Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2016/11991
Karar No: 2021/3642
Karar Tarihi: 24.06.2021

Danıştay 10. Daire 2016/11991 Esas 2021/3642 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/11991
Karar No : 2021/3642


TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …
2- … 3- …'ya velayeten … ve …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, …Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü Spor Kulübünde düzenlenen cimnastik kursuna giden davacılardan …'nun 11/06/2014 tarihinde yapılan asılma ve sallanma antrenmanı esnasında tutunduğu direkten düşerek kolunun kırılmasında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu ve kolunu kullanamayacak derecede malul kaldığı ileri sürülerek …için 200.000,00 TL maddi ve 100.000,00.TL manevi, anne …ve baba …için ayrı ayrı 100.000,00'er TL manevi olmak üzere toplam 500.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesince; davacı …'nun antrenman yaptığı aletin yerden yüksekliğinin davacı küçüğün yaş grubu için uygun olduğu ve sporcunun boyuna göre ayarlanabildiği, minderlerin yapılan cimnastik hareketleri için uygun olduğu, bu nedenle olayda davalı idareye atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı, öte yandan davalı idarenin kusursuz sorumluluğuna gidilebilecek koşulların da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından; dava dosyasına yargılama aşamasında hazırlanarak sunulduğu anlaşılan teknik raporun öznel değerlendirmeler içerdiği, cimnastik antrenmanına ilişkin teknik verilerin yer aldığı, fakat olayın oluş biçimini ve kullanılan malzemelerin standartlara uygunluğunu göstermekten uzak olduğundan hukuken rapora itibar edilemeyeceği, kolu kırılan ... olay tarihinde 6 yaşında olduğu, yaşı ve yaptığı sporun niteliği itibarıyla antrenörünün yakın gözetim ve takibinde olması, antrenör tarafından olası riskleri önleyecek tedbirlerin alınması gerekirken, barfiks demirinin sporcunun boyuna göre ayarlanmaması ve yerdeki minderlerin standartlara uygun olmaması sebebiyle davalı idarenin hizmet kusuru, her hâlükârda kusursuz sorumluluğu bulunduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, antrenman yapılan barfiks demirinin yerden yüksekliğinin uygun olduğu, zeminde kullanılan minderlerin ise cimnastik antrenmanı için yeterli olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacıların duruşma istemleri yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Dava dosyasının incelenmesinden; davacılardan …'nun …Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü Spor Kulübünde 11/06/2014 tarihinde cimnastik antrenörü gözetiminde barfiks aleti üzerinde yapılan salınım antrenmanında ellerini barfiks demirinden bıraktığı sırada zeminde bulunan minder üzerine dengesini kaybederek düştüğü ve sağ kolunun kırıldığı, davacılar tarafından, …'nun yapılan tedavisi sonucunda kolunun iyileşmemesi nedeniyle kalıcı olarak engelli kaldığı ileri sürülerek, olayda davalı idarenin gerek hizmet kusuru, gerek kusursuz sorumluluğu olduğu iddialarıyla 25/05/2015 tarihinde davalı idareye maddi ve manevi zararlarının tazmini istemiyle başvuru yapıldığı, anılan başvurunun zımnen reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı idarenin savunma dilekçesinde, Artistik Cimnastik Teknik Kurul Başkanı …tarafından antrenman minderleri hakkında hazırlanan 31/08/2015 tarihli teknik rapora göre, olay anında kullanılan antrenman malzemelerinin standartlara uygun olduğunun, zeminde bulunan minderlerin sporcunun sakatlanması ile ilgisinin bulunmadığının belirtilmesi üzerine, Mahkemece verilen 02/03/2016 tarihli ara kararı ile bahsi geçen teknik rapor ve olayla ilgili adli veya idari bir soruşturma yapıldı ise bunlara ilişkin bilgi ve belgelerin dava dosyasına sunulması, ayrıca Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü Spor Kulüplerinde yapılan cimnastik antrenmanları esnasında kullanılan minderlerin sertliği ile antrenman demirlerinin yüksekliğine ilişkin farklı yaş kategorilerinde belli bir standart bulunup bulunmadığının sorulmasına karar verildiği; ara kararına cevaben davalı idarece verilen yanıtta, olayla ilgili olarak davacılar tarafından herhangi bir başvuru, şikayet ve talepte bulunulmadığından idari bir işlem (soruşturma) yapılmadığının bildirildiği, Türkiye Cimnastik Federasyonunca verilen yanıtta ise, Uluslararası Cimnastik Federasyonu (FIG) onaylı barfiks demirinin yerden yüksekliğinin 260 cm olduğu, sporcunun boyuna göre ayarlanabildiği, kullanılan antrenman minderi kalınlığının 5 ile 20 cm aralığında olabileceği, resmi müsabakalarda sporcunun isteğine göre yardımcı minder kullanılabileceği, antrenmanlarda ise farklı ölçü ve yoğunlukta minderler ve malzemeler kullanılabildiği, ölçüleri yeterli olmayan salonlarda genellikle yerli üretimlerin tercih edildiği hususlarının beyan edildiği; Mahkemece ara kararıyla istenilen 31/08/2015 tarihli teknik raporun davalı idarece dosyaya sunulmadığı, ancak bu rapora ek olarak Artistik Cimnastik Teknik Kurul Başkanı …tarafından hazırlanan "…Sporcu Sakatlığı İle İlgili Ek Rapor" başlıklı bila tarih ve sayılı raporda, sporcuların antrenmanlarda çalıştığı aletlere ve yaptığı hareketlere göre farklı minderler kullanıldığı, sporcunun asılı haldeyken ayakları üzerine değil de kalçasının üzerine nasıl düştüğünün mesleki tecrübesiyle anlaşılamadığı, olay esnasında kullanılan barfiks aletinin boyunun ayarlanabilir nitelikte ve alt yaş grubu antrenmanlarında kullanılan bir alet olduğu, salınım hareketi yapan bir alt yaş grubu sporcusunun barfiks aletindeyken ayaklarının yerden yüksekliğinin 25 ile 30 cm arasında olduğu, olay görüntülerine göre zeminde bulunan yumuşak minderlerin yapılan hareket için fazlasıyla yeterli olduğu, daha fazla ve yumuşak minderin gerekli olmadığı, aksi takdirde barfiks demirinin boyunun yükseltilmesinin gerekeceği, bu durumun da alt yaş kategorisinde bulunan sporcuları korkuttuğu ve sporcuların hareket yapmak istememeleriyle sonuçlandığı yolunda görüşlere yer verilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davalarıdır. Bu tür davalarda mahkeme, hem olayın maddi yönünü, başka bir ifadeyle zararı doğuran işlem veya eylemleri, hem de bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit edecektir.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas alındığından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karakteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan teknik rapor ve uzman görüşlerinde; barfiks demirlerinin yerden yüksekliğinin 260 cm olmakla birlikte alt yaş cimnastik kategorilerinde sporcunun boyuna göre ayarlanabilir olduğu ve demir üzerinde salınım halindeyken sporcunun ayaklarının yerden yüksekliğinin 25 ile 30 cm arasında olması gerektiği belirtilmesine rağmen, dosya içerisinde bulunan olay anına ait CD görüntüleri ve bu görüntülerin fotoğraf şeklindeki çıktılarına göre, …'nun çalıştığı barfiks demirinin, boyuna uygun olarak ayarlanmadığı, demir üzerinde serbest salınım halindeyken ayaklarının yerden oldukça yüksek olduğu, nitekim, salınım halinde ayakları yerden 25 ile 30 cm yükseklikte olan bir kişinin barfiks demirine zıplayarak çıkabilecekken merdiven vasıtasıyla tırmanmasının da demirin yüksekliğini açıkça ortaya koyduğu görülmektedir.
Olay tarihinde 6 yaşında olan …'nun antrenman esnasında antrenörünün gözetim ve denetimi altında olduğu, gözetim ve denetim yükümlülüğü kapsamında, barfiks demirinin antrenman anında …'nun boyuna göre ayarlanması gerekmekteyken, boyuna uygun olmadığı anlaşılan barfiks demiri üzerinde antrenman yaptırılması sonucunda …'nun düşerek yaralanmasının, denetim ve gözetim görevinden kaynaklanan yükümlülüklerin tam anlamıyla yerine getirilmemesi nedeniyle meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, idarenin gözetim ve denetim yükümlülüğünü yerine getirmemesi şeklinde ortaya çıkan hizmet kusuru nedeniyle davacılardan …'da oluştuğu ileri sürülen kalıcı engelin tespiti için öncelikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınması, ardından davacı küçüğün olaydan kaynaklanan maddi zararına karşılık ödenecek maddi tazminatın belirlenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılması, manevi tazminatın ise olayın oluşumuna ve zararın niteliğine göre Mahkemece takdir edilerek ödenmesine karar verilmesi gerekirken, idarenin hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk ilkelerine göre sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacıların temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın reddine ilişkin temyize konu …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi