
Esas No: 2020/1562
Karar No: 2021/1357
Karar Tarihi: 30.06.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1562 Esas 2021/1357 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1562
Karar No : 2021/1357
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Başkanlığı - …/…
VEKİLİ : Av. …
2- … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Sendikası
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 30/01/2020 tarih ve E:2016/5946, K:2020/416 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Üniversitelerarası Kurul Başkanlığınca 31/12/2015 tarihinde ilan edilen ve Ekim 2016 dönemi başvurularından itibaren geçerli olacağı açıklanan "Doçentlik Sınavı Başvuru Şartları"nın iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 30/01/2020 tarih ve E:2016/5946, K:2020/416 sayılı kararıyla; dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde; dava konusu edilen Doçentlik Sınavı Başvuru Şartları'nın Doçentlik Sınav Yönetmeliği'nin 3. maddesi uyarınca düzenlendiği anlaşıldığından, davacı Sendikanın yetki yönünden hukuka aykırılık iddiasına itibar edilmemiş,
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun işlem tarihinde yürürlükte bulunan 24 maddesi ile 07/02/2015 tarih ve 29260 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Doçentlik Sınav Yönetmeliği'nin 3. ve 4. maddelerinde yer alan kurallar aktarılarak,
Eğitim Bilimleri ve Öğretmen Yetiştirme, Fen Bilimleri ve Matematik, Filoloji, Hukuk, İlahiyat, Mimarlık, Planlama, Tasarım, Mühendislik, Sağlık Bilimleri, Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler, Ziraat, Orman ve Su Ürünleri, Spor Bilimleri Temel Alanlarının tümünde "Tanımlar" başlığı altında yer alan "Tanınmış Ulusal Yayınevi" ve "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" tanımları yönünden;
Dava konusu edilen doçentlik sınavı başvuru şartlarının "Tanımlar" "başlığı altında tanınmış ulusal yayınevinin, en az beş yıl ulusal düzeyde düzenli faaliyet yürüten, yayınları Türkiye’deki üniversite kütüphanelerinde kataloglanan ve daha önce aynı alanda farklı yazarlara ait en az 20 kitap yayımlamış yayınevi; tanınmış uluslararası yayınevinin, en az beş yıl uluslararası düzeyde düzenli faaliyet yürüten, yayımladığı kitaplar dünyanın bilinen üniversitelerinin kataloglarında yer alan ve aynı alanda farklı yazarlara ait en az 20 kitap yayınlamış olan yayınevi; uluslararası bilimsel toplantının, konuşmacılarının en az %40'ının toplantının düzenlendiği ülke dışındaki bilim insanlarından oluştuğu bilimsel toplantı olarak tanımlandığı,
İdarelerin, normlar hiyerarşisine aykırı olmayacak şekilde, hizmet etkinliğinin sağlanması için gerekli önlemleri alma, bu kapsamda mevzuat değişikliği yapma hususunda takdir yetkisine sahip olduğu, kamu hizmetlerinin hangi koşullar altında ve nasıl yürütüleceğini önceden saptamak her zaman mümkün olmadığı için, gelişen durumlara ayak uydurmak ve ortaya çıkan ihtiyaçları karşılayabilmek amacıyla düzenleyici işlemler üzerinde gerekli değişiklikleri yapma hususunda idarelerin takdir yetkisi bulunduğu hususunda kuşku bulunmadığı,
İdareye tanınan bu takdir yetkisinin, idarenin keyfi olarak hareket edebileceği anlamına gelmeyeceğinin de izahtan vareste olduğu, takdir yetkisinin yargısal denetiminin, bu yetkinin hukuka, eşitlik ilkesine ve kamu yararına uygun olup olmadığı ile sınırlı olduğu,
Davalı idareler tarafından; dava konusu düzenlemenin kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek yapıldığı ve bu konuda idarenin takdir yetkisi olduğu iddia edilmekte ise de, bu iddiaları destekleyen ve düzenlemenin yapılmasına esas teşkil eden gerekçelerin ve özellikle doçent adayları bağlamında doçent adaylarının yayın ve eserlerindeki bilimsel kalitenin arttırılması husununun ve bu konuya ilişkin akademik gerekliliğin varlığını ortaya koyan verilerin veya bu yöndeki akademik çevrelerden alınmış bilimsel görüşlerin dikkate alınarak düzenleme yapıldığını gösteren bilgi ve belgelerin sunulmadığının anlaşıldığı,
Ayrıca; doçentlik sınavı başvuru şartlarında yer alan "Tanınmış Ulusal Yayınevi" ile "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" tanımlarındaki en az beş yıl ulusal veya uluslararası düzeyde faaliyet yürütülmesine ilişkin şart nedeniyle bu şartı yerine getirmeyen yayınevlerinin söz konusu ticari faaliyet alanına bir teşebbüs olarak girmesinin dolaylı olarak kısıtlandığı, dolayısıyla piyasadaki rekabetin engellenmiş olduğu,
Öte yandan, "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" tanımında yer alan yayınladığı kitapların dünyanın bilinen üniversitelerinin kataloglarında yer almasına ilişkin şartta bulunan "bilinen" ifadesinin ise muğlak ve objektiflikten uzak bir ifade olduğu,
Bu durumda, Doçentlik Sınavı Başvuru Şartlarında yer alan "Tanınmış Ulusal Yayınevi" ile "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" tanımlarındaki şartlar ile doçent adaylarının yayın ve araştırmalarının bilimsel kalitesinin artması arasında doğrudan nasıl bir ilişkinin olduğunun ve bu düzenlemenin yapılmasına esas teşkil eden gerekçelerin davalı idarece ortaya konulamadığı anlaşıldığından, "Tanınmış Ulusal Yayınevi" ile "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" tanımlarında hukuka uyarlık görülmediği,
Nitekim, Dairelerinin 20/12/2018 tarih ve E:2016/1883, K:2018/8779 sayılı kararı ile, 31/12/2015 tarihinde ilan edilen "Doçentlik Sınavı Başvuru Şartları"nda yer alan "Tanınmış Ulusal Yayınevi" ve "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" tanımları ile metinde geçen tüm "Tanınmış Ulusal Yayınevi" ve "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" ifadelerinin iptaline karar verildiği,
Hukuk Temel Alanı altında "Deniz Hukuku", "Karşılaştırmalı Hukuk" ve "Avrupa Birliği Hukuku" bilim alanlarına yer verilmemesine ilişkin düzenleme yönünden;
İdarelerin, normlar hiyerarşisine aykırı olmayacak şekilde, hizmet etkinliğinin sağlanması için gerekli önlemleri alma, bu kapsamda mevzuat değişikliği yapma hususunda takdir yetkisine sahip olduğu, kamu hizmetlerinin hangi koşullar altında ve nasıl yürütüleceğini önceden saptamak her zaman mümkün olmadığı için, gelişen durumlara ayak uydurmak ve ortaya çıkan ihtiyaçları karşılayabilmek amacıyla düzenleyici işlemler üzerinde gerekli değişiklikleri yapma hususunda idarelerin takdir yetkisi bulunduğu hususunda kuşku bulunmadığı,
İdareye tanınan bu takdir yetkisinin, idarenin keyfi olarak hareket edebileceği anlamına gelmeyeceğinin de izahtan vareste olduğu, takdir yetkisinin yargısal denetiminin, bu yetkinin hukuka, eşitlik ilkesine ve kamu yararına uygun olup olmadığı ile sınırlı olduğu,
Davalı idareler tarafından; dava konusu düzenlemenin kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek yapıldığı ve bu konuda idarenin takdir yetkisi olduğu iddia edilmekte ise de, bu iddiaları destekleyen ve düzenlemenin yapılmasına esas teşkil eden gerekçelerin ve özellikle doçent adayları bağlamında doçent adaylarının yayın ve eserlerindeki bilimsel kalitenin arttırılması husununun ve bu konuya ilişkin akademik gerekliliğin varlığını ortaya koyan verilerin veya bu yöndeki akademik çevrelerden alınmış bilimsel görüşlerin dikkate alınarak düzenleme yapıldığını gösteren bilgi ve belgelerin sunulmadığının anlaşıldığı,
Bu durumda, dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda dava konusu düzenlemenin hukuken kabul edilebilir bir gerekçeye dayanmadığı ve "Deniz Hukuku", "Karşılaştırmalı Hukuk" ve "Avrupa Birliği Hukuku" bilim alanlarına eşdeğer olarak hangi bilim alanının davalı idarece uygun görüldüğünün ortaya konulamadığı anlaşıldığından, dava konusu düzenleyici işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı,
Nitekim, Dairelerinin 11/07/2017 tarih ve E:2016/11000 sayılı kararı ile, Hukuk Temel Alanı altında "Deniz Hukuku" bilim alanına yer verilmemesine ilişkin düzenlemenin; 02/03/2017 tarih ve E:2016/2464 sayılı kararı ile, bilim alanı ve anahtar sözcükler arasından "Karşılaştırılmalı Hukuk" ifadesinin çıkartılması nedeniyle "2015 Ekim Dönemi Yayın Aşaması Başvurularına Ait Bilim Alanları ve Anahtar Kelimeler" isimli listenin, 23/02/2017 tarih ve E:2016/7169 sayılı kararı ile, Hukuk Temel Alanı altında "Avrupa Birliği Hukuku" bilim alanına yer verilmemesine ilişkin düzenlemenin yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği,
"Tablo-5 Hukuk Temel Alanı" için belirlenen "51" numaralı koşulda yer alan "Aday sadece doktora yaptığı bilim alanından doçentlik sınavına başvurabilir." düzenlemesi yönünden;
Dava konusu düzenlemede yer alan "Tablo-5 Hukuk Temel Alanı" başlığı altında Karşılaştırmalı Hukuk, Avrupa Birliği Hukuku ve Deniz Hukuku bilim alanlarına yer verilmemesi ve anılan düzenlemenin başvuru şartları altında yer alan 51 no'lu koşul ile adayın sadece doktora yaptığı bilim alanından doçentlik sınavına başvurabilmesi hususunun birlikte değerlendirilmesi sonucunda, anılan bilim alanlarında doktora yapanların hukuk doçenti olma yolunun kapatılmasının hukuken kabul edilebilir bir gerekçeye dayanmadığı anlaşılmış olup, dava konusu düzenlemenin hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşıldığı,
Ayrıca, 2547 sayılı Kanun'un 24. maddesinde, bir lisans diploması aldıktan sonra, doktora veya tıpta uzmanlık unvanını veya Üniversitelerarası Kurulun önerisi üzerine Yükseköğretim Kurulunca tespit edilen belli sanat dallarının birinde yeterlik kazanmış olmanın doçentlik sınavına başvurabilmek için aranan şartlar arasında yer aldığı hususu da dikkate alındığında, dava konusu düzenlemenin Kanun'da yer alan hüküm yönünden ağırlaştırıcı ve daraltıcı bir nitelik taşıdığı,
Dava konusu "Doçentlik Sınavı Başvuru Şartları"nın diğer kısımları yönünden;
Davacı tarafından; doçentlik sınavına başvuru için Ekim 2016 dönemi öncesinde 6 puan toplanması gerekmekte iken, dava konusu düzenleme sonucunda 100 puan toplanması gerektiği, bu puanlamanın içinde uluslararası yayınların daha yüksek puanlara tekabül ettiği, doçent adaylarının yayınları yönünden Ekim 2016 dönemi öncesinde lisansüstü tezlerden üretilmemiş olma şartı var iken, dava konusu düzenleme ile lisansüstü tezlerden üretilmiş yayın şartının getirildiği, doktora eğitimini tamamladıktan sonra açık, uzaktan veya yüzyüze ortamlarda ders verme şartı ile üniversitelerin akademik kadroları dışında çalışan doçent adaylarının doçentlik sınavına başvurma imkanının ortadan kaldırıldığı, atıf zorunluluğu ve ulusal ya da uluslararası bilimsel toplantılarda en az 5 puana tekabül edecek sözlü bildiri zorunluluğu gibi ağırlaştırıcı şartların da dava konusu düzenleme ile getirildiğinin iddia edildiği,
Davalı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından ise; doçentlik sınavına başvuru için gerekli puanın 6 puandan 100 puana artırılmasına paralel olarak başvuru şartlarının her birine düşen puanların da artırıldığı, dolayısıyla başvuru puanının matematiksel olarak koşulları ağırlaştırmadığı, lisansüstü tezlerden yayın üretme engelinin kaldırılması ile doçent adaylarının yüksek lisans veya doktora tezlerinden yayın üreterek bilim dünyasına katkı sağlamasının amaçlandığı ve puanlandırma usulüyle bu konuda teşvik sağlandığı, lisansüstü tez danışmanlığının puanlandırılması ile doçent adaylarının bir tezin yönetilmesi ve tezin hazırlanış sürecinde aktif olarak yer almasının önemine vurgu yapıldığı, atıf zorunluluğu ile doçent adayının yayınlarının kalitesinin ödüllendirilmesine imkan sağlandığı ve bilimsel olarak daha kaliteli yayınların yapılmasının teşvik edilmesinin amaçlandığı, dava konusu düzenlemenin genel amacının doçentlik başvuru sürecindeki belirsizliklerin en başından itibaren ortadan kaldırılması ve eğitim seviyesinin artırılması olduğunun belirtildiği,
Dava konusu edilen doçentlik sınavı başvuru şartlarının yukarıda iptaline karar verilen düzenlemeleri dışındaki kısmının davacı Sendikanın iddiaları çerçevesinde değerlendirilmesi neticesinde; anılan düzenlemelerin doçent adaylarının daha kaliteli bilimsel çalışma yapmalarını teşvik edici nitelikte olduğu ve başvuru şartlarının başlıklar altında puanlandırması suretiyle doçentlik başvuru sürecinin objektif ve öngörülebilir bir duruma geldiği ve doçent adayları yönünden eşit ve objektif kriterlerin belirlendiği anlaşıldığından, Doçentlik Sınavı Başvuru Şartları'nın bu kısmında kamu yararı ve hizmet gerekleri ile hukuka aykırılık görülmediği,
Ayrıca, 2547 sayılı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin (m) bendinde, öğretim üyelerinin yükseköğretim kurumlarında görevli profesör, doçent ve doktor öğretim üyeleri olarak sayıldığı, profesörlöğün en yüksek düzeydeki akademik unvana sahip kişi, doçentliğin Üniversitelerarası Kurul tarafından verilen doçentlik akademik unvanına sahip kişi, doktor öğretim üyesinin doktora çalışmalarını başarı ile tamamlamış, tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık unvanını veya Üniversitelerarası Kurulun önerisi üzerine Yükseköğretim Kurulunca tespit edilen belli sanat dallarının birinde yeterlik kazanmış olan akademik unvana sahip kişi olarak tanımlandığı dikkate alındığında, doçentliğin akademik ünvan basamakları arasında önemli bir yere sahip olduğu ve eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan; fakülte, enstitü, yüksekokul ve benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan bir yükseköğretim kurumu olan üniversitelerdeki bilimsel kalitenin arttırılması amacıyla doçent adaylarının hizmet gereği ders verme tecrübesine sahip olması gerektiği sonucuna ulaşıldığı gerekçeleriyle,
Eğitim Bilimleri ve Öğretmen Yetiştirme, Fen Bilimleri ve Matematik, Filoloji, Hukuk, İlahiyat, Mimarlık, Planlama, Tasarım, Mühendislik, Sağlık Bilimleri, Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler, Ziraat, Orman ve Su Ürünleri, Spor Bilimleri Temel Alanlarının tümünde "Tanımlar" başlığı altında yer alan "Tanınmış Ulusal Yayınevi" ve "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" tanımlarının, Hukuk Temel Alanı altında "Deniz Hukuku", "Karşılaştırmalı Hukuk" ve "Avrupa Birliği Hukuku" bilim alanlarına yer verilmemesine ilişkin düzenlemenin, "Tablo-5 Hukuk Temel Alanı" için belirlenen "51" numaralı koşulda yer alan "Aday sadece doktora yaptığı bilim alanından doçentlik sınavına başvurabilir." düzenlemesinin iptaline, dava konusu "Doçentlik Sınavı Başvuru Şartları"nın diğer kısımları yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından, iptali istenilen düzenlemede davacı Sendikanın doğrudan kişisel, güncel ve meşru menfaati bulunmadığından, davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği, Doçentlik Çalışma Grubu tarafından yapılan çalışma sonucunda dava konusu işlemin tesis edildiği, Doçentlik Sınav Yönetmeliği'nin 3. maddesi uyarınca normlar hiyerarşisine aykırı olmayacak şekilde takdir hakkının kullanıldığı, üniversitede doçent unvanı ile görev yapacak akademik personelin bilimsel yayın ve eserlerinin belli düzeyde olmasını sağlamak, eğitim kalitesini yükseltmek ve başvurularda yapılacak değerlendirmenin objektif kriterlere göre gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla Yönetmeliğe uygun koşullar getirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarelerden Üniversitelerarası Kurul Başkanlığının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
Üye …'in, dava konusu düzenleyici işlemin, davacı Sendikanın menfaatini etkilemediği, bu nedenle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin usule yönelik oyuna karşılık, davacı Sendikanın dava açma ehliyetinin bulunduğuna oyçokluğu ile karar verilerek işin esasına geçildi.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın iptale ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen davanın reddi, kısmen dava konusu düzenlemenin iptali yolundaki Danıştay Sekizinci Dairesinin 30/01/2020 tarih ve E:2016/5946, K:2020/416 sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davalı idarelerden Üniversitelerarası Kurul Başkanlığına iadesine,
3. Kesin olarak, 30/06/2021 tarihinde, "Tanınmış Ulusal Yayınevi" ve "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" tanımları yönünden oyçokluğu, diğer kısımlar yönünden oybirliği ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Dava konusu düzenleyici işlemde "Tanınmış Ulusal Yayınevi", "en az beş yıl ulusal düzeyde düzenli faaliyet yürüten, yayınları Türkiye'deki üniversite kütüphanelerinde kataloglanan ve daha önce aynı alanda farklı yazarlara ait en az 20 kitap yayımlamış yayınevi" şeklinde; "Tanınmış Uuluslararası Yayınevi" ise "en az beş yıl uluslararası düzeyde düzenli faaliyet yürüten, yayınladığı kitaplar dünyanın bilinen üniversitelerinin kataloglarında yer alan ve aynı alanda daha önce en az 20 kitap yayınlamış olan yayınevi" olarak tanımlanmıştır.
Anılan tanımlar incelendiğinde, söz konusu tanımlarda yayınevleri için getirilen faaliyet süresi, yayınlanan eser sayısı ve üniversitelerde kataloglanmış olmaya yönelik sınırlamaların, sınırlı sayıda basılan eserlerle doçentlik unvanının elde edilebilmesinin engellenmesi amacıyla, bilimsel yayın kalitesinin artırılması ve bilim hayatına katkı sunmak amacıyla getirildiği görülmektedir. Ayrıca, yayınevleri için getirilmiş olan "beş yıl" şartının da piyasadaki rekabeti engelleyen bir yönü bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenlerle,
- Düzenleyici işlemde yer alan "Tanınmış Ulusal Yayınevi" tanımında hukuka aykırılık bulunmadığı,
- "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" tanımında ise sadece "bilinen üniversiteler" ibaresi dışındaki kısımlarında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarelerin temyiz istemlerinin kabulü ile Daire kararının belirtilen hususlar yönüyle bozulması gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
