
Esas No: 2019/951
Karar No: 2021/1355
Karar Tarihi: 30.06.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/951 Esas 2021/1355 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/951
Karar No : 2021/1355
TEMYİZ EDENLER : I- (DAVACI) : … Sen (… Sendikası)
VEKİLİ : Av. …
II - (DAVALILAR) :
1- … Başkanlığı - …/…
VEKİLİ : Av. …
2- … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 20/12/2018 tarih ve E:2016/2365, K:2018/8777 sayılı kararının aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması taraflarca karşılıklı olarak istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Üniversitelerarası Kurul Başkanlığınca 31/12/2015 tarihinde ilan edilen "Doçentlik Sınavı Başvuru Şartları" başlıklı duyuruyla getirilen doçentlik sınavı başvuru koşullarından;
a- Eğitim Bilimleri ve Öğretmen Yetiştirme, Fen Bilimleri, Filoloji, Hukuk, İlahiyat, Mimarlık, Planlama, Tasarım, Mühendislik, Sağlık Bilimleri, Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler, Ziraat, Orman ve Su Ürünleri, Spor Bilimleri Temel Alanlarında yapılacak başvurularda aranacak "Bilimsel Araştırma Projeleri" başlığı altında düzenlenen başvuru şartlarında üniversite içinde yapılan "Bilimsel Araştırma Projelerinin (BAP)" yer almamasına ilişkin eksik düzenlemenin,
b- Eğitim Bilimleri ve Öğretmen Yetiştirme, Fen Bilimleri ve Matematik, Hukuk, İlahiyat, Mimarlık, Planlama, Tasarım, Mühendislik, Sağlık Bilimleri, Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler, Ziraat, Orman ve Su Ürünleri, Spor Bilimleri Temel Alanlarında yapılacak başvurularda aranacak "Bilimsel Toplantı" başlığı altında düzenlenen başvuru şartlarında yer alan "yalnız bir bildiri" ibaresinin,
c- Eğitim Bilimleri ve Öğretmen Yetiştirme, Fen Bilimleri ve Matematik, Filoloji, Hukuk, İlahiyat, Mimarlık, Planlama, Tasarım, Mühendislik, Sağlık Bilimleri, Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler, Ziraat, Orman ve Su Ürünleri, Spor Bilimleri Temel Alanlarında yapılacak başvurularda aranacak "Eğitim-Öğretim Faliyetleri" başlığı altında düzenlenen başvuru şartlarının "Doktora eğitimini tamamladıktan sonra açık, uzaktan veya yüzyüze ortamlarda verilmiş ders a) Bir dönem yüksek lisans veya doktora dersi, b) Bir dönem önlisans veya lisans dersi" ibaresinin,
d- Eğitim Bilimleri ve Öğretmen Yetiştirme, Fen Bilimleri ve Matematik, Filoloji, Hukuk, İlahiyat, Mimarlık, Planlama, Tasarım, Mühendislik, Sağlık Bilimleri, Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler, Ziraat, Orman ve Su Ürünleri, Spor Bilimleri Temel Alanlarının tümünde "Tanımlar" başlığı altında yer alan "Tanınmış Ulusal Yayınevi", "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" ve "Uluslararası Bilimsel Toplantı" tanımlarının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 20/12/2018 tarih ve E:2016/2365, K:2018/8777 sayılı kararıyla;
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun işlem tarihinde yürürlükte bulunan 24 maddesi ile 07/02/2015 tarih ve 29260 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Doçentlik Sınav Yönetmeliği'nin 3. maddesinde yer alan kurallar aktarılarak,
Eğitim Bilimleri ve Öğretmen Yetiştirme, Fen Bilimleri, Filoloji, Hukuk, İlahiyat, Mimarlık, Planlama, Tasarım, Mühendislik, Sağlık Bilimleri, Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler, Ziraat, Orman ve Su Ürünleri, Spor Bilimleri Temel Alanlarında yapılacak başvurularda aranacak "Bilimsel Araştırma Projeleri" başlığı altında düzenlenen başvuru şartlarında üniversite içinde yapılan "Bilimsel Araştırma Projelerinin (BAP)" yer almamasına ilişkin eksik düzenleme yönünden;
"Bilimsel Araştırma Projeleri" başlığı altında düzenlenen başvuru şartlarında a) Devam eden veya başarı ile tamamlanmış AB Çerçeve Programı Bilimsel Araştırma Projesinde koordinatör/baş araştırmacı olmak, b) Devam eden veya başarı ile tamamlanmış AB Çerçeve programı bilimsel araştırma projesinde ortak araştırmacı olmak, c) Devam eden veya başarı ile tamamlanmış a ve b dışındaki uluslararası destekli bilimsel araştırma projelerinde (derleme ve rapor hazırlama çalışmaları hariç) yürütücü olmak, d) Üniversiteler dışındaki kamu kurumlarıyla yapılan başarıyla tamamlanan veya yürütülen bilimsel araştırma projelerinde yürütücü olmak hususlarının puanlandırıldığı ve bu maddeden en fazla 20 puan alınabileceğinin kurala bağlandığı,
Dosyanın incelenmesinden, davacı Sendika tarafından; üniversitelerin kendi içinde yaptığı bilimsel araştırma projelerinin de yukarıda yer verilen başlık kapsamında puanlanmaya dahil edilmesi ve bu yolla üniversite içinde yapılan projelerin desteklenmesi gerektiği iddiasıyla işbu davanın açıldığının anlaşıldığı,
Dava konusu düzenleme ile AB Çerçeve programı bilimsel araştırma projelerinin desteklenmesi amacıyla doçent adaylarının bu projelerde çalışması yönünde teşvik edildiği, ayrıca her bir üniversitenin BAP projesi kriterlerinin farklı olduğu,
Doçent adaylarının kendi üniversitelerinin yaptığı projelerdeki çalışmalarının puanlandırılmasının objektif bir kritere bağlanamadığı anlaşıldığından, anılan düzenlemede kamu yararı ve hizmet gerekleri ile hukuka aykırılık görülmediği,
Eğitim Bilimleri ve Öğretmen Yetiştirme, Fen Bilimleri ve Matematik, Hukuk, İlahiyat, Mimarlık, Planlama, Tasarım, Mühendislik, Sağlık Bilimleri, Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler, Ziraat, Orman ve Su Ürünleri, Spor Bilimleri Temel Alanlarında yapılacak başvurularda aranacak "Bilimsel Toplantı" başlığı altında düzenlenen başvuru şartlarında yer alan "yalnız bir bildiri" ibaresi yönünden;
"Bilimsel toplantı" başlığı altında uluslararası bilimsel toplantıda (sempozyum veya kongre) sunulan alanında bilime katkı sağlayan bildiri ve ulusal bilimsel toplantıda (sempozyum veya kongre) sunulan alanında bilime katkı sağlayan bildirinin puanlandırıldığı ve bu madde kapsamında en az 5 puan almanın zorunlu olduğu, en fazla 10 puan alınabileceği ve aynı toplantıda sunulan yalnız bir bildirinin puanlandırılacağı hususlarının kurala bağlandığı,
Her ne kadar, davacı Sendika tarafından özellikle uluslararası toplantılarda birden çok bildiri sunulmasına imkan tanınmışken sadece bir bildirinin değerlendirmeye tabi tutulmasının keyfi bir uygulama olduğu iddia edilmekte ise de; aynı toplantıda sunulan bildiriler yönünden dava konusu edilen düzenleme ile yapılan sayı sınırlandırmasının doçent adaylarının daha fazla bilimsel çalışma yapmalarını teşvik edici olduğu gibi objektif bir düzenleme olduğu anlaşıldığından, dava konusu edilen düzenlemenin bu kısmında kamu yararı ve hizmet gerekleri ile hukuka aykırılık görülmediği,
Eğitim Bilimleri ve Öğretmen Yetiştirme, Fen Bilimleri ve Matematik, Filoloji, Hukuk, İlahiyat, Mimarlık, Planlama, Tasarım, Mühendislik, Sağlık Bilimleri, Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler, Ziraat, Orman ve Su Ürünleri, Spor Bilimleri Temel Alanlarında yapılacak başvurularda aranacak "Eğitim-Öğretim Faliyetleri" başlığı altında düzenlenen başvuru şartlarının "Doktora eğitimini tamamladıktan sonra açık, uzaktan veya yüzyüze ortamlarda verilmiş ders a) Bir dönem yüksek lisans veya doktora dersi, b) Bir dönem önlisans veya lisans dersi" ibaresi yönünden;
"Eğitim-Öğretim Faaliyeti" başlığı altında, doktora eğitimini tamamladıktan sonra açık, uzaktan veya yüzyüze ortamlarda bir dönem verilen önlisans, lisans, yüksek lisans ve doktora dersinin puanlandırıldığı ve bu madde kapsamında en az 2 puan almanın ya da yurt içi veya tanınan yurt dışı yükseköğretim kurumlarında en az 2 yıl öğretim elemanı olarak çalışmış olmanın zorunlu olduğu, ayrıca bu madde kapsamında en fazla 4 puan alınabileceği hususlarının kurala bağlandığı,
Dosyanın incelenmesinden, davacı Sendika tarafından anılan doçentlik başvuru şartı ile üniversitelerin akademik kadroları dışında çalışan doçent adaylarının doçentlik sınavına başvurma imkanının ortadan kaldırıldığı ve araştırma görevlisi kadrosunda çalışan doçent adaylarının genellikle anılan derslere girmelerine üniversitelerce imkan verilmediğinden akademik yükselişlerinin engellendiği iddiasıyla işbu davanın açıldığının anlaşıldığı,
2547 sayılı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin (m) bendinde, öğretim üyelerinin yükseköğretim kurumlarında görevli profesör, doçent ve doktor öğretim üyeleri olarak sayıldığı, profesörlöğün en yüksek düzeydeki akademik unvana sahip kişi, doçentliğin Üniversitelerarası Kurul tarafından verilen doçentlik akademik unvanına sahip kişi, doktor öğretim üyesinin doktora çalışmalarını başarı ile tamamlamış, tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık unvanını veya Üniversitelerarası Kurulun önerisi üzerine Yükseköğretim Kurulunca tespit edilen belli sanat dallarının birinde yeterlik kazanmış olan akademik unvana sahip kişi olarak tanımlandığı dikkate alındığında, doçentliğin akademik ünvan basamakları arasında önemli bir yere sahip olduğu ve eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan; fakülte, enstitü, yüksekokul ve benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan bir yükseköğretim kurumu olan üniversitelerdeki bilimsel kalitenin arttırılması amacıyla doçent adaylarının hizmet gereği ders verme tecrübesine sahip olması gerektiği anlaşıldığından, dava konusu doçentlik sınavı başvuru şartında kamu yararı ve hizmet gerekleri ile hukuka aykırılık görülmediği,
Eğitim Bilimleri ve Öğretmen Yetiştirme, Fen Bilimleri ve Matematik, Filoloji, Hukuk, İlahiyat, Mimarlık, Planlama, Tasarım, Mühendislik, Sağlık Bilimleri, Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler, Ziraat, Orman ve Su Ürünleri, Spor Bilimleri Temel Alanlarının tümünde "Tanımlar" başlığı altında yer alan "Tanınmış Ulusal Yayınevi", "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" ve "Uluslararası Bilimsel Toplantı" tanımları yönünden;
Dava konusu edilen doçentlik sınavı başvuru şartlarının "Tanımlar" "başlığı altında tanınmış ulusal yayınevinin, en az beş yıl ulusal düzeyde düzenli faaliyet yürüten, yayınları Türkiye’deki üniversite kütüphanelerinde kataloglanan ve daha önce aynı alanda farklı yazarlara ait en az 20 kitap yayımlamış yayınevi; tanınmış uluslararası yayınevinin, en az beş yıl uluslararası düzeyde düzenli faaliyet yürüten, yayımladığı kitaplar dünyanın bilinen üniversitelerinin kataloglarında yer alan ve aynı alanda farklı yazarlara ait en az 20 kitap yayınlamış olan yayınevi; uluslararası bilimsel toplantının, konuşmacılarının en az %40'ının toplantının düzenlendiği ülke dışındaki bilim insanlarından oluştuğu bilimsel toplantı olarak tanımlandığı,
İdarelerin, normlar hiyerarşisine aykırı olmayacak şekilde, hizmet etkinliğinin sağlanması için gerekli önlemleri alma, bu kapsamda mevzuat değişikliği yapma hususunda takdir yetkisine sahip olduğu, kamu hizmetlerinin hangi koşullar altında ve nasıl yürütüleceğini önceden saptamak her zaman mümkün olmadığı için, gelişen durumlara ayak uydurmak ve ortaya çıkan ihtiyaçları karşılayabilmek amacıyla düzenleyici işlemler üzerinde gerekli değişiklikleri yapma hususunda idarelerin takdir yetkisi bulunduğu hususunda kuşku bulunmadığı,
İdareye tanınan bu takdir yetkisinin, idarenin keyfi olarak hareket edebileceği anlamına gelmeyeceğinin de izahtan vareste olduğu, takdir yetkisinin yargısal denetiminin, bu yetkinin hukuka, eşitlik ilkesine ve kamu yararına uygun olup olmadığı ile sınırlı olduğu,
Davalı idareler tarafından; dava konusu düzenlemenin kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek yapıldığı ve bu konuda idarenin takdir yetkisi olduğu iddia edilmekte ise de, bu iddiaları destekleyen ve düzenlemenin yapılmasına esas teşkil eden gerekçelerin ve özellikle doçent adayları bağlamında doçent adaylarının yayın ve eserlerindeki bilimsel kalitenin arttırılması husununun ve bu konuya ilişkin akademik gerekliliğin varlığını ortaya koyan verilerin veya bu yöndeki akademik çevrelerden alınmış bilimsel görüşlerin dikkate alınarak düzenleme yapıldığını gösteren bilgi ve belgelerin sunulmadığının anlaşıldığı,
Ayrıca; doçentlik sınavı başvuru şartlarında yer alan "Tanınmış Ulusal Yayınevi" ile "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" tanımlarındaki en az beş yıl ulusal veya uluslararası düzeyde faaliyet yürütülmesine ilişkin şart nedeniyle bu şartı yerine getirmeyen yayınevlerinin söz konusu ticari faaliyet alanına bir teşebbüs olarak girmesinin dolaylı olarak kısıtlandığı, dolayısıyla piyasadaki rekabetin engellenmiş olduğu,
Öte yandan, "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" tanımında yer alan yayınladığı kitapların dünyanın bilinen üniversitelerinin kataloglarında yer almasına ilişkin şartta bulunan "bilinen" ifadesinin ise muğlak ve objektiflikten uzak bir ifade olduğu,
Bu durumda, Doçentlik Sınavı Başvuru Şartlarında yer alan "Tanınmış Ulusal Yayınevi" ile "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" tanımlarındaki şartlar ile doçent adaylarının yayın ve araştırmalarının bilimsel kalitesinin artması arasında doğrudan nasıl bir ilişkinin olduğunun ve bu düzenlemenin yapılmasına esas teşkil eden gerekçelerin davalı idarece ortaya konulamadığı anlaşıldığından, "Tanınmış Ulusal Yayınevi" ile "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" tanımlarında hukuka uyarlık görülmediği,
Uluslararası bilimsel toplantı tanımı yönünden ise, davacı Sendika tarafından her ne kadar ülke dışındaki bilim insanlarının bu toplantılarda bulunması hususunun akademisyenleri zorlayacağı ve akademik ilerlemelerinin önüne geçeceği iddia edilmekte ise de; akademik çalışmaların ulusal ve uluslararası anlamda bir bütün olduğu ve anılan uluslararası bilimsel toplantıların bilimsel gelişmeye katkı sağlamaya yönelik bilimsel istişare ortamına imkan sağladığı dikkate alındığında, bu tanım yönünden kamu yararı ve hizmet gerekleri ile hukuka aykırılık görülmediği gerekçeleriyle,
Eğitim Bilimleri ve Öğretmen Yetiştirme, Fen Bilimleri ve Matematik, Filoloji, Hukuk, İlahiyat, Mimarlık, Planlama, Tasarım, Mühendislik, Sağlık Bilimleri, Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler, Ziraat, Orman ve Su Ürünleri, Spor Bilimleri Temel Alanlarının tümünde "Tanımlar" başlığı altında yer alan "Tanınmış Ulusal Yayınevi" ve "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" tanımlarının iptaline, dava konusu diğer kısımlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, üniversitelerde yapılan bilimsel araştırma projelerinin desteklenmesi açısından, bunların da puanlamaya dahil edilmesi gerektiği, aynı toplantıda sunulan bildirilerden yalnızca bir tanesinin değerlendirmeye tabi tutulmasının keyfi bir uygulama olduğu, pek çok uluslararası toplantıda yazarlara ihtisas alanlarında daha fazla katkı sunmaları için iki bildiriye imkan tanındığı, bu nedenle söz konusu düzenlemenin hakkaniyete aykırı olduğu, üniversite dışında bürokrasi, yargı, askeri vb. alanlarda çalışanların doçentlik sınavına başvurmalarının engellendiği, yine, doktorasını bitiren araştırma görevlileri derslere giremediğinden bunların akademik anlamda yükselmelerinin engellendiği, Uluslararası Bilimsel Toplantı tanımında yer alan toplantıya katılanların en az %40'nın yabancı olması şartının ise, yabancı araştırmacı bulma konusunda akademisyenleri oldukça zorlayacağı ve akademik ilerlemenin önüne ket vuracağı ileri sürülmektedir.
Davalı idareler tarafından, tamamen bilimsel ve etik kaygılar üzerine inşa edilmiş "Tanınmış Ulusal Yayınevi" ve "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" tanımlarının bilimsel gerekliliklere uymadığı iddiasının doğru ve hakkaniyetli olmadığı, yayın tanımındaki "beş yıl" dahil diğer şartların, atama ve doçentlik başvurularında jüri üyelerine teslim edilmek, başkaca yayınevleri ile kütüphanelere dağıtılmamak üzere sınırlı sayıda basılan eserlerle yetinilmesini engellemek amacıyla getirildiği, bu tür eserlerin sahibine unvan kazandırmak dışında bilim hayatına bir katkısı olmayacağı gibi yine jüri üyelerinin bilgisi ve değerlendirmesi dışında, özgünlükleri ve bilimsel nitelikleri konusunda ilgili bilim alanı paydaşlarının değerlendirmeleri ve denetimlerinin de mümkün olmayacağı, kamu yararı amacıyla getirilen "beş yıl" şartının özel teşebbüs ve aralarındaki rekabeti koruma amacını hedefleyen Rekabet Hukuku kapsamına girmediği, söz konusu tanımlarda Doçentlik Sınav Yönetmeliği'nin 3. maddesi uyarınca normlar hiyerarşisine aykırı olmayacak şekilde takdir hakkının kullanıldığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Davalı idarelerden Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın davanın reddine ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş; Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından savunma verilmemiştir.
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden tarafların yürütmenin durdurulması istemleri hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
Üye …'in, dava konusu düzenleyici işlemin, davacı Sendikanın menfaatini etkilemediği, bu nedenle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin usule yönelik oyuna karşılık, davacı Sendikanın dava açma ehliyetinin bulunduğuna oyçokluğu ile karar verilerek işin esasına geçildi.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen davanın reddi, kısmen dava konusu düzenlemenin iptali yolundaki Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 20/12/2018 tarih ve E:2016/2365, K:2018/8777 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde taraflara ayrı ayrı iadesine,
4. Kesin olarak, 30/06/2021 tarihinde, redde ilişkin kısım yönünden oybirliği, iptale ilişkin kısım yönünden oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Dava konusu düzenleyici işlemde "Tanınmış Ulusal Yayınevi", "en az beş yıl ulusal düzeyde düzenli faaliyet yürüten, yayınları Türkiye'deki üniversite kütüphanelerinde kataloglanan ve daha önce aynı alanda farklı yazarlara ait en az 20 kitap yayımlamış yayınevi" şeklinde; "Tanınmış Uuluslararası Yayınevi" ise "en az beş yıl uluslararası düzeyde düzenli faaliyet yürüten, yayınladığı kitaplar dünyanın bilinen üniversitelerinin kataloglarında yer alan ve aynı alanda daha önce en az 20 kitap yayınlamış olan yayınevi" olarak tanımlanmıştır.
Anılan tanımlar incelendiğinde, söz konusu tanımlarda yayınevleri için getirilen faaliyet süresi, yayınlanan eser sayısı ve üniversitelerde kataloglanmış olmaya yönelik sınırlamaların, sınırlı sayıda basılan eserlerle doçentlik unvanının elde edilebilmesinin engellenmesi amacıyla, bilimsel yayın kalitesinin artırılması ve bilim hayatına katkı sunmak amacıyla getirildiği görülmektedir. Ayrıca, yayınevleri için getirilmiş olan "beş yıl" şartının da piyasadaki rekabeti engelleyen bir yönü bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenlerle,
- Düzenleyici işlemde yer alan "Tanınmış Ulusal Yayınevi" tanımında hukuka aykırılık bulunmadığı,
- "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" tanımında ise sadece "bilinen üniversiteler" ibaresi dışındaki kısımlarında hukuka aykırılık bulunmadığı,
görüldüğünden, davalı idarelerin temyiz istemlerinin kabulü ile Daire kararının belirtilen hususlar yönüyle bozulması gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
