Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2019/2972
Karar No: 2021/3632
Karar Tarihi: 08.07.2021

Danıştay 8. Daire 2019/2972 Esas 2021/3632 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/2972
Karar No : 2021/3632

Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1) Davacılar I- … II- … III- …
Vekilleri : Av. …

2) Davalı … Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca karşılıklı olarak temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Davacılar tarafından istemin reddi gerektiği savunulmakta olup, davalı idarece savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, 04.08.2011 tarihinde, davacı ... sevk ve idaresindeki ... plakalı otomobilin Digor istikametinden Kars istikametine seyri sırasında, sürücünün aracın tekerini mucura kaptırmasıyla direksiyon hakimiyetini kaybederek aracın gidiş istikametine göre sağdan yol dışı kalması ve takla atarak devrilmesi neticesinde meydana gelen kazada, araçta yolcu olarak seyahat etmekte olan davacılardan ...'ün eşi, diğer davacılar ... ve ...'in kızları olan ...'ün vefat etmesi nedeniyle, meydana gelen trafik kazasında davalı idarenin kusurlu olduğundan bahisle davacılardan ... için 30.000,00-TL maddi, 30.000,00-TL manevi; ... ... için 10.000,00-TL maddi (02.05.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle 18.101,92-TL'ye arttırılmıştır), 20.000,00-TL manevi; ... için 10.000,00-TL maddi (02.05.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle 16.178,18-TL'ye arttırılmıştır), 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesi'nce, Mahkemenin davanın görev yönünden reddine ilişkin ısrar kararının İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 09.11.2015 tarih ve E:2015/992, K:2015/4008 sayılı kararıyla bozulması üzerine dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, dosyanın gönderildiği Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Daire Başkanlığı tarafından sunulan 11.10.2017 günlü raporunda özetle; davacı sürücü ...'ün idaresindeki otomobil ile olay mahalli yolda seyri sırasında, dikkatini yola vermediği, dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde seyrettiği, hızını yol ve zemin özelliklerine göre ayarlamamasının da etkisiyle olay mahalli virajda mucura aracının tekerleğini kaptırıp direksiyon hakimiyetini kaybederek sağdan yol dışı kalması neticesinde meydana gelen kazada asli kusurlu; olay mahallinde yapılan çalışmadan kaynaklı olduğu düşünülen yol kenarında bulunan mucur yığınının ve ham yolda kaplama içerisinde bulunan mucurun ve kazanın meydana geldiği mucurlu yolun başlangıcında yeterli işaretleme bulunmamasının, yolun virajlı ve eğimli olması da dikkate alındığında, mevcut haliyle trafiğe açık olan yolda seyreden vasıta sürücülerinin gece ve gündüze göre kolayca görebilecekleri ve tedbir alabilecekleri şekilde işaretleme yapılmamasının kazanın oluşumunda tali derecede etken olduğu, bu itibarla davacı sürücü ...'ün %75 (yüzde yetmişbeş) oranında, olay mahallindeki eksik işaretlemenin ve kaplama kenarı ve içerisindeki mucurun kazanın oluşumunda %25 (yüzde yirmibeş) oranında etken olduğu sonucuna varılmış olup, aktüerya bilirkişi tarafından düzenlenen 12.04.2018 günlü raporda %25 kusur oranına göre, eş ... için, 2.074,69-TL, baba ... için 16.178,18-TL, anne ... ... için 18.101,92-TL destekten yoksun kalma zararı hesaplanmış, davacılar ... ve ... tarafından maddi tazminat istemleri 02.05.2018 tarihli dilekçeyle ... ... için 18.101,92-TL olarak, ... için 16.178,18-TL olarak arttırılmış, sonuçta; maddi tazminat yönünden, davacı eş ... için 2.074,00-TL maddi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 23.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, anne ... ... için 18.101,92-TL maddi tazminatın 10.000,00-TL'sinin idareye başvuru tarihi olan 23.05.2012 tarihinden itibaren 8.101,92-TL 'nin ise ıslah dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edildiği 23.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davacı ... için 16.178,18-TL maddi tazminatın 10.00,00-TL'sinin idareye başvuru tarihi olan 23.05.2012 tarihinden itibaren 6.178,18-TL 'nin ise ıslah dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edildiği 23.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idare tarafından davacılara ödenmesine; manevi tazminat yönünden ise, davacı ... için 2.000,00-TL, davacı ... ... için 5.000,00-TL, davacı ... için 5.000,00-TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 23.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idare tarafından davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Anılan karar her iki tarafça temyiz edilmiştir.
Temyize konu kararın hükmedilen toplam 22.074,69-TL maddi ve 12.000,00-TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat istemlerinin reddine ilişkin kısmının incelenmesi:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz istemlerinin reddi ile İdare Mahkemesi kararının anılan kısmının onanması gerekmektedir.
Temyize konu kararın 02.05.2018 tarihli miktar artırım dilekçesi ile davacı ... ve ... yönünden artırılan ve Mahkemece kabul edilen toplam 14.280,10-TL tutarındaki maddi tazminata işletilen yasal faizin başlangıç tarihi yönünden incelenmesi:
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinde yazılı nedenlerin bulunmasına bağlı olup; temyiz incelemesi sonunda karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise kararın düzeltilerek onanmasına karar verileceği kurala bağlanmıştır.
Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin 4. fıkrasına, 30.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanunun 4. maddesi ile ''Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir'' cümlesi, aynı Kanunun 5. maddesi ile de 2577 sayılı Kanuna Geçici 7. madde olarak ''Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır. '' cümlesi eklenmiştir.
İdarenin işlem, eylem ve faaliyetleri nedeniyle uğranılan zararların tazmini için açılan davalarda; eksilen ya da yoksun kalınan maddi değerin zaman içinde gecikmesi, bu gecikmeden doğan zararın telafisi için hükmedilecek maddi tazminata 3095 sayılı Kanun uyarınca faiz yürütülmesini gerekli kılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde; idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, görevli olmayan adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması ilkesi benimsenmiştir. Nitekim bu durum, Danıştayın yerleşik içtihatlarıyla da kabul edilmiştir.
Dava şartı olan ön karar için idareye yapılan başvuruda ihlal edilen hakkın yerine getirilmesinin istenilmesi esas olup, idare ile işin esasında ihtilafa düşüldükten, başka bir ifadeyle, tazminatın ödenmesi istemiyle idareye yapılan başvuru üzerine, bu istemin idare tarafından açıkça veya zımnen reddi üzerine, idarenin, tazminat istemi karşısında direnmeye (temerrüde) düşürüldükten sonra davacının tazminat miktarını dava açarak talep edebileceği, açılacak davada talep edilecek tazminat miktarının serbestçe tayinine hukuki bir engel bulunmamakla birlikte, talep edilecek tazminat miktarının yüksek tutulması durumunda davacının talep ettiği tutar ölçüsünde ödemek zorunda kalacağı ve bu tür davalarda nispi olarak belirlenen yargılama harçlarının da yüksek olacağı, bunun da mahkemeye erişim hakkını kısıtlayacağı açıktır.
Yapılan bu açıklamalar karşısında, uğranılan zararın gerçek miktarının Mahkeme tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda net bir şekilde ortaya çıkması durumunda, ortaya çıkan bu gerçek zararın tamamının tazmini amacıyla verilen miktar artırımına (ıslah) ilişkin dilekçenin yeni bir dava niteliğinde olmayıp, mevcut davada talep edilen tazminat miktarının ıslah suretiyle artırımına olanak sağlayan yasal bir hakkın kullanımına ilişkin olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, artırılan tazminat miktarı yönünden davanın kabul edilmesi halinde, yasal faizin başlangıcının bu miktar yönünden de, idarenin uyuşmazlığın esasında ihtilafa, bir başka anlatımla temerrüde düştüğü tarih olduğu sonucuna varılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacı ... ve ...'in 23.05.2012 tarihinde davalı Karayolları Genel Müdürlüğü'ne başvurarak anılan idareyi bu tarih itibarıyla temerrüde düşürdüğü, davalı idarece tazminat isteminin zımnen reddedilmesi nedeniyle davacı ... ... için 10.000,00-TL, ... için 10.000,00-TL maddi tazminatın ödenmesi istemiyle açılan davada, meydana gelen zararlarının tespiti amacıyla İdare Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edilen ve davacılar tarafından ıslah edilen bu yeni zarar miktarının, davacıların, olay tarihi veya idareye başvurma tarihi veya dava tarihi itibarıyla elde etmek istedikleri gerçek zararları olduğu açıktır.
Bu durum yukarıda aktarılan hususlarla birlikte değerlendirildiğinde, esasen davacıların ilk dava açarken yüksek oranlı yargılama harçları vb. nedenlerden dolayı tazmini isteminde bulundukları bedel dava dilekçesinde düşük belirtilmiş ise de, davacıların tazminine karar verilmesi konusunda gerçek iradesini yansıtan miktarın, ıslah ile arttırılan gerçek zararları olduğunun, bu gerçek zararın, Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi veya ıslah dilekçesinin verildiği tarihte değil, esasen olay tarihinde ya da idarelere başvuru tarihinde ortaya çıktığı, ancak, davacı tarafından miktarı tam olarak bilinemediğinden ve tespit edilemediğinden dava açılırken talep edilemeyen bir zarar olduğunun kabulü, bu kabul doğrultusunda da ıslahla arttırılan ve Mahkemece kabul edilen dava değerine davalı Karayolları Genel Müdürlüğü'nün temerrüde düştüğü idareye başvurma tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesinin hukuka ve hakkaniyete uygun olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu durumda, davacı ... ve ... tarafından Mahkeme kaydına 02.05.2018 tarihinde giren miktar artırım dilekçesi ile arttırılan maddi tazminat talebinin ve Mahkemece kabul edilen toplam 14.280,10-TL'nin ıslah dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihi olan 23.05.2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idare tarafından anılan davacılara ödenmesine karar verilmiş ise de; arttırılan ve kabul edilen tazminat miktarına (14.280,10-TL) da davalı idarenin temerrüde düşürüldüğü başvuru tarihinden (23.05.2012) itibaren faiz yürütülmesi gerektiğinden bu kısma ilişkin kurulan hükmün düzeltilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz istemlerinin reddi ile, kararın, hükmedilen toplam 22.074,69-TL maddi ve 12.000,00-TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat istemlerinin reddine ilişkin kısmının onanmasına, hükmedilen toplam 14.280,10-TL tutarındaki maddi tazminata ilişkin kısmının ise davalı idareye başvuru tarihinden (23.05.2012) itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı tarafından davacılar ... ... ve ...'e ödenmesi şeklinde düzeltilerek onanmasına ve temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 08/07/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi