) İdari merci tecavüzü, c) Ehliyet, d) İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) Süre aşımı, f) Husumet, g) 3 ve 5 inci maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği hüküm altına alınmış; "İlk inceleme üzerine verilecek karar" başlıklı 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, 14. maddenin 3. fıkrasının (a) bendine göre adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği hükmüne yer verilmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun "Genel kanun niteliği" başlıklı 3. maddesinde, "(1) Bu Kanunun; a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, uygulanır." hükmüne; "Yaptırım türleri" başlıklı 16. maddesinde, "(1) Kabahatler karşılığında uygulanacak olan idarî yaptırımlar, idarî para cezası ve idarî tedbirlerden ibarettir. (2) İdarî tedbirler, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir." hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanun'un "Saklı tutulan hükümler" başlıklı 19. maddesinde, "(1) Diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için; a) Bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi, b) İşyerinin kapatılması, c) Ruhsat veya ehliyetin geri alınması, d) Kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyrüseferden alıkonulması, Gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır." hükmü; "Başvuru yolu" başlıklı 27. maddesinde, "(1) İdarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idarî yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî yaptırım kararı kesinleşir. ... (8) İdarî yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idarî yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idarî yargı merciinde görülür." hükmü yer almıştır.
5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nun "Gıda ve yem güvenilirliği şartları" başlıklı 21. maddesinin 5. fıkrasında, "(5) Gıda kodeksine aykırı gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzeme üretilemez, işleme tâbi tutulamaz ve piyasaya arz edilemez.
" hükmüne; "Gıda ve yem ile ilgili yaptırımlar" başlıklı 40. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde, "(1) Gıda ve yem ile ilgili yaptırımlar aşağıda belirtilmiştir: ...d) 21 inci maddenin beşinci fıkrasına aykırı hareket edenlere onbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ürünlerin, insan sağlığı için risk oluşturması durumunda ürünler masrafları sorumlusuna ait olmak üzere piyasadan toplatılır ve mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir. Aykırılık sadece etiket bilgilerinden kaynaklanıyor ise idarî para cezası beşbin Türk Lirası olarak uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5326 sayılı Kanun'un 3. maddesinde, bu Kanun'un idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde uygulanacağı belirtilmiş; 27. maddesinin 1. fıkrasında ise, idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği kurala bağlanmıştır. Her ne kadar, bu fıkrada, sulh ceza mahkemesine başvurulması bakımından diğer idari tedbirlerin anılmadığı görülse de Kanun'un 16. maddesinde, kabahatler karşılığında uygulanacak olan idarî yaptırımların, idari para cezası ve idari tedbirler olduğu; idari tedbirlerin de mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olarak ifade edildiği dikkate alındığında, kanun yoluna ilişkin 27. maddenin 1. fıkrasının tüm idari tedbirleri kapsadığı sonucuna varılmaktadır. Öte yandan, 5996 sayılı Kanun'da, bu Kanun uyarınca verilen idari yaptırım kararlarına karşı itiraz ve dava yolu gösterilmemiştir. Bu nedenle, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun genel hükümleri gereğince, 5996 sayılı Kanun kapsamında verilen idari yaptırımlara karşı sulh ceza hakimliğine başvurulması gerekmektedir.
İncelenen uyuşmazlıkta, 5996 sayılı Kanun uyarınca davacı şirket hakkında uygulanan idari yaptırımın, idari tedbir niteliğinde olduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır. Söz konusu idari yaptırımın; 5326 sayılı Kanun'un 16. maddesinde sözü edilen ilgili kanunlarda yer alan tedbirler kapsamında olduğu; 5326 sayılı Kanun'un 19. maddesi ve 27. maddesinin 8. fıkrası kapsamına giren idari işlemlerden de olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, 5996 sayılı Kanun'da kanun yolu gösterilmediği dikkate alındığında; idari tedbir niteliğindeki idari yaptırıma, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun genel hükümlerinin uygulanması ve bu yaptırıma karşı açılan davanın sulh ceza hakimliğinde görülmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi suretiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın reddine ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
