
Esas No: 2021/2189
Karar No: 2021/4375
Karar Tarihi: 30.06.2021
Danıştay 12. Daire 2021/2189 Esas 2021/4375 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2189
Karar No : 2021/4375
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Başkanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Samsun İli Bafra İlçesi ... Mahallesi ... Camiinde İmam-Hatip olarak görev yapan davacının, Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5/1-b. maddesinde yer alan ortak nitelik şartını kaybettiğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 98/b.maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin ... tarih ve E... sayılı işlemin iptali ile dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; davacının, isnat edilen suçlamaları reddettiği, hakkındaki iddiaların doğruluğunun görgüye dayalı olarak tespit edilmediği, N.S. ile otelde kaldığına dair kayıt bulunmadığı, soruşturma sırasında muhakkik tarafından N.S. ile otel çalışanlarının ifadelerine başvurulmadığı hususları göz önüne alındığında, davacının, üzerine atılı fiili işlediğinin hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde somut ve açık delillerle ortaya konulamadığı, bu haliyle eksik araştırma ve soruşturmaya dayalı olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; öte yandan, hukuka aykırı olduğu sonucuna varılan işlem nedeniyle davacının mahrum kaldığı parasal hakların hesaplanarak, dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle, dava konusu işlemlerin iptaline, işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların ödenmesi talebinin kabulüne, yoksun kaldığı parasal hakların dava tarihinden (07/01/2020) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; davacının eşinin mesaj kayıtlarının davacıya ait olduğu yönündeki beyanı ile davacının ve yeğeninin hayatın olağan akışına uygun olmayan aksi yöndeki ve çelişkili beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının mesajlarda bahsi geçen otelde 11/12/2018 tarihi itibariyle bir gece konakladığını beyan ve kabul ettiği; öte yandan, bu durumun davacının eşi ve eşinin arkadaşı tarafından da bilindiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, cami ve mescitlerde din hizmetlerini yürütmek ve dinî konularda toplumu bilgilendirmek, gerektiğinde Kur'an-ı Kerim öğretimi ile görevli olan davacının, subut bulan söz konusu fiillerinin özel hayat sınırlarını aşarak aleniyet kazanmış olması nedeniyle, anılan Yönetmeliğin 5/1-b maddesinde yer alan ortak nitelik koşulunu kaybettiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İsnat edilen fiillerin sübuta ermediği ve dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince; Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 18/12/2020 tarih ve 2020/62 sayılı "Danıştay Dava Daireleri Arasındaki İş Bölümü Kararı" üzerine Dairemize devredilen dosya incelendi ve tekemmül ettiği anlaşıldığından, davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin ... İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının kaldırılması ve davanın reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin .. tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Kullanılmayan ... TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, kesin olarak 30/06/2021 tarihinde, oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Dosyanın incelenmesinden; Samsun İli, Bafra İlçesi, ... Mahallesi ... Camii'nde imam hatip olarak görev yapan davacı hakkında, İstanbul ilinde bulunan bir otelde 11/12/2018 tarihinde hayat kadınları ile zaman geçirdiği, daha önce de benzer fiilinin bulunduğu yönündeki şikayet üzerine soruşturma başlatıldığı, ... tarih ve ... sayılı soruşturma raporu ile, davacının, 2018 Aralık ayında hayat kadınları ile para karşılığı cinsel birliktelik yaşamak amacıyla cep telefonu üzerinden mesajlaştığı, bu hususta anılan şahıslar ile pazarlık yaparak İstanbul ilinde bulunan bir otelde buluşmak üzere anlaştığı, bahsi geçen mesaj içeriklerinden, daha önce de hayat kadınları ile ilişki yaşadığının anlaşıldığı, anılan otelde konakladığının kendi ifadesi ile sabit olduğu, otelin bu tür fiillere aracılık etmesi nedeniyle müşteri kaydı tutmadığı kanaatinin oluştuğu belirtilerek, Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5/1-b.maddesinde yer alan ortak nitelik koşulunu kaybettiğinden bahisle 657 sayılı Kanun'un 98/b.maddesi uyarınca davalı idaredeki görevine son verilmesinin teklif edildiği, anılan teklife istinaden dava konusu ... tarih ve E.. sayılı işlem ile, davacının, soruşturma konusu fiilleri nedeniyle "ortak nitelik" koşulunu kaybettiğinden bahisle 657 sayılı Kanun'un 98/b.maddesi uyarınca davalı idaredeki görevine son verilmesi üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinin (B) bendinin 2. alt bendinde, memurluğa alınacaklarda aranacak özel şartlar arasında, "kurumların özel kanun veya diğer mevzuatında aranan şartları taşımak" şartına yer verilmiş; 98. maddesinin (b) bendinde, memurların "memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini kaybetmesi" hali, Devlet memurluğunu sonra erdiren sebepler arasında sayılmıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, "Atanmalarında dini öğrenim şartı esas alınan alanlarda; itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslâm törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklinde ortak bir nitelik taşımak" Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarına atanacaklarda aranacak genel şartlar arasında sayılmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, atanmalarında dini öğrenim şartı esas alınan alanlarda görev yapan personelin; 657 sayılı Kanun'un 48. maddesinin (B) bendinin 2. alt bendi ile aynı Kanun'un 98. maddesinin (b) bendi uyarınca Yönetmelikte aranılan "itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslâm törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu'' şeklindeki ortak nitelik şartını kaybettiğinden bahisle görevine son verme işleminin tesisi için, ''İslam törelerine uygun olmayan bir eylemin bulunmasının'' yanında diğer bir şart olarak ''bu eylemin çevresinde bilinir olması gerektiği'' ancak, bu iki şartın birlikte gerçekleşmesi durumunda görevine son verilebileceği açıktır.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının üzerine atılı bulunan ve soruşturma konusu olan eylemlerin İslam törelerine uygun olmadığı tartışmasız olmakla birlikte, söz konusu eylemlerinin çevresinde bilinir olduğu hususunun, her türlü şüpheden uzak, kesin ve somut delillerle ispat edilemediği gibi "çevresinde bilinir olması" şeklinde alenileşmediği, mesleğine yada sosyal çevresine yansımalarının olduğuna dair bir bulgunun da olmadığı, dolayısıyla yönetmelikte aranan koşullardan birisinin gerçekleşmediği ve dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşıldığından ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
