Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2108
Karar No: 2019/4913
Karar Tarihi: 24.10.2019

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/2108 Esas 2019/4913 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2019/2108 E.  ,  2019/4913 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 10/03/2011 ve 12/05/2011 günlerinde verilen dilekçeler ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 26/02/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava ve birleşen dava, idari para cezasının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, davalı ... başkanlığının, davacı kurumun aracılığı olmadan işçi temin ettiği, 4904 sayılı Kanun"un 3. maddesi uyarınca, kamu kurum ve kuruluşlarının daimi, geçici, engelli ve eski hükümlü işçileri davacı kurum aracılığıyla sağlamak zorunda olduğunu, fakat davalının, anılan Kanun hükümlerine uymadan işçi aldığını, bu zorunluluğa uymaması nedeni ile davalı aleyhine idari para cezası tahakkuk ettirildiğini ve tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın ve birleşen davanın kabulüne dair verilen ilk karar, Dairemizin 08/02/2018 gün, 2016/5371 esas ve 2018/677 karar sayılı ilamı ile bozulmuş ve mahkemece, başkaca değerlendirme ve araştırma yapılmaksızın bozma ilamına uyularak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Öncelikle, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olmakla, davalı lehine usuli kazanılmış hak doğup doğmayacağı hususunun irdelenmesi gerekmektedir. Usuli kazanılmış hak kurumu, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    1086 sayılı HUMK"nun yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09/05/1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da
    temyiz sonucu verilecek bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesinin usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir. Yargıtay"ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğmuştur.
    Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 10/02/1998 tarih, 1987/2-520 esas ve 1988/89 karar sayılı ilâmında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usuli kazanılmış hak denilmektedir...” şeklinde tanımlanmakta ve bazı istisnaları bulunmaktadır. Bu istisnalar kısaca şu başlıklarda özetlenebilir.
    a-Mahkemenin görevi ile ilgili usulî kazanılmış haktan sözedilemez.
    b-Yargıtay"ın bozma kararından sonra yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı"nın çıkarılmış olması da usul kazanılmış hakkın istisnasıdır.
    c-Karar henüz kesinleşmeden geçmişe etkili olarak çıkarılan bir kanun hükmü de usulî kazanılmış hakkın istisnasını oluşturur.
    d-Bir kanun hükmü Anayasa Mahkemesince iptâl edilirse iptâl edilen kanun hükmü usulî kazanılmış hakka aykırı olsa bile uygulanacak öncelik usulî kazanılmış hakta değil Anayasa Mahkemesinin iptâl kararında olacaktır.
    e-Usulî kazanılmış hakkın bir diğer istisnası ise kesin hükümdür. Bozmadan sonra usulî kazanılmış hak ile kesin hüküm çelişiyorsa öncelik usulî kazanılmış hak da değil, kamu düzeninden sayılan ve dava şartı olarak re"sen nazara alınması gereken kesin hükümdedir.
    f-Kamu düzenine aykırılıkta usulî kazanılmış hakkın istisnalarından bir diğeridir.
    g-Nihayet, son olarak; Yargıtayın kararı her türlü yorumun, hukuki değerlendirme veya delil takdiri dışında, açıkça ve tartışmasız şekilde başka bir şekilde yorumlanamayacak açıklıkta maddi hataya dayalı ise ve onunla sıkı sıkıya bağlı olduğu halde de usulî kazanılmış hak ilkesi uygulanmayacaktır. Yargıtay tarafından dosya kapsamına uygun olmayacak şekilde açık ve tartışmasız bir maddi hatanın yapılması halinde bu hata usulî kazanılmış hak oluşturmayacaktır.
    Dairemizin 08/02/2018 gün, 2016/5371 esas ve 2018/677 karar sayılı ilamı incelendiğinde; ‘‘ 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"nin 8. maddesi ile 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 42. maddesine eklenen fıkrada; “İdari yargının görev alanına giren konularda ilamsız takip yoluna başvurulamaz” şeklinde ve yine aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 9. maddesi ile 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’na eklenen geçici 13. maddede; “İdari yargının görev alanına giren konularda, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılmış ilamsız icra takipleri hakkında, talep üzerine icra müdürünce 42’nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca dosya üzerinden düşme kararı verilir ve karar alacaklıya resen tebliğ edilir. Alacaklı, düşme kararının tebliğinden itibaren yedi gün içinde şikayet yoluna başvurabilir. Düşme kararının kesinleşmesinden itibaren otuz gün içinde idari yargı merciinde dava
    açılabilir. Düşme talebinin reddine veya düşme kararı hakkındaki şikayetin kabulüne ilişkin karar kesinleşmeden takibe devam edilemez. Birinci fıkra kapsamındaki ilamsız icra takipleri hakkında açılmış itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davalarında talep üzerine, karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Tarafların yaptığı takip ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti üzerilerinde bırakılır. Bu kararın kesinleşmesi üzerine takip dosyası icra müdürlüğüne iade edilir ve takip hakkında birinci fıkra uyarınca işlem yapılır” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Dava dosyası 694 sayılı KHK’nın 8. ve 9. maddeleri kapsamında değerlendirildiğinde; dava hakkında 694 sayılı KHK’nın yukarıdaki maddeleri kapsamında işlem yapılarak karar verilmek üzere kararın bozulduğu anlaşılmaktadır.’’
    Şu halde; Dairemizin bozma ilamında, 694 sayılı KHK’nın 8. ve 9. maddeleri kapsamında değerlendirilmesi belirtilmiş ise de, bozmanın, genel anlatımları ve maddi olaylar değerlendirildiğinde; dava konusu uyuşmazlığın adli yargıya ilişkin olduğu, 694 sayılı KHK’nın 8. ve 9. maddelerinde ise idari yargının görev alanına giren konularda ilamsız takip yoluna başvurulamayacağının belirtildiği anlaşıldığından Dairemiz ilamında maddi hata söz konusudur. Bahsi geçen maddi hata, kamu düzeninden olan hususları nazara almadan yapılan, açık, tartışmasız ve her türlü değer yargısı dışında başka surette yorum yapılamayacak nitelikte bir hata olup, usulî kazanılmış hakkın istisnasını oluşturmaktadır.
    Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama sırasında, bozma ilâmına uyulmasına karar verilmiş, uyulan bozma ilâmı doğrultusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, az yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda; bozma maddi hataya dayalı bulunduğundan bozma taraflar açısından usulî kazanılmış hak oluşturmayacağından, mahkemece işin esası incelenerek dosya kapsamına göre varılacak sonuca göre hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına 24/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi