9. Hukuk Dairesi 2011/11114 E. , 2013/13914 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatına,ihbar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı iş yerinde şirketin kuruluş tarihi olan 02/02/2006 tarihinden 28/05/2006 tarihine kadar yaklaşık 4 ay çalıştığını, bu süre zarfında hiç bir alacağını alamadığını, alacak için ... 2. icra Müdürlüğünün 2006/8272 esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, ancak davalı tarafın borca ve ferilerine itiraz ettiğini, davacı ile davalı şirket arasında 10/03/2006 tarihli ve aylık 2.500,00 TL maaşla çalıştığına dair belgeler ve hizmet sözleşmesi olduğunu belirterek itirazın reddine, takibin 10.000,00 TL üzerinden devamına ve %40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 20/09/2007 tarihli bir dilekçe vererek davacının 02/02/2006 - 28/05/2006 tarihleri arasındaki alacaklarını alamadığını, 2.500,00 TL aylığı olduğunu 4 aylık zaman diliminde 984,00 TL lik ihbar tazminatı alacağı olduğunu belirtmiş, 21/04/2008 havale tarihli dilekçesinde ise ihbar tazminatı ile birlikte 10.984,00 TL olan toplam talebinin 3.700,00 TL faiziyle birlikte 14.684,00 TL olduğunu belirtmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında hiçbir zaman hizmet akdi kurulmadığını, iddia edilen alacakların muhatabının davacının ve müvekkilinin daha önceden işçi olarak çalıştığı ve maaşlarını alamayarak ayrıldığı ... İç ve Dış Tic Ltd Şti olduğunu, bu şirketin mali durumu bozularak tüm mal varlığının haczedildiğini, faaliyet gösterdiği ... cad No:26 .../... adresinden tahliye edilerek fiilen kapatıldığını, bunun üzerine işten ayrılmak zorunda kalan müvekkilinin geçimini sağlamak üzere kendi işini kurduğunu, şirketin kuruluş tarihinin 02/02/2006 tarihi olduğunu icra takibinde dayanak gösterilen 28/09/2005 tarihli hizmet sözleşmesinin müvekkili şirket ile bir ilgisi bulunmadığını, davacının ... şirketine karşı ... 2. İcra Müdürlüğünün 2006/3661 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, ... 4. icra Müdürlüğünün 2007/449 talimat sayılı dosyası ile müvekkili şirketin adresinde haciz işlemi uyguladığını, davacının ... şirketinden olan alacağını müvekkili şirketten tahsil etmeye çalıştığını, müvekkili şirket ile ... Şirketi arasında hukuki ve fiili herhangi bir bağ bulunmadığını, şirketler arasında işyeri devrinden de söz edilemeyeceğini, 10/03/2006 tarihli ... Bankası ... Şubesine hitaben yazılan belgenin davacının isteği üzerine ve hatıra binaen tanzim edildiğini, eski iş yerinden tanışıklığı bulunan davacının bankadan kredi kullanacağını ve bir maaş belgesi ibraz etmesi gerektiğini belirterek müvekkili şirketten kötü niyetli olarak bu belgeyi aldığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davacı temyiz etmiştir
E) Gerekçe:
1-İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanununun 6 ncı maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı yasanın üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Değinilen Yasanın 120 nci maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
İşyerinin miras yoluyla intikali 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 599 uncu maddesinde düzenlenmiş, sözü edilen madde hükmünde mirasbırakanın ölümü ile mirasçıların bir bütün olarak mirasa hak kazanacakları açıklanmıştır.
İşyerinin önceleri gerçek kişi ya da kişilerce işletilmesinin ardından şirketleşmeye gidilmesi durumunda, bu işlem de bir tür işyeri devri sayılmalıdır. Önceki gerçek kişi olan işverenlerin devralan tüzel kişi ortakları olması bu devir ilişkisini ortadan kaldırmamaktadır (Yargıtay 9.HD. 22.7.2008 gün 2007/ 20491 E, 2008/ 21645 K.). Aynı şekilde daha önce tüzel kişi şirket olan işverenin işyerini bir gerçek şahsa devretmesi de mümkündür. Devralanın şirketin hissedarlarından biri olması da sonucu değiştirmeyecektir. Adi ortaklardan bir ya da bazılarının hisselerini devri de sorumlulukların belirlenmesi noktasında işyeri devri olarak işlem görmelidir.
İşyeri devrinin temel ölçütü, ekonomik birliğin kimliğinin korunmasıdır. Avrupa Adalet Divanı kararlarına göre, maddî ve maddî olmayan unsurların devredilip devredilmediği ve devir anındaki değeri, işgücünün devri, müşteri çevresinin devri, işyerinde devirden önce ve sonra yürütülen faaliyetlerin benzerlik derecesi, işyerinde faaliyete ara verilmişse bunun süresi, işyeri devrinin kriterleri arasında kabul edilmektedir.
Basın İş Kanununa tabi işyerleri bakımından, işyerinin belirleyici unsurlarından olan marka, logo ve yayın i...iyaz hakları gibi maddî olmayan unsurların devri de işyeri devri olarak değerlendirilmelidir (Yargıtay 9. HD., 19.1.2010 gün, 2009/42958 E., 2009/354 K).
Maddî ve maddî olmayan unsurların devri söz konusu olmaksızın da işgücünün önem taşıdığı sektörlerde ekonomik birliğin önemli unsurunu olan işçilerin devri de, işyeri devri olarak kabul edilmelidir.
Devirden sonra işyerindeki ekonomik birliğin kimliğini koruyup korumadığının saptanabilmesi için, yürütülen faaliyetin devirden sonra yeni işveren tarafından aynı veya özdeş biçimde sürdürülmesi ölçütü yanında, işyerinin taşınmaz ve taşınır malları ile maddî olmayan varlıkların, işyerinde çalışan işçilerin sayı ve uzmanlık bakımından çoğunluğunun, bunun yanı sıra müşteri çevresinin devredilip devredilmediği, devir öncesi ve sonrasındaki faaliyetler arasında benzerlik olup olmadığı, devir sebebiyle işyerinde faaliyet askıya alınmışsa askı süresi gibi koşullar da göz önünde tutulmalıdır.
4857 sayılı Yasanın 6 ncı maddesinde yazılı olan “hukukî işleme dayalı” ifadesi geniş şekilde değerlendirilmeli, yazılı, sözlü ve hatta zımnî bir anlaşma da yeterli görülmelidir.
İşyerine Bankalar Kanunu hükümleri çerçevesinde Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu tarafından el koyulması ise işyeri devri niteliğinde değildir. Bu durumda yönetim hakkına müdahale edilmekte veya bankacılık faaliyetleri askıya alınmaktadır.
Yine özelleştirme işlemi sonucu kamuya ait hisselerin devri de işyeri devri olarak değerlendirilemez. Özelleştirmede işyeri aynı tüzel kişilik altında faaliyetini sürdürmekte sadece kamuya ait hisselerin bir kısmı ya da tamamı el değiştirmektedir. Bununla birlikte, tamamı kamuya ait olan bir işyerinin özelleştirme işlemi sonucu başka bir işverene geçmesi işyeri devri niteliğindedir (Yargıtay 9.HD. 8.7.2008 gün ve 2008/25370 E, 2008/ 19682 K.).
İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez.
İşyerinin devri işverenin yönetim hakkının son aşaması olup, işyeri devri çalışma koşullarında değişiklik anlamına da gelmez. Dairemizin kökleşmiş kararlarına göre işyeri devri işçiye haklı nedenle fesih hakkı tanımaz. İşyeri devrinin çalışma koşullarını ağırlaştıran bir yönü olup olmadığı belirlenmelidir (Yargıtay 9.HD. 27.10.2008 gün 2008/ 29715 E, 2008/28944 K.).
Bu açıklamalar ışığında, iş hukukunda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Yasanın 6 ncı maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.
Somut olayda; davacının ilk işe girip çalıştığı ... İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin daha sonra ... Giyim Kent D4-B/31 No.45-46 ... ... adresine taşınarak burada yeni kurulan ve kurucularından ...’ın da bulunduğu ... Tekstil Giyim Sanayi ve ticaret Limited Şirketi’ne devredildiği, böylece davacı işçinin doğan hak ve alacaklarından davalı ... Tekstil Giyim Sanayi ve ticaret Limited Şirketinin tümüyle sorumlu bulunduğu , kaldı ki dosyada mevcut 10/03/2006 tarihli yazılı maaş belgesi de davalı işveren tarafından düzenlenmiş olup, aksi de iddia edilip ispatlanmadığına göre, davacı işçinin bu işyerinde çalıştığının kabulü ile deliller değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, istemin tümüyle reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.