Abaküs Yazılım
3. Daire
Esas No: 2018/4808
Karar No: 2021/3282
Karar Tarihi: 22.06.2021

Danıştay 3. Daire 2018/4808 Esas 2021/3282 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/4808
Karar No : 2021/3282

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü /…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF(DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, tüzel kişiliği sona ermiş ... Uluslararası Taşımacılık Kumanyacılık Limited Şirketi'nden alınamayan 2006 ve 2007 yıllarının muhtelif dönemlerine ait gelir (stopaj) vergisi, katma değer vergisi, özel usulsüzlük cezasından oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve .. takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Asıl borçlu şirket adına, tüzel kişiliğin sona erdiği tarihten sonra düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emirlerinin hüküm ve sonuç doğurması mümkün olmadığından, dava konusu ödeme emri içeriği vergilerin davacıdan istenebilmesi için, şirket adına tüzel kişiliği sona ermeden önce yapılan tarhiyatlara ilişkin ihbarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilip, tarh edilen vergilerin tahakkuk ettirilip ettirilmediğinin irdelenmesi gerektiği, şirket adına düzenlenen ihbarnamelere ilişkin tebligatın şirket müdürünün ikamet adresinde bizzat kendisine yapılması gerekirken kızına yapılmasının usulsüz olduğu, bu tebligata dayanılarak kamu alacağının asıl borçlu şirket adına usulüne uygun şekilde kesinleştiğinden söz edilemeyeceğinden, tüzel kişilik devam ederken şirket hakkındaki tarh ve tahakkuk işlemleri usulüne uygun biçimde tamamlanarak, alacak şirket nezdinde kesinleştirilmeden, tüzel kişilik sona erdikten sonra davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davalı İdarece, dava konusu ödeme emri içeriği borçların tahsili amacıyla şirket adına düzenlenip tebliğ edilen ödeme emirleri nedeniyle, söz konusu borçların kesinleştiği sonucuna varılmış ise de asıl borçlu şirket adına ödeme emri düzenlenerek borç şirket nezdinde kesinleştirildikten sonra, şirket hakkında haciz kararı alınıp, haciz varakası düzenlenerek, mal varlığı araştırması yapılmak suretiyle kamu alacağının asıl boçlu olan şirketten tahsil edilemediğinin ortaya konulması gerektiği olayda, şirket hakkında sadece motorlu taşıtlarla ilgili olarak mal varlığı araştırması yapıldığı, bunun dışında mal varlığı araştırması yapıldığına ilişkin bilgi ve belgeler ile haciz varakalarının dosyaya ibraz edilmediği, bu nedenle kamu alacağının davacının temsilcisi olduğu şirketten tahsil edilemediği hususu ispatlanamadığından, davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusu reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılan kesinleşmiş kamu alacağının, şirketin kanuni temsilcisi olan davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Asıl borçlu ... Uluslararası Taşımacılık Kumanyacılık Limited Şirketi'nin tüzel kişiliğinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7. maddesi uyarınca, 12/08/2013 tarihinde re'sen sona erdirildiğinin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edildiği, tüzel kişiliği sona ermeden önce, asıl borçlu şirket adına yapılan tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin 15/09/2011 tarihinde şirketin kanuni temsilcisinin ikametgahında kızına tebliğ edildiği, şirket tüzel kişiliği sona erdikten sonra şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin 10/06/2015 tarihinde şirket müdürü sıfatıyla davacıya tebliğ edildiği, kamu alacağının şirketten tahsil imkanı kalmadığından bahisle de ilgili dönem kanuni temsilci olan davacı adına düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrine karşı dava açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 19. maddesiyle değişik 45. maddesinin 2. fıkrasında, istinafın temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu, 3. fıkrasında, bölge idare mahkemesinin, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar vereceği, karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı vereceği, 4. fıkrasında, bölge idare mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vereceği, bu hâlde bölge idare mahkemesinin işin esası hakkında yeniden bir karar vereceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanunun yine 6545 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik 49. maddesinin 1. fıkrasında ise temyiz incelemesi sonunda Danıştay'ın; kararı hukuka uygun bulursa onayacağı, kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onayacağı hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı Kanunun, istinafın, temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu yolundaki düzenlemesini içeren 45. maddesinin 2. fıkrasının, istinaf başvurusuna konu olacak kararlara karşı yapılan kanun yolu başvurularında dilekçelerdeki hitap ve istekle bağlı kalınmaksızın dosyaların bölge idare mahkemelerine gönderileceği kuralına dair cümleyle tamamlanması ve fıkrada Kanunun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesine herhangi bir atıfta bulunulmamış olması karşısında, istinafın temyizin şekil ve usullerine tabi olacağı yolundaki kuralın, istinaf dilekçeleri ve bu dilekçeler üzerine Kanunun 48. maddesine göre bölge idare mahkemelerince yapılacak işlemlerle ilgili olarak getirilmiş olduğunun kabulü gerekir. Başka bir ifadeyle, değinilen bu kuralın, Danıştay'ın temyiz incelemesi sonunda verdiği kararlarla ilgili 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin, istinaf incelemesi üzerine verilecek kararlar için de uygulama imkanı getirdiğinden söz edilemez.
Nitekim, istinaf başvuruları üzerine bölge idare mahkemelerince verilecek kararlara ilişkin 45. madde düzenlemesi ile temyiz incelemesi üzerine Danıştay tarafından verilecek kararlara ilişkin 49. madde düzenlemesi, 2577 sayılı Kanunda 6545 sayılı Kanunla eş zamanlı getirilmiş değişiklikler olup, Yasa koyucu tarafından 49. maddede, temyiz incelemesi üzerine verilecek onama ve bozma kararları bentler halinde ayrıntılı biçimde belirtilmişken, aynı Kanunun 45. maddesinin 3. ve 4. fıkralarında istinaf başvuruları üzerine verilecek kararla ilgili olarak 49. maddeden farklı terimler ve usuller getirilmiş olması yukarıdaki görüşü doğrular mahiyettedir.
Belirtilen nedenlerle, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulması durumunda istinaf başvurusunun reddine; hukuka uygun bulmaması durumunda ise istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak işin esası hakkında yeniden bir karar verecek olan bölge idare mahkemelerince, istinaf incelemesine konu kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemekle birlikte gerekçesinin hukuka uygun bulunmadığı hallerde, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek istinaf isteminin reddine karar verilmesi mümkün bulunmadığından, Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun yazılı gerekçeyle reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
2. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
3. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 22/06/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi