9. Hukuk Dairesi 2011/1131 E. , 2013/10886 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, hafta tatili, genel tatil ve fazla çalışma ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılardan 1-... 2-A. ...Turizm Otomotiv Petrol Gıda Tekstil İnşaat Nakliye Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Avukatları ile diğer davalı ... tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile genel tatil ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarını istemiştir.
B) Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı ... (....) vekili, zamanaşımı definde bulunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalılar ... ile ...Turizm Otomotiv Petrol Gıda Tekstil İnşaat Nakliye Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili, zamanaşımı definde bulunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı itirazında bulunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılara mahkemece usulüne uygun meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş ancak davalılar duruşmalara katılmamıştır.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılar ..., ....Turizm Otomotiv Petrol Gıda Tekstil İnşaat Nakliye Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ve ... temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.
Basit yargılama usulüne tabi yargılamalara ilişkin olarak 6100 sayılı HMK.nun “Hüküm” başlıklı 321. maddesinde aynen;
“Hüküm
MADDE 321- (1) Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez.
(2) Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hâllerde, hâkim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir.” hükmü düzenlenmiştir.
321. maddedeki “hükme ilişkin tüm hususlar” dan kastedilen HMK.nun 297. maddesindeki unsurlardır. Madde gerekçesinde tefhimin hüküm özetinin yazdırılması olduğu açıklanmıştır.
Bu nedenlerle basit yargılamada da tefhim edilecek hüküm HMK.nun 297/2. maddesindeki unsurları taşımakla birlikte HMK.nun 321. maddesi uyarınca gerekçeli olmak zorundadır. Ancak Mahkemelerin iş yoğunluğu ve buna bağlı olarak duruşma dosyalarının çokluğu nedeni ile gerekçenin duruşmada yazdırılamaması halinde gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir.
Bu yasal şekil yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Halen yürürlükte olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8 inci maddesine göre, iş mahkemelerince verilen nihaî kararlara karşı kanun yoluna başvurma süresi, karar yüze karşı verilmişse nihaî kararın taraflara tefhimi, yokluklarında verilmiş ise tebliği tarihinden itibaren sekiz gündür.
Taraflar hükmün tefhiminin HMK.nun 297/2. maddesinde sayılan unsurları taşımaması halinde hak ve borçlarını bilemeyeceklerinden temyiz süresini kaçırmamak, hak kaybına uğramamak için kararı gereksiz yere temyiz etmek zorunda kaldıkları bir gerçektir.
Bu nedenlerle hükmün tefhimi sırasında HMK.nun 297/2. maddesinde belirtildiği üzere “taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
HMK.’un 298/2 (HUMK. nun 382) maddesi gereğince sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun olması, tefhim edilen kısa karara aykırı olmaması gerekir. Aksi halde, yargılamanın aleniyeti ilkesi zedelenmiş ve mahkeme kararına güven sarsılmış olacaktır. Asıl olan tefhim edilen kısa karardır.
Gerekçeli kararın kısa karara uygun olmaması, çelişki yaratır ve gerekçeli kararın yok hükmünde olduğu anlamına gelir. Belirtmek gerekir ki, kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihadı Büyük Genel Kurulu’nun 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Kararı gereğince bozma nedenidir.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece tefhim edilen kısa karar aynen;
"Davacının davasının kabulüne, buna göre:
7627,30 TL Kıdem Tazminatı
831,37 TL İhbar tazminatı
52,53 TL Hafta ve genel tatil ücreti
126,12 TL Kıdem tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Kıdem tazminatına 15/03/2005 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanmasına
İhbar tazminatının 100 TL sine, bakiyesine ise 28.01.2010 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,
Hafta ve genel tatil ücreti alacağının tamamına, ,fazla mesai ücreti alacağının 100 TL sine dava tarihinden bakiyesine ise ıslah tarihi olan 28/01/2010 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanmasına
Fazla mesai ve Hafta ve genel tatil ücreti alacağı yönünden fazla istemin reddine,
Konulan tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına,
Dair, davacı vekili ile davalı ..., davalı ... vekili, davalı ... Nuran vekillerinin yüzlerine karşı diğer davalıların yokluğunda, yokluğunda karar verilen davalılara tebliğden itibaren Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı." şeklinde oluşturulmuştur.
Gerekçeli kararın hüküm fıkrası ise aynen;
"1-Davacının davasının kısmen kabulü ile, davacının kanıtlanan;
7.627,30 TL kıdem tazminatı,
831,37.TL ihbar tazminatı,
52,53. TL hafta ve genel tatil ücreti ile
126,12. TL fazla mesai ücreti alacağı olmak üzere toplam 8.637,32.TL alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine.
Kıdem tazminatına 15/03/2005 tarihinden itibaren hesaplanacak bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanmasına,
İhbar tazminatının 100,00. TL sine dava tarihinden itibaren, bakiyesine ise ıslah tarihi olan 28/01/2010 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,
Hafta ve genel tatil ücreti alacağının tamamına, fazla mesai ücreti alacağının 100,00. TL sine dava tarihinden bakiyesine ise ıslah tarihi olan 28/01/2010 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanmasına,
Fazla mesai ve hafta ve genel tatil ücreti alacağı yönünden fazla istemin reddine,
Konulan tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden ölçümlenen harçtan, davacının peşin ve ıslah ile yatırdığı harcın mahsubu ile geri kalan 352,00.TL. harcın davalıdan tahsiline.
3-Davacı tarafından yapılan 825,80.TL. yargılama giderinden takdiren 800,00.TL. sının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına.
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden dosyanın karara çıktığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesine göre ölçümlenen 1.036,47. TL. ücreti vekaletin, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine.
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden dosyanın karara çıktığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesine göre ölçümlenen 1.000,00. TL. ücreti vekaletin,davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine.
Davacı vekili ile davalı ..., davalı ... vekili, davalı ... Nuran vekillerinin yüzlerine karşı diğer davalıların yokluğunda, yokluğunda karar verilen davalılara kararın tebliğden itibaren Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı." şeklindedir.
Yukarıda da açıkça görüleceği üzere, kısa kararda kıdem tazminatı iki kez hüküm altına alınmıştır. Yine kısa kararda " toplam 8.637,32.TL alacağının" ibaresi yer almamasına rağmen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında bu ibareye yer verilmiştir. Bu şekilde kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılmıştır.
Bu nedenlerle Yargıtay İçtihadı Büyük Genel Kurulu’nun 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Kararına ve HUMK. nun 388, ( HMK.’un 297,298 ve 321.) Maddelerine aykırı olan kararın bozulması gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.