
Esas No: 2018/5730
Karar No: 2021/3485
Karar Tarihi: 30.06.2021
Danıştay 3. Daire 2018/5730 Esas 2021/3485 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/5730
Karar No : 2021/3485
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av….
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatılarak mal varlığı hazineye intikal ettirilen, ticaret sicil kaydı terkin edilerek mükellefiyeti ve tüzel kişiliği sonlandırılan Özel … Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketi'nin 2014 ila 2016 yıllarının muhtelif dönemlerine ilişkin gelir (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve özel usulsüzlük cezası borçlarından, kanuni temsilcisi olması nedeniyle müteselsilen sorumlu tutularak düzenlenen … tarih ve …, … ve … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan ve tüm mal varlığı Hazine'ye devredilerek ticaret sicil kaydı re'sen terkin edilen Özel … Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketi'nden tahsil edilmesi, Türk Ticaret Kanunu ile 667 ve 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri karşısında hukuken mümkün bulunmayan kamu alacağının, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesi uyarınca anılan şirketin kanuni temsilcisi sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle dava reddilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: 13/08/2007 ve 04/06/2011 tarihli yönetim kurulu kararları ile Özel … Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketi'nin genel müdürü olarak görevlendirilen ve şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığına ilişkin karar, 21/06/2011 tarih ve 7841 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edilen davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü, 13/05/2013 tarihinde anılan şirketten ayrıldığı, yetki süresinin yönetim kurulu tarafından sona erdirilmesi gerekirken bilgisi dışında sona erdirilmediği, Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından verilen Ticaret Sicil Tasdiknamesinden yetkili olmadığının görüldüğü, yine dava dilekçesi ekinde sunduğu Sosyal Güvenlik Kurumu Hizmet Dökümü belgesinden de, söz konusu şirketle 13/05/2013 tarihinden sonra ilişiğinin kalmadığının görülebileceğine ilişkin iddialarının yanında, söz konusu şirketle ilgili Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yapılan ilanlar incelendiğinde; 18/07/2013 tarihli yönetim kurulu kararı ile Özel … Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketi'ne bir yıllığına … ve …'ın müdür olarak atandığı, 10/09/2013 tarihli yönetim kurulu kararıyla bu kişilerin tekrar bir yıllığına müdür olarak atanmalarından sonra, 25/07/2014 tarihli yönetim kurulu kararıyla da, aksi karar alınana kadar şirketi münferiden temsile yetkili kılındıklarının görüldüğü, davacının sunduğu belgelerle, şirketin temsil ve ilzamıyla ilgili Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yapılan ilanlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının 18/07/2013 tarihinden sonra şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı sonucuna varılarak, davacı adına söz konusu dönemler için kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenmiş bulunan ödeme emirlerinde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile Vergi Mahkemesi kararı kaldırılarak dava konusu ödeme emirleri iptal edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Asıl borçlunun beyanı üzerine tahakkuk ederek ödenmeyen borçların şirketten tahsili mümkün olmadığından, kanuni temsilci olarak davacıdan tahsili için düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 30/06/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Davacı adına, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatılarak mal varlığı hazineye intikal ettirilen, ticaret sicil kaydı terkin edilerek mükellefiyeti ve tüzel kişiliği sonlandırılan Özel … Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketi'nin 2014 ila 2016 yıllarına ilişkin gelir (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve özel usulsüzlük cezası borçlarından, kanuni temsilcisi olması nedeniyle müteselsilen sorumlu tutularak düzenlenen … tarih ve …, … ve .. takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'nca hazırlanan 08/09/2016 tarih ve 2016/3 Seri Nolu Uygulama İç Genelgesi'nde; kapatılan asıl borçlu şirkete ait tüm taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge, evrak ve taşınmazların Hazine'ye devri sonucunda "Devlet Malı" niteliğinde bulunması nedeniyle kamu alacağının asıl borçlu şirket mal varlığından tahsil imkanı bulunmadığı sonucuna varılarak, kamu alacağının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca tahsili öngörülmekle birlikte, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 5. maddesinin 5. fıkrasında, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca ticari faaliyeti ile mükellefiyeti kapatılarak ticaret sicilinden kaydı silinen ve her türlü mal varlığı ile alacak ve hakları, belge, evrak ve taşınmazları Hazine'ye bedelsiz olarak devredilen tüzel kişilerin vergi borçlarının ödenmesi hüküm altına alındığından, 6183 sayılı Kanun kapsamında takibe tabi tutulacak kamu alacaklarının tahsiline dair usul ve esasların uygulanmasında anılan düzenlemede yer alan hükümlerin de dikkate alınması gerektiğinin açık olduğu ve söz konusu şirkete ait kamu borçlarının 670 sayılı Kararnamenin 5. maddesi uyarınca tahsili yoluna gidilebileceği kuşkusuzdur.
Bakılmakta olan dava dosyası ile Danıştay Üçüncü Dairesinin 30/06/2021 tarih ve E: 2018/6250, K: 2021/3486 sayılı dosyasının birlikte değerlendirilmesinden; Kocaeli Defterdarlığı KHK İşlemleri İl Bürosu tarafından Mahkemeye gönderilen yazıda; bahsi geçen kurumla ilgili tasfiye işlemlerinin devam ettiği, idareye ödenmesi gereken vergi, harç gibi borçların ilk sıraya alındığı ve yapılacak ödemelerin Maliye Bakanlığı'nın yetkisinde olduğunun bildirildiği görüldüğünden, davacıdan kanuni temsilci sıfatıyla tahsili istenen kamu alacağının "tahsil edilemeyeceği anlaşılan alacak" vasfı taşımadığı ve bu nedenle davacı adına ödeme emri düzenlenerek takibe geçilmesi hukuka uygun düşmediğinden, Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen temyiz isteminin bu gerekçeyle reddi gerektiği oyuyla Daire Kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
