17. Hukuk Dairesi 2011/12974 E. , 2012/910 K.
"İçtihat Metni"Davacı-alacaklılar ..., ... ile davalı -borçlu ..., davalı (3.kişi) ... aralarındaki dava hakkında Eyüp 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.3.2010 gün ve 2008/416-2010/96 sayılı hükmün Dairenin 26.4.2011 gün ve 2010/10675-2011/3948 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davacı alacaklılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklılar vekili, borçlu hakkında Şişli 6.İcra Müdürlüğünün 2008/4457 ve 2008/20275 sayılı takip dosyalarından takip başlattıklarını, borçlunun adına kayıtlı İstanbul ... ilçesi ... köyü köyderesi mevkii ... nolu parsel deki 4 nolu bağımsız bölümü takipleri sonuçsuz bırakmak için borçlu şirket ortağı ...’in kızı ...’e sattığını belirterek borçlu ve diğer davalı arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalı borçlu vekili, satışın tamamen gerçek olduğunu, danışıklılığın söz konusu olmadığını ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı üçüncü kişi, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, borçlu şirket ortağının kızı olan davalı ...’e, borcun doğumundan sonra ve düşük bedellerle aynı gün 5 adet daha taşınmaz mal satışının mal kaçırma amacına yönelik olduğundan davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davacı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
1-İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasının ön koşulu alacaklının elinde kesin (İİK.105/1, 143) veya geçici (İİK.105/2)aciz belgesinin bulunmasıdır. Dava konusu olayda davacılar tarafından dosyaya
kesin veya geçici aciz belgesi ibraz edilmediği, borçluya ait bir kısım taşınmazların olduğu ve üzerlerinde takyidatların bulunduğu görülmüştür. Bu durumda mevcut taşınmaz malların kıymet takdiri yapılmadan alacakları karşılayıp karşılamadığı belli olmadan aciz halinin olduğunun kabulü ve dava şartının oluştuğundan söz edilemez.
Yapılacak iş, davacılara, kesin veya geçici aciz belgesi ibrazı için uygun bir süre verilerek, ibraz edildiği takdirde işin esasına girilmeli aksi halde dava ön koşul yokluğundan red edilmelidir.
Mahkemece, bu yönden yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; davacı alacaklılar, ayrı ayrı alacakları nedeniyle farklı dosyalardan takip yaptıklarından, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşıdırlar. Bu nedenle dava koşulları her bir takip dosyası yönünden ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
2-İptal davasının dinlenebilmesi için ön koşullardan biri de dava konusu tasarrufun borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olmasıdır.
Somut olayda, tasarruf 02.04.2007 tarihinde yapılmış, dava dayanağı davacı ... tarafından yapılan Şişli 6.İcra Müdürlüğünün 2008/4457 sayılı takip dosyasındaki borç kaynağı bonolardan biri 03.05.2007 tarihinde düzenlenmiştir. Takip konusu borcun, bononun düzenlenme tarihinden önce doğduğu iddia ve ispat edilmemiştir.
Bu durumda, anılan takip dosyasındaki 03.05.2007 tarihli bonoya ilişkin 150.000,00.TL ve bu borca yönelik faiz alacağı ile ilgili davanın reddi ile kalan borçla ilgili dava koşulları değerlendirilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken bu hususlar dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Yine HUMK.’nun 389. maddesi uyarınca, hükmün taraflara yükletilen ödevlerin ve bahsedilen hakların hiçbir kuşku ve tereddüdü gerektirmeyecek şekilde çok açık ve icra (infaz) edilebilir nitelikte olması, tasarrufun sadece alacak ve ferileri ile sınırlı olacak şekilde iptaline karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesi de hatalı olduğu gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, davacı alacaklılar vekili bu defa karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Davacı vekilinin tashihi karar dilekçesi ile dosya arasına konulan delil belgelerin içeriği ile mahkemece davacı tarafa yargılama sırasında 03.05.2007 tarihli ve 150.000,00.TL bedelli bonodan kaynaklanan borcun doğumuna yönelik delillerinin sorulmadığı anlaşılmakla mahkeme ilamının, Dairemizin bozmasının 2 numaralı bendinde yazılı olduğu gerekçe ile bozulması doğru görülmemiş, Dairemiz ilamının 2 numaralı bendinde yer alan “doğduğu iddia ve ispat edilmemiştir. Bu durumda, anılan takip dosyasındaki 03.05.2007 tarihli bonoya ilişkin 150.000,00.TL ve bu borca yönelik faiz alacağı ile ilgili davanın reddi ile kalan borçla ilgili dava koşulları değerlendirilerek” ibaresinin çıkarılarak yerine “ doğup doğmadığının belirlenmesi amacıyla davacıdan bu yöne ilişkin delilleri sorularak” ibaresinin yazılmasına ve yerel mahkeme hükmünün yukarıdaki açıklamalar ışığında gerekçenin kısmen değiştirilerek bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 26.04.2011 tarih 2010/10675 Esas 2011/3948 Karar sayılı ilamının 2 numaralı bendinde yer alan “doğduğu iddia ve ispat edilmemiştir. Bu durumda, anılan takip dosyasındaki 03.05.2007 tarihli bonoya ilişkin 150.000,00.TL ve bu borca yönelik faiz alacağı ile ilgili davanın reddi ile kalan borçla ilgili dava koşulları değerlendirilerek” ibaresinin çıkarılarak yerine “ doğup doğmadığının belirlenmesi amacıyla davacıdan bu yöne ilişkin delilleri sorularak” ibaresinin yazılmasına ve yerel mahkeme hükmünün, yukarıdaki açıklamalar ışığında Dairemiz ilamının 2 numaralı bendinin bozma gerekçesi kısmen değiştirilerek BOZULMASINA, tashihi karar peşin harcının istek halinde davacı alacaklılara geri verilmesine 1.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.