17. Ceza Dairesi 2019/2418 E. , 2019/8217 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun "Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat" başlıklı 16. maddesinde, kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğin, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılacağı düzenlenmiştir. İncelenen dosyada sanık ...’in yokluğunda verilen kararın, 14/01/2014 tarihinde annesine tebliğ edildiği, tebligat parçasına "Adreste annesi Hülya Özden tebliğ edildi" şeklinde şerh düşüldüğü, ancak sanığın adreste bulunmama sebebi ile sanığın annesinin sanık ile aynı konutta ikamet edip etmediğinin ve tebligatı almaya ehil olup olmadığının belirtilmediği, bu nedenle sanık adına yapılan tebliğin usulsüz olduğu, temyiz dilekçesinin öğrenme üzerine verildiği ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Müşteki ...’a yönelik suç tarihinin 28/02/2013 olmasına karşın, gerekçeli karar başlığında suç tarihinin yalnızca 07/03/2013 olarak belirtilmesi, mahallinde giderilebilir eksiklik olarak görülmüştür.
1)Sanık ... hakkında mağdurlar ... ve ...’e yönelik kurulan hükümlerin yapılan temyiz incelemesinde;
Turgutlu Devlet Hastanesi"nde hemşirelik yapan mağdurlara ait özel eşyaların bulunduğu dolaplardan hırsızlık yapıldığının anlaşılması karşısında; eylemin 5237 sayılı TCK"nun 142/1-a maddesine uyduğu gözetilmeden, aynı Yasa"nın 142/1-b maddesinden uygulama yapılması, sonuca etkili olmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık ...’in temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA,
2)Sanık ... hakkında mağdurlar ... ve ... ve müşteki ...’a yönelik kurulan hükümlerin yapılan temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1)5237 sayılı TCK"nun 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nun 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nun 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nun 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nun 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “Suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nun 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; Turgutlu Devlet Hastanesi içerisindeki hemşire odasında mağdur ...’in kullanımında bulunan kilitli dolabından 40,00 TL para ile yine aynı yerde bulanan, mağdur ...’ın kullanımında bulunan kilitli dolaptan 10 Euro doviz ve 20,00 TL paranın çalındığı ve ayrıca personel odasında bulunan müşteki ...’ın kullandığı dolap içerisinden 2 paket parlement marka sigara paketinin sanık tarafından çalındığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibarıyla ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK"nun 145. maddesi gereğince verilen cezalardan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2)Müşteki ...’ın, suç nedeniyle oluşan zararlarının giderilip-giderilmediği konusunda dinlenmeden sanık hakkında bu müştekiye yönelik eylem için 5237 sayılı TCK"nun 168/2. maddesinin uygulanması,
3)Turgutlu Devlet Hastanesi"nde hemşirelik yapan mağdurlara ait özel eşyaların bulunduğu dolaplardan ve yine aynı yerde sağlik memuru olarak çalışan müştekinin personel odasında bulunan dolabından hırsızlık yapıldığının anlaşılması karşısında; eylemin 5237 sayılı TCK"nın 142/1-a maddesine uyduğu gözetilmeden, aynı Yasa"nın 142/1-b maddesinden uygulama yapılması,
4)T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine, 27/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.