12. Hukuk Dairesi 2016/14091 E. , 2016/15867 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlular ... ve ... icra mahkemesine yaptıkları başvurularında, sair iddialarının yanında satış ilanlarının usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürerek ihalenin feshini talep etmişler, mahkeme şikayetin reddine karar vermiştir.
İİK’nun 106-144. maddelerinde paraya çevirme ile ilgili hükümler yer almış, aynı kanunun satış kararının verildiği tarih itibariyle uygulanması gereken 129/2. maddesine göre, artırma bedelinin, taşınmaz için tahmin edilmiş olan kıymetin en az %50’sini bulması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını aşması zorunlu kılınmıştır. Bu durumda satış bedelinin, tüm icra masraflarını değil, paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiğinin hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle satış talebinden ihale tarihine kadar geçen süre zarfında yapılan paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınması gerekir. Diğer taraftan satışı istenen taşınmazın kıymetinin takdiri hakkındaki İİK’nun 128. maddesi paraya çevirme başlığını taşıyan III. bölümde yer almakta olup, taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının da tıpkı ilan giderleri gibi paraya çevirme masrafı olarak değerlendirilmesi lazımdır.
Somut olayda, şikayet konusu 3 adet taşınmazdan, 413 ada 73 parsel 8 numaralı bağımsız bölümün muhammen bedeli 95.000 TL olup, ihale bedeli, muhammen bedelin %50’si olan, 47.500 TL.dir. Taşınmazların ihalesi için 5.047,47 TL satış masrafı yapılmış olmakla ihale bedelinin, muhammen bedelinin %50’si ile satış masraflarının toplamını karşılamadığı görülmektedir. İİK"nun 129/2. maddesi gereğince, bu husus tek başına ihalenin feshi nedeni olup mahkemece re’sen gözetilmelidir.
Bu nedenle, 413 ada 73 parsel 8 numaralı bağımsız bölüm yönünden ihale bedelinin, taşınmazın tahmin edilen kıymetinin en az %50’ sini bulması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını aşması gerekirken, bu koşul sağlanmadığı halde anılan taşınmaz yönünden ihalenin feshine karar verilmeyip reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Diğer taraftan İİK"nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arz eden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. ” hükmü yer almaktadır. Yine Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 30/1. maddesinde “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir..” denildiği görülmektedir.
Somut olayda borçlu ...’ya, 30.11.2015 tarihinde, yapılan satış ilanı tebliğine ilişkin tebliğ belgesinin incelenmesinde; "Muhatabın geçici olarak çarşıya gittiği komşusu... tarafından belirtilip muhtar...’a teslim olup, 2 nolu haber kağıdı kapıya yapıştırılıp komşusuna haber verildi. Komşu imzadan imtina etmiştir.” açıklamasına yer verilmiştir.
Tebligatta haber verilen komşunun ismi alınmadan tebliğ işlemi yapıldığından, yukarıdaki yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekir.
Bunun yanında 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde ""Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir"" hükmü yer almaktadır. Tebligat Kanunu"nun 10/2.maddesine göre ise; ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."" Aynı Kanun"un 21/2.maddesi gereğince de; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır."" Tebligat Kanunu"nun 23. maddesinin 1. fıkrasının 8. bendi uyarınca ise; ""Tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı...ihtiva etmesi lazımdır.""
Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre de; ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.""
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 2l/2.maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese T.K."nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından T.K."nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır.
Somut olayda borçlu ... adına çıkarılan, 04.11.2015 tarihli satış ilanı tebligatı TK"nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de; tebliğ merciinin tebligat mazbatasında tebliğin TK"nun 21/2 maddesine göre yapılması yönünde düşülmüş bir şerhi bulunmadığından söz konusu tebligat usulsüzdür.
O halde mahkemece, satış ilanının ...’ya usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle bu borçlu yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken istemin reddi yönünde yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.