Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2677
Karar No: 2013/17565
Karar Tarihi: 12.12.2013

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/2677 Esas 2013/17565 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/2677 E.  ,  2013/17565 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı borçlu tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı borçlu ..."ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı 90, 95, 97, 100, 102 parselde kayıtlı taşınmazdaki hisselerini 23.3.2004 tarihinde davalı ..."ye, Celal"inde 102 parseli 1.9.2004 tarihinde davalı ..."a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptalini talep etmiştir.
    Davalı borçlu ... ile vekili, aciz belgesi sunulmadığını dava konusu taşınmazları borca karşılık devrettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, borçlunun aciz halinde olmadığını, dava konusu taşınmazları borca karşılık aldıklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... dava konusu taşınmazı iyiniyetle aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma toplanan delilere göre;davalı borçlunun aciz halinde olmadığı, dava konusu taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile bilirkişi tarafından belirlenen değerleri arasında fahiş fark bulunmadığı, davacının davalıların kötüniyetli olduklarını ispatlayamadığı, İİK 278,279 ve 280.maddelerinde geçen şartlar
    oluşmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    1-Davalı borçlu ... 20.11.2013 tarihli temyize cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını da ileri sürmüş ise de, söz konusu dilekçenin süresi içinde verilmediği, temyiz defterine kaydedilmemiş olduğu gibi, harcının da yatırılmadığı ve dilekçenin Dairemize hitaben yazılmış olduğu anlaşıldığından, davalı ..."ın temyiz isteminin bu nedenle reddi gerekmektedir.
    2- İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir
    borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
    İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
    Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının 29.1.2004 tanzim tarihli senetle doğduğu, borçlu hakkındaki her iki takip dosyasının kesinleştiği, alacakların gerçek olduğu, iptali istenen tasarrufların borçtan sonra yapıldığı anlaşılmaktadır. 2004/2725 sayılı takip dosyası yönünden 3.3.2005 tarihli haciz tutanağı geçici aciz belgesi niteliğinde olmakla birlikte borçlunun ortağı olduğu Tağaylar Gıda AŞ"deki hisselerine davacı tarafından haciz konulduğu, anılan şirketin 1/8 hissesine sahip olduğu 102 parsel üzerindeki fabrikanın kıymet takdirinin yapıldığı ve satış aşamasında olduğu anlaşıldığından öncelikle anılan taşınmaz satışının sonucu beklenerek borçlunun aciz halinde olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken borçlunun aciz halinde olmadığının kabulü isabetli görülmemiştir. Mahkemece yapılması gereken iş 102 parselin
    icra yoluyla satışının beklenmesi, borçluya düşecek hisse satış bedeli ile davacının alacağını tahsil imkanı olup olmadığının belirlenmesi, tahsil imkanı olduğu takdirde şimdiki gibi dava koşulu olan aciz belgesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, tahsil imkanı olmadığı takdirde borçlunun aciz halinde olduğunun kabulü ile dava konusu taşınmazların borca mahsuben davalı ..."e satılmış olmasının mutad ödeme olmaması nedeniyle İİK 279/2,davalı ... ile borçlu arasındaki alacak borç ilişkisi nedeniyle davalı ..."in borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olması nedeniyle İİK 280/ 1.madde gereğince, dava konusu 102 parsel üzerinde fabrika binası bulunması nedeniyle dava konusu hisse satışının ticari işletme devri niteliğinde olması nedeniyle İİK 280/son madde gereğince iptale tabi olduğu, ayrıca dava konusu taşınmazlar borçlu tarafından satmış olmasına rağmen halen borçlunun çiftçi desteklemesi almasının hayatın olağan akışına uygun bulunmaması nedeniyle dava konusu tasarrufların (her iki satış yönünden de) davacının takip konusu alacak ve fer"ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmeyen gerekçe ile davanın reddi isabetli görülmemiştir
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı borçlu ..."ın temyiz isteminin reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı-borçlu ..."a ve davacıya geri verilmesine 12.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi