
Esas No: 2020/1513
Karar No: 2021/3354
Karar Tarihi: 24.06.2021
Danıştay 3. Daire 2020/1513 Esas 2021/3354 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1513
Karar No : 2021/3354
Kararın Düzeltilmesini İsteyen : …
Vekili : Av . …
Karşı Taraf : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
Vekili :Av. …
İstemin Özeti :Davacı adına, … Restoran İşletmeleri Yönetim Organizasyon Mağazacılık Gıda Zırai Ürün Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin vergi borçları nedeniyle kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ve … takip numaralı ödeme emirleri ile şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, …, … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davada; dava konusu ödeme emirleri içeriği kamu alacağının, asıl borçlu şirketin 2009 ila 2012 yıllarının muhtelif dönemlerine ilişkin olarak beyan üzerine tahakkuk eden kurumlar vergisi, gelir (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve gecikme zammına ilişkin olduğu, 20/05/2014 tarihli savunma dilekçesi ve eki belgelerden, dava konusu … tarih ve …, ile … takip numaralı olanların iptal edildiği belirtildiğinden, davanın sözü edilen ödeme emirlerine ilişkin kısmı hakkında karar verilemeyeceği, şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, …, … takip numaralı ödeme emirlerinin ise 12/06/2012 tarihinde şirket ortağı olup 16/07/2012 tarihinde ise hisselerinin tamamını devrederek şirketten ayrılan davacının ortak olduğu döneme ilişkin borçları içermediği dolayısıyla, davacının bu ödeme emirleri içeriği kamu alacakları ile ilgili olarak herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle … tarih ve …., … takip numaralı ödeme emirleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmeden, … tarih ve …, …, … takip numaralı ödeme emirlerini ise iptal eden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; ödeme emirlerinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasını; şirketin 12/06/2012 ila16/07/2012 tarihleri arasında ortağı olan davacı tarafından, şirket sermaye payının, şirket tüzel kişiliğin beyan üzerine tahakkuk etmiş vergi borçlarıyla birlikte devralındığı hususunun tartışmasız olduğu, limited şirket ortaklarının, payı devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait kamu alacaklarının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulacakları yolundaki 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 5766 sayılı Kanunla değişik 35. maddesi hükmüne göre, şirket sermaye payını, ortaklık sıfatının kazanıldığı tarihten önceki dönemlere ilişkin olup tüzel kişiliğin beyan üzerine tahakkuk etmiş vergi borçlarıyla birlikte devralarak şirket ortağı olan davacının, tüzel kişiliğin belirtilen borçlarından müteselsilen sorumlu tutularak ortak sıfatıyla takibinde yasaya aykırılık bulunmadığından, kamu alacağıyla ilgili olarak şirket tüzel kişiliği nezdinde takip yollarının usulüne uygun biçimde tüketilip tüketilmediği yönünde yapılacak araştırma sonucuna göre yeniden bir karar verilmek üzere bozan Danıştay Üçüncü Dairesinin 25/06/2019 tarih ve E:2015/4026, K:2019/4524 sayılı kararının; şirketin ortağı ya da yetkilisi olmadığı dönemlerde asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyen vergi borcundan sorumluluğun kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek düzeltilmesi istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Kararın düzeltilmesi isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Kararın düzeltilmesi isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince, kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen sebepler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi hükmüne uygun bulunduğundan, kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Danıştay Üçüncü Dairesinin 25/06/2019 tarih ve E:2015/4026, K:2019/4524 sayılı kararı kaldırıldıktan sonra temyiz istemi yeniden incelenerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Kamu hizmetlerinin yürütülmesinde gerekli kaynağın elde edilmesi amacıyla vergi ve diğer kamu alacaklarının takip ve tahsili için hukuki düzenlemeler ve ayrıcalıklı yetkilerle kolaylık ve hızlılık sağlanmasının doğal olduğu kabul edilmekle birlikte bu konuda bireylerin hakları ve hukukun genel ilkelerinin de göz önünde bulundurulması hukuk devletinin bir gereğidir. Kamu hizmetlerinin yürütülmesi için gerekli düzenlemeler yapılırken elde edilmek istenen kamu yararıyla bireysel haklar arasında bir dengenin kurulması gerekir. Mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin kanuni olması ve kamu yararına dayalı meşru bir amacının bulunması yeterli olmayıp ayrıca müdahalenin ölçülü olması da şarttır. Hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasında dikkate alınacak ölçütlerden biri olan Anayasa'nın 13. maddesinde öngörülen ölçülülük ilkesi uyarınca mülkiyet hakkının sınırlandırılması suretiyle elde edilmek istenen kamu yararı ile bireyin hakları arasında adil bir dengenin sağlanması zorunludur.
Ölçülülük ilkesi elverişlilik, gereklilik ve orantılılık olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. Elverişlilik öngörülen müdahalenin ulaşılmak istenen amacı gerçekleştirmeye elverişli olmasını, gereklilik ulaşılmak istenen amaç bakımından müdahalenin zorunlu olmasını yani aynı amaca daha hafif bir müdahale ile ulaşılmasının mümkün olmamasını, orantılılık ise bireyin hakkına yapılan müdahale ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir dengenin gözetilmesi gerekliliğini ifade etmektedir.
Asıl borçlu şirketin 2009 ila 2012 yıllarının muhtelif dönemlerine ilişkin olarak beyan üzerine tahakkuk eden kurumlar vergisi, gelir (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve gecikme zamlarının tahsili amacıyla Şirketin 12/06/2012-16/07/2012 tarihleri arasında bir ay gibi kısa bir süre ortağı olan davacıya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklendiği, davacının mülkiyet hakkı ile kamunun yararı arasında olması gereken adil dengenin bozulduğu dikkate alındığında, Vergi Mahkemesi kararının, … tarih ve …, …, … takip numaralı ödeme emirlerinin yazılı gerekçeyle iptaline yönelik hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen temyiz isteminin reddine, 24/06/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
