
Esas No: 2011/5857
Karar No: 2013/11535
Karar Tarihi: 10.04.2013
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2011/5857 Esas 2013/11535 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının 06/01/2005 tarihinde havalimanı dış hatlar terminalinde XQ860 sefer sayılı uçağın yolcularından ...isimli yolcudan para aldığını, yolcunun polise başvurarak davacıdan şikayetçi olduğunu, davacının da yolcudan para aldığını kabul ederek suçunu ikrar ettiğini, ... Havalimanı Emniyet Şube Müdürlüğü tarafından davacının apron giriş kartına el konulduğunu, davacının yolcuları dolandırarak menfaat sağladığı tespit edildiğinden ... Cumhuriyet Başsavcılığı’na sevk edildiğini ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını, davacının apron giriş kartının, DHMİ Mülkü İdare Amirliğinin 27/01/2005 tarih ve 1090 sayılı yazısı ile davacının apron kartının amacı dışında kullanılması ve havalimanında çalışmasının uygun görülmemesi sebebiyle iptal edildiğinin bildirilmesi üzerine davacının iş akdinin 01/02/2005 tarihli yazı ile haklı olarak feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini 6 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra feshettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İş sözleşmesinin hak düşürücü süre içinde feshedilip feshedilmediği hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İşçi veya işveren bakımından haklı fesih nedenlerinin ortaya çıkması halinde, iş sözleşmesinin diğer tarafının sözleşmeyi haklı nedenle fesih yetkisinin kullanılma süresi sınırsız değildir. Bu bakımdan 4857 İş Kanununun 26 ncı maddesinde, fesih nedeninin öğrenildiği tarih ile olayın gerçekleştiği tarih başlangıç esas alınmak üzere iki ayrı süre
öngörülmüştür. Bu süreler içinde fesih yoluna gitmeyen işçi ya da işverenin feshi, haklı bir feshin sonuçlarını doğurmaz. Bu süre, feshe neden olan olayın diğer tarafça öğretilmesinden itibaren altı işgünü ve herhalde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl olarak belirlenmiştir.
4857 sayılı İş Kanununda, işçinin maddî çıkar sağlamış olması halinde bir yıllık sürenin işlemeyeceği öngörülmüştür. O halde, haklı feshe neden olan olayda işçinin maddî bir menfaati olmuşsa, altı işgününe riayet etmek koşuluyla olayın üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin işverenin haklı fesih imkânı vardır.
Altı iş günlük süre işçi ya da işverenin haklı feshe neden olan olayı öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar. Olayı öğrenme günü hesaba katılmaksızın, takip eden iş günleri sayılarak altıncı günün bitiminde haklı fesih yetkisi sona erer.
İşverenin tüzel kişi olması durumunda altı işgünlük süre feshe yetkili merciin öğrendiği günden başlar. Bu konuda müfettiş soruşturması yapılması, olayın disiplin kurulunca görüşülmesi süreyi başlatmaz. Olayın feshe yetkili kişi ya da kurula intikal ettirildiği gün altı iş günlük sürenin başlangıcını oluşturur. Bir yıllık süre ise her durumda olayın gerçekleştiği günden başlar.
Haklı fesih nedeninin devamlı olması durumunda hak düşürücü süre işlemez (Yargıtay 9.HD. 15.2.2010 gün, 2008/16869 E, 2010/3345 K). Örneğin, ücreti ödenmeyen işçi ödeme yapılmadığı sürece her zaman haklı nedenle iş sözleşmesini feshedebilir. Bu örnekte işçi açısından haklı fesih nedeni her an devam etmektedir. Ancak işçinin daimî olarak bir başka göreve atanması veya iş şartlarının esaslı şekilde ağırlaştırılması halinde, bu değişikliğin sonuçları sürekli gibi görünse de işlem anlıktır. Buna göre sözleşmesini feshetmeyi düşünen işçinin bunu altı işgünü içinde işverene bildirmesi gerekir. Yine işyerinde işi yavaşlatma ve üretimi düşürme eyleminin süreklilik göstermesi durumunda, altı iş günlük süre eylemin bittiği tarihten başlar.
İşçinin ücretinin ödenmemesi temadi eden bir durum olmakla birlikte fesih hakkı ödemenin yapıldığı ana kadar kullanılabilir. Aksi halde Yasanın 24/III-e maddesinde öngörülen neden ortadan kalkmış olur. Fesih iradesinin altı iş günü içinde açıklanması yeterli olup, bu süre içinde tebligatın muhatabına ulaşmış olması şart değildir
4857 sayılı Yasanın 26 ncı maddesinde öngörülen altı işgünlük ve bir yıllık süreler ayrı ayrı hak düşürücü niteliktedir. Bir başka anlatımla fesih hakkının öğrenmeden itibaren altı iş günü ve olayın gerçekleşmesinden itibaren bir yıl içinde kullanılması şarttır. Sürelerden birinin dahi geçmiş olması haklı fesih imkânını ortadan kaldırır. Hak düşürücü sürenin niteliğinden dolayı taraflar ileri sürmese dahi, hâkim resen dikkate almak zorundadır.
Bu maddede belirtilen süreler geçtikten sonra bildirimsiz fesih hakkını kullanan taraf, haksız olarak sözleşmeyi bozmuş sayılacağından ihbar tazminatı ile şartları oluşmuşsa kıdem tazminatından sorumlu olur.
Yukarıda değinilen altı iş günlük ve bir yıllık hak düşürücü süreler, işçi açısından 24/II madde, işveren açısından ise 25/II maddede belirtilen sebeplere dayanan fesihler yönünden aranmalıdır. Bu itibarla, geçerli nedene dayanan fesih durumlarında, 26 ncı maddede öngörülen hak düşürücü süreler işlemez. Dairemizin istikrar kazanmış uygulaması bu yönde olup, geçerli nedene dayanılarak yapılan fesihlerde belirtilen hak düşürücü sürelerin yerine “makul süre” içinde sözleşmenin feshedilebileceğini kabul etmektedir (Yargıtay 9. HD. 2.2.2009 gün 2008/9790 E. 2009/1003 K.).
Somut olayda, iş akdi işveren tarafından "06/01/2005 tarihinde havalimanı dış hatlar terminalinde XQ860 sefer sayılı uçağın yolcularından ... isimli yolcudan para aldığı, yolcunun polise başvurarak davacıdan şikayetçi olduğu, davacının da yolcudan para aldığını kabul ederek suçunu ikrar ettiği, ... Havalimanı Emniyet Şube Müdürlüğü tarafından davacının apron giriş kartına el konulduğu, davacının yolcuları dolandırarak menfaat sağladığı" gerekçesiyle 07/02/2005 tarihinde feshedilmiştir.
İşverenin yazılı fesih bildiriminde fesih gerekçesi yaptığı olay 06/01/2005 tarihinde gerçekleşmiştir.
Bu arada hemen belirtilmek gerekir ki, fesih bildirimine konu fiili olgu, 4857 sayılı İş Kanunun 25/III.maddesi kapsamında iş verene zorlayıcı (mücbir) sebeple fesih imkanı vermez. Zira öğreti ve uygulamada "mücbir sebep" olarak genellikle kaçınılamayan ve önceden öngrülemeyen doğal ya da hukuki (Örneğin; deprem, yangın, kaza, karantinaya alınma vs.) nedenler benimsenmiş ve özellikle işçinin kendi eyleminin sonucu olan iş görememe hali zorlayıcı neden kabul edilmemiş, dış etkenlere bağlı, işçinin işini görmesine engel olan harici nedenler mücbir sebep olarak değerlendirilmiştir. (Bkz. Süzek, İş Hukukunun 656 vd. Çelik, İş Hukuku Dersleri, 268 vd ; Mollamahmutoğlu, İş Hukuku, 764 vd. Akyiğit, Kıdem Tazminatı, 227 vd.)
Somut olayda işçinin haksız eylemi (maddi menfaat temin etmesi) nedeniyle apron giriş kartı iptal edilmiş, iş görme ediminin ifası harici etkiyle değil, işçinin eylemi sonucu imkansız hale gelmiştir. Bunun üzerine 12/01/2005 tarihinde davacının savunması alınmıştır.
Davalı şirket 01/02/2005 keşide tarihli noter ihtarı ile Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü"nün şirkete hitaben yazdığı 27/01/2005 tarihli yazıyı tebliğ etmek üzere davacıyı işyerine davet etmiştir.
Bundan sonra 07/02/2005 tarihinde iş akdi işveren tarafından 4857 sayılı yasanın 25/II-maddesi gerekçe gösterilerek feshedilmiştir.
Davalı işverenin bir anonim şirket olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Yukarıda yazılı ilke kararımızda da açıkça belirtildiği üzere, işverenin tüzel kişi olması durumunda altı işgünlük hak düşüren süre, feshe yetkili merciin olayı öğrendiği günden başlar. Bu konuda müfettiş soruşturması yapılması, olayın disiplin kurulunca görüşülmesi süreyi başlatmaz. Olayın feshe yetkili kişi ya da kurula intikal ettirildiği gün altı iş günlük sürenin başlangıcını oluşturur. Bir yıllık süre ise her durumda olayın gerçekleştiği günden başlar.
Yukarıda yapılan tespitler ve ilke kararımızdaki açıklamalar nazara alındığında, somut olayda feshe yetkili merci ve bu merciin feshe gerekçe yapılan olayı ne zaman öğrendiği dosya kapsamından tespit edilememektedir. Bu nedenle öncelikle feshe yetkili merci ve bu merciin feshe gerekçe yapılan olayı ne zaman öğrendiği tespit edilmeden altı iş günlük hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca davalı işyerinde toplu iş sözleşmesi uygulaması olduğu bilindiğinden, toplu iş sözleşmesinde fesih ile ilgili özel bir düzenleme bulunup bulunmadığının tespiti ile bu düzenleme de nazara alınarak fesih sorununun çözümlenmesi gerekmektedir.
Tüm bu nedenlerle, yukarıda yazılı eksiklikler giderilmeden eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.04.2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (20115857 ESAS)
Davalı işverence gerçekleştirilen feshin haklı olup olmadığı ve süresinde kullanılıp kullanılmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Birden fazla haklı nedenin varlığı hâlinde, fesih, tümüne veya sadece birine dayandırılabilir. Feshin birden fazla nedene dayandırılması hâlinde bunlardan birisinin ispat edilmiş olması, feshin geçerliliği için yeterlidir. Ancak birden fazla haklı nedenin varlığına rağmen, bildirimde sadece biri beyan edilir ve beyan edilen bu nedenin varlığı kanıtlanamazsa, diğer nedenlere dayanmak artık mümkün olmaz. (Oğuzman sh.121, Narmanlıoğlu sh. 319, Mollamahmutoğlu/Astarlı sh. 711) Aynı fesih bildirimi içerisinde iki ayrı nedene dayanılması, iki ayrı fesih yapıldığı anlamına da gelmez.
Somut olaya bakıldığında;
Devlete ait olan ... Havalimanı"nın yönetiminden kamu adına sorumlu olan Devlet Hava Meydanları İşletmesi"nin davalı şirkette çalışan davacı işçinin bir yolcudan usulsüz menfaat temin ettiği iddiasını kendisince değerlendirerek ilgili işçinin aprona giriş kartını iptal ettiği ve bu durumu resmî bir yazıyla gereği için davalı işverene bildirdiği, bu işlem sonrasında davalı işverenin artık havaalanına girmesi dahi mümkün olmayan davacı işçiyi istese dahi mevcut işinde çalıştırma imkanının kalmadığı,
Anılan gelişme üzerine bu defa davalı işveren ...Hava Servisi Anonim Şirketi tarafından davacı işçiye noterden gönderilmiş olan fesih bildiriminde ise özetle "06.01.2005 tarihinde havalimanı dış hatlar terminalinde yolcudan para alınması ile ilgili olarak apron kartınızın emniyet şube müdürlüğü tarafından alınması neticesinde, DHMİ mülki idare amirliğinin vermiş olduğu karar şirketimize ulaşmış olup, apron terminal kartınızın iptal edildiği(iptal eden dava dışı DHMİ) bildirilmiştir. ..... DHMİ mülki idare amirliğinin vermiş olduğu karar ile apron kartınızın iptal edilmesi nedeniyle, iş sözleşmeniz iş kanunun 25II maddesi gereğince 07.02.2005 tarihi itibari ile bildirimsiz ve tazminatsız olarak fesh edilmiş olup, iş sözleşmenizin bu şekilde feshi dolayısıyla işlemlerinizin tamamlanması ve şirketimiz tarafından verilmiş melbusatları teslim etmek üzere iş bu ihbarnamemizin tebliğ tarihinden itibaren üç gün içerisinde işyerimize gelerek başvurmanız gerektiğini ihbaren ve ihtaren bildiririz." Denildiği,
Görülmektedir.
Bu bildirim incelendiğinde, davacı işçinin bir yolcudan hakkı olmadan aldığı iddia edilen paranın fesih nedeni yapılmadığı ancak, fesih nedeni yapılan hususu ve bu noktaya nasıl gelindiğini açıklamak maksadıyla bu olayada değinildiği, feshin ise sadece, davacı işçinin aprona giriş kartının dava dışı Devlet Hava Meydanları İşletmesi tarafından iptaline hasrolunduğu anlaşılmaktadır.
Dairemiz işyerinde şoför olarak çalışan işçinin, iş dışında alkollü araç kullanmak veya sair nedenlerden dolayı sürücü belgesine el konulmasını İş Kanunu"nun 25III. ncü maddesi kapsamında zorlayıcı neden olarak kabul etmekte olup (17.04.2012 gün ve 200936275 Esas – 201213236 Karar sayılı içtihad) yargılamaya konu aprona giriş kartının iptali de bu duruma benzemektedir. Her iki olayda da, işçinin işyerindeki işini o an için devam ettirme olanağı ortadan kalkmış, işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan bir sebep ortaya çıkmıştır.
Her ne kadar yazılı fesih bildiriminde, İş Kanunu"nun 25/III. ncü maddesine değilde, 25II. nci maddesine dayanıldığı yazılmış ise de aslonanın açıklanan maddi vaka olması karşısında hukukî nitelendirmede yanılgıya düşülmesi sonucu değiştirmeyecektir. Keza muhatabına ulaşmış fesih bildiriminde gösterilen nedenin değiştirilmesi de mümkün olmadığından, yargılama aşamasında feshin yolcudan alındığı iddia olunan para olayına dayandırıldığı çağrışımı yapacak nitelikteki açıklamalar da sonuca etkili değildir.
İş Kanunu"nun 26. ncı maddesindeki düzenlemeye göre altı günlük süreye tabi olmayan ve makul bir süre içerisinde kullanılması yeterli olan zorlayıcı sebeple fesih (İş Kanunu M.25/III ) hakkına bağlı olarak sonlandırılan iş sözleşmesi için, hâlen yürürlükte olan 1475 Sayılı Kanunun 14. ncü maddesine göre işverenin sadece kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunup haklı nedenle yapılan derhal fesih bakımından ayrıca bildirim süresi vermesi gerekmemektedir.
Açıklanan nedenle, davacının ihbar tazminatı talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır.
Sonuç itibariyle, kararın sadece izah olunan sebeple bozulması gerektiğini düşündüğümden, iş akdinin sonlanmasının yolcudan alındığı iddia olunan para olayı nedeniyle ve İş Kanunu"nun 25II-e maddesine dayandığını kabul ederek, buna bağlı feshin 26. maddedeki hak düşürücü süre içerisinde yapılıp yapılmadığının daha detaylı araştırılmasına işaret eden bozmaya ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum. 10.04.2013
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
