Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2021/123
Karar No: 2021/9689
Karar Tarihi: 15.09.2021

Danıştay 6. Daire 2021/123 Esas 2021/9689 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/123
Karar No : 2021/9689



TEMYİZ EDEN TARAFLAR : I- (DAVALILAR)
1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2-… Belediye Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
II- (DAVACILAR)
1. …
2. …
VEKİLLERİ : Av. …

KARŞI TARAF : 1- …
2- …
3- …Büyükşehir Belediye Başkanlığı
4- …Belediye Başkanlığı

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, …Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın imar planında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufunun hukuken kısıtlandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen 5.000,00-TL (22.01.2016 tarihli ıslah sonrası 53.584,32-TL - 19.10.2020 tarihli ıslah sonrası 112.527,76-TL) maddi zararın adli yargıda dava açma tarihi olan 30.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın kısmen kabulü ile 53.584,32-TL maddi tazminatın, 24.765,19-TL'lik kısmının davalı … Belediye Başkanlığı tarafından, 28.819,13-TL'lik kısmının ise davalı … Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, idari yargıda dava açma tarihi olan 20.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, bilirkişi raporunda gösterilen hisselerine düşen miktarlar gözetilerek davacılara ödenmesi, davacıların fazlaya ilişkin faiz talebinin ise reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 08/11/2016 tarih ve E:2016/4178, K:2016/6999 sayılı kararıyla bozulması üzerine bozma kararına uyularak, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolundaki İdare Mahkemesi kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin 30/10/2018 tarih ve E:2017/1145, K:2018/8563 sayılı kararıyla bozulması üzerine bozma kararına uyularak, davanın kabulüne, 112.527,76-TL maddi tazminatın 08.01.2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idareler tarafından davacılara, bilirkişi raporunda belirtilen tazminat sorumluluğu miktarlarına göre davacıların hisse oranları ve miktarları üzerinden ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
1-Davalı …Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından; taşınmazın değerinin dava tarihi itibarıyla hesaplanması gerektiği, bilirkişi raporunda belirlenen değerin fazla olduğu, sorumlu oldukları kısım dışında kalan bedel için ret kararı verilmesi gerektiği belirtilerek, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
2-Davalı … Belediye Başkanlığı tarafından; Mahkemelerce yerindelik denetimi yapılamayacağı, idarenin kamulaştırmaya zorlanamayacağı, raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, davacıların mirasçı oldukları, dava açmadan önce tapuda intikal yaptırmaları gerektiği, husumetin kendilerine yöneltilemeyeceği, 2020 itibarıyla belirlenen bedelin çok yüksek olduğu, DOP düşülmediği, tapu kaydında 2. derece doğal sit şerhi bulunduğu, bu durumun en az %30 oranında tenzil gerektirdiği, ıslahın sadece bir defa yapılabileceği belirtilerek, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
3-Davacılar tarafından; bilirkişi raporunda hatalı tespitler ile belirlenen rakamın düşük olduğu, doğal karakteri korunacak hassas alan yönünden de mülkiyetin kısıtlandığı ve bu yönden de değer belirlemesi yapılması gerektiği, faizin dava tarihinden başlatılması gerektiği belirtilerek, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ…'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Dava; Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında yol, park ve otopark alanı olarak ayrılmış olmasına karşın uzun süredir kamulaştırılmayarak tasarruf hakkının süresi belirsiz bir şekilde kısıtlandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde: "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur.
İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmü yer almaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 04.07.2019 tarihli değişiklikle getirilen "İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler" başlıklı 13. maddesinde; "Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlar;
a) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18 inci maddeye göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılarak,
b) 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle, ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir.
Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına uygun özel tesis yapılabilir.
İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılmasına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar programı süresi içinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu mülkiyetine geçirilmek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir.
Parsel maliklerinin hisselerini idareye hibe etmeleri veya bedelsiz devretmeleri durumunda, idare devir işlemlerini bedel almaksızın gerçekleştirmekle yükümlüdür. Bu işlemler için parsel maliklerinden hiçbir vergi, resim, harç, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Kamu kullanımına ait sosyal, kültürel ve teknik altyapı alanlarının, Hazine veya kamu mülkiyetindeki alanlarla trampa yapılması hâlinde, şahıs veya özel hukuk kişilerinden hiçbir vergi, resim, harç, ücret, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
" düzenlemesi yer almaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Ek 1. maddesinde; "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır." hükmü yer almaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin 4. fıkrasında; "Taraflar, sürenin geçmesinden sonra verecekleri savunmalara veya ikinci dilekçelere dayanarak hak iddia edemezler. Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir" hükmüne; Geçici 7. maddesinin 1. fıkrasında ise; "Bu maddeyi ihdas eden Kanunun 16'ncı maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davaya konu taşınmazın değerinin, bozma sonrası dosyanın tekrar esas kaydının yapıldığı 08.01.2020 tarihi dikkate alınarak hesaplandığı, Mahkemece, dava konusu taşınmazın davanın ilk olarak açıldığı 30.05.2012 tarihindeki değerinin hesaplanması suretiyle bedele hükmedilmesi gerekirken, 08.01.2020 tarihindeki birim fiyatları üzerinden yapılan hesaplama sonucunda ortaya çıkan bedele göre karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda; taşınmazın güncel imar durumu ile mülkiyete ilişkin güncel durumu tespit edildikten sonra, davanın ilk olarak açıldığı 30.05.2012 tarihindeki cins ve nevi, yüzölçümü, kıymetini etkileyecek bütün nitelik ve unsurları, her unsurun ayrı ayrı değeri, varsa vergi beyanı, varsa resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri, taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri, özel amacı olmayan emsal (uyuşmazlığa konu taşınmazın çevresinin imar planındaki kullanım biçimi, yapılaşma koşulları ve konumları açısından benzer özellikleri olan taşınmazlar arasından seçilmeli, davaya konu taşınmaz kadastro parseli ise; emsal alınacak taşınmaz da kadastro parseli olmalı ya da emsal parsel imar parseli ise, emsal taşınmazda kesilen düzenleme ortaklık payı oranı ölçüsünde davaya konu taşınmaz bedeli düşülerek taşınmazın gerçek bedeli belirlenmeli) satışlara göre satış değeri, bedele etki eden tüm kanuni veriler, imar verileri, taşınmazın özgün nitelik ve kullanım şekli, değeri etkileyen hak ve yükümlülükleri, gayrimenkul üzerinde ayni ve şahsi ittifak hakları ve gayrimenkul mükellefiyetleri vb. bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin belirlenmesi suretiyle taşınmaz bedeli tespit edilerek uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Diğer yandan, hukuki el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan davalardan farklı olarak, 3194 ve 2942 sayılı Kanunlar kapsamında açılan davalar olduğundan, hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibarıyla talep edilen miktar için, dava tarihinden geçerli olmak üzere, ıslah edilen kısım için ıslah tarihi itibarıyla hesaplanması gerekmektedir.
Öte yandan; olayda, 5.000,00-TL bedelli olarak açılan davanın 25.08.2015 tarihli bilirkişi raporu sonrasında, davacı tarafından 22.01.2016 tarihinde ıslah edilerek, dava değerinin 53.584,32-TL'ye artırıldığı, bozma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılamada alınan ve 2020 tarihi itibarıyla yapılan hesaplama neticesinde düzenlenen 11.10.2020 tarihli bilirkişi raporu sonrasında da davacı tarafından tekrar yapılan 19.10.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerinin, Mahkeme tarafından kararına esas alınan, 112.527,76-TL'ye artırıldığı görülmüştür.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, 2577 sayılı Kanunun 16. maddesinin 4. fıkrasında yapılan değişiklik ile Geçici 7. maddesinin, 6459 sayılı Kanunun 30/04/2013 günlü, 28633 sayılı Resmi Gazetede yayımlanması ile yürürlüğe girdiği, bu düzenleme ile yürürlük tarihinde derdest olan tam yargı davalarında (kanun yolu aşaması dahil) bir defaya mahsus miktarın artırılması imkanı tanındığı, yürürlük tarihi olan 30/04/2013 tarihinden sonra ise nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle, bir defaya mahsus miktar artırımında (ıslah) bulunulabileceği anlaşılmaktadır. Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 14/01/2021 tarih ve E:2020/2044, K:2021/39 sayılı kararı da bu yöndedir.
Bu durumda, bozmaya uyulması halinde, yeniden yapılacak yargılamada, alınacak bilirkişi heyeti raporunda ortaya çıkan bedel ve 22.01.2016 tarihli ilk ıslah dilekçesinde talep edilen bedel dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği açıktır.
Bu itibarla, temyiz konu Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
2. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
3. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 15/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi