
Esas No: 2017/8095
Karar No: 2021/9688
Karar Tarihi: 15.09.2021
Danıştay 6. Daire 2017/8095 Esas 2021/9688 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2017/8095
Karar No : 2021/9688
TEMYİZ EDENLER : (DAVALI)
1- … Bakanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
(HASIM MEVKİİNDEN ÇIKARILAN)
2. … Belediye Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
3- (DAVACILAR)
1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
7- …
8- …
9- …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF : 1-… Bakanlığı
2-…
3-…
4-…
5- ..
6- …
7- …
8- …
9- …
10- …
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Antalya İli, Kepez İlçesi, ... Mahallesi, … ada, … parseldeki taşınmazın paylı malikleri olan davacılar tarafından, taşınmazın imar planında meslek lisesi alanı olarak belirlenmesine rağmen uzun yıllar herhangi bir işlemin yapılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanması suretiyle uğranıldığı ileri sürülen 9.000,00-TL (ıslah sonrası 324.544,05-TL) zararın adli yargıda dava açma tarihi olan 29/05/2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; davanın, davalı Milli Eğitim Bakanlığı yönünden kabulüne, … için 42.821,78-TL, … için 29.299,11-TL, … için 18.030,23-TL … için 15.776,45-TL, … için 18.030,23-TL, … için 15.776,45-TL, … için 99.166,24-TL, … için 42.821,78-TL, … için 42.821,78-TL olmak üzere toplam 324.544,05-TL'nin 9.000,00-TL'sinin dava tarihi olan 04/10/2013 tarihinden itibaren, 315.544,05-TL'nin ise ıslah tarihi olan 11/05/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı Milli Eğitim Bakanlığı'ndan alınarak davacılara verilmesi, davanın davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı yönünden ise reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 13/04/2017 tarih ve E:2017/54, K:2017/2601 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, Muratpaşa Belediye Başkanlığı hasım mevkiinden çıkarıldıktan sonra, davacılardan …'ın 2011 yılında edindiği hisselere ilişkin kısım yönünden davanın reddine, …'ın eski hisseleri ile diğer davacılar yönüyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
1-Davalı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından; kusurlarının bulunmadığı, husumetin Bakanlıklarına yöneltilmesi ve akabinde davanın açılmasına sebebiyet verildiğinden bahisle yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin kendilerine yüklenmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilerek, kararın yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
2- Davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı tarafından; her ne kadar husumet yönünden sorumlu tutulmamış olsalar da savunma dilekçesi, delil ibrazı, bilirkişi raporuna beyanda bulunma vs gibi işleri ifa ettikleri, kendilerine vekalet ücreti verilmesi gerektiği belirtilerek, kararın bu yönden bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
3- Davacılar tarafından; tasarruf haklarının kısıtlandığının açık olduğu, karar gerekçesindeki yasa metninin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiği belirtilerek, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Dava dışı Muratpaşa Belediye Başkanlığı yönünden temyiz isteminin incelenmeksizin reddine; davacılardan …, …, …, …, … ve … yönünden feragat sebebiyle temyiz istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına; Milli Eğitim Bakanlığı ile davacılardan …, … ve … yönünden ise temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Antalya İli, Kepez İlçesi, Koyunlar Mahallesi, … ada, … parseldeki taşınmazın paylı malikleri olan davacılar tarafından, taşınmazın imar planında meslek lisesi alanı olarak belirlenmesine rağmen uzun yıllar herhangi bir işlemin yapılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanması suretiyle uğranıldığı ileri sürülen 9.000,00-TL (ıslah sonrası 324.544,05-TL) zararın adli yargıda dava açma tarihi olan 29/05/2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 46. maddesinde; Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştayda temyiz yoluna başvurulabileceği, 49.maddesinin 5.fıkrasında; kararların kısmen onaylanması ve kısmen bozulması hallerinde kesinleşen kısmın Danıştay kararında belirtileceği kurala bağlanmış olup, temyiz yoluna, aleyhine karar verilen taraflarca başvurulabileceği açıktır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinin 1.fıkrasının yollamada bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307. maddesinde, feragat, "davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi" olarak tanımlanmış; 309. maddesinde, feragat beyanının dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği; 311. maddesinde de, feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı hükme bağlanmıştır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa 07.09.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 33. maddesi ile eklenen Ek Madde 1'de; "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması hâlinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir.
Birinci fıkra uyarınca dava açılması hâlinde taşınmazın ya da üzerinde tesis edilen irtifak hakkının dava tarihindeki değeri, mahkemece; bu Kanunun 15 inci maddesine göre bilirkişi incelemesi yapılarak, taşınmazın hukuken tasarrufunun kısıtlandığı veya fiilen el konulduğu tarihteki nitelikleri esas alınmak suretiyle tespit edilir ve taşınmazın veya hakkın idare adına tesciline veya terkinine hükmedilir.
Bu madde kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılacak dava ve takiplerde, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesinin üçüncü, yedinci, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya kararı kesinleşmeyen davalara bu madde hükümleri, kesinleşen ancak henüz ödemesi yapılmayan kararlar hakkında ise geçici 6 ncı maddenin üçüncü, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun geçici 6 ncı maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca ayrılması gereken yüzde iki oranındaki ödenekler, yüzde dört olarak ayrılır. İlave olarak ayrılan yüzde iki oranındaki ödenekler, münhasıran bu ek madde ile geçici 11 inci ve geçici 12 nci maddeler kapsamında yapılacak ödemelerde kullanılır. Yapılacak ödemelerin toplam tutarının ilave olarak ayrılan ödeneğin toplamını aşması hâlinde, ödemeler, en fazla on yılda ve geçici 6 ncı maddenin sekizinci fıkrası hükmüne göre yapılır." hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kanuna 6745 sayılı Kanunun 34. maddesiyle "Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında kalan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlar.
Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, bu madde kapsamında kalan taşınmazlara ilişkin dava ve takipler hakkında da uygulanır.” hükmünü içeren Geçici 11. madde eklenmiştir.
Ankara 2. İdare Mahkemesinin E:2016/196 sayısına ve Adana 3. İdare Mahkemesinin E:2017/41 sayısına kayıtlı dosyalarda, Geçici 11. maddenin; derdest olan davaların esası hakkında karar verilmesini engelleyici bir düzenleme olduğu, mülkiyet hakkı üzerindeki kısıtlamaların daha uzun sürmesine yol açtığı, yargı yetkisinin kullanılmasında genel hukuk ilkelerine uygun olmayan sınırlamalar getirildiği, bu sebeple ilgili kuralın mülkiyet hakkını, hak arama hürriyetini ve hukuk devleti ilkesini zedelediği belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2., 5., 9., 35. ve 36. maddelerine aykırı olduğundan bahisle itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmiş, bu başvurular üzerine Anayasa Mahkemesinin 28.03.2018 tarihli, E:2016/196, K:2018/34 sayılı kararıyla, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa 6745 sayılı Kanunun 34. maddesi ile eklenen Geçici 11. maddenin Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesi tarafından söz konusu kararın gerekçesinde, imar uygulamalarının geniş alanları kapsaması nedeniyle ve bütçeye yeterli ödeneğin konulması amacıyla kanun koyucunun kamulaştırma sürecinin beş yıllık süre içinde tamamlanmasını öngördüğü, mülkiyetin kamu yararı amacıyla kontrolüne ilişkin söz konusu müdahaleler bakımından kanun koyucunun takdir yetkisi bulunduğu, bu takdir yetkisi çerçevesinde söz konusu kamu yararı amacının gerçekleştirilmesi yönünden belirtilen fiili ve hukuki engeller sebebiyle malikin makul ve belirli bir süre boyunca bu kısıtlamalara katlanabileceği, ancak bu sürenin uzaması hâlinde söz konusu kısıtlamaların, taşınmaz malikine yüklenen külfeti ağırlaştıracağı gibi kısıtlılık süresinin uzamasına bağlı olarak malikin zararını karşılayabilecek herhangi bir giderim imkânının getirilmemesinin de malike aşırı bir külfet yüklenmesine sebep olacağı, itiraz konusu kuralda, mülkiyet hakkından dilediği gibi tasarruf edebilmesi ve yararlanabilmesi kısıtlanan malikin kamulaştırma bedeline kavuşabilmesi veya söz konusu kısıtlılık hâlinin kaldırılarak mülkiyet hakkından yararlanabilmesi için geçmesi gereken beş yıllık sürenin yeniden başlamasının söz konusu olduğu, kanun koyucunun bu süre nedeniyle malikin uğradığı zararları telafi etmeye veya gidermeye yönelik herhangi bir düzenleme getirmediği, üstelik bu kısıtlılık nedeniyle açılacak davalarda taşınmazı kullanamamaktan doğan zararların tazminine yönelik bir düzenlemenin mevcut olmadığı gibi bu kuralın, yürürlük tarihinden önceki kısıtlılık sürelerinin de dikkate alınmamasına yol açtığı ve malike aşırı bir külfet yüklediği, kamu yararı ile malikin mülkiyet hakkı arasında gözetilmesi gereken adil dengeyi malik aleyhine bozduğu, dolayısıyla itiraz konusu kuralın Anayasanın 13. ve 35. maddelerine aykırı olduğu, birinci fıkrasının iptal edilmesi nedeniyle itiraz konusu ikinci fıkranın uygulanma olanağının kalmadığı belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dışı Muratpaşa Belediye Başkanlığı'nın temyiz istemi bakımından;
Kanun yoluna başvurmada hukuki yarar bulunması, başka bir deyişle, kanun yoluna başvuranın aleyhine kanun yoluna başvurduğu kararın bozulması veya değiştirilmesinde korunmaya değer hukuki menfatinin bulunması şarttır.
Bu durumda; Muratpaşa Belediye Başkanlığı, temyize konu karar ile hasım mevkiinden çıkarıldığından ve lehine olan Mahkeme kararının bozulmasında hukuki menfaati bulunmadığından, temyiz isteminin incelenmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Davacılardan …, …, …, …, … ve …'in temyiz istemleri bakımından;
Dosyanın incelenmesinden; davacı asiller …, …, …, …, … ve … tarafından verilen ve 14/07/2021 tarihinde Danıştay Başkanlığı kayıtlarına alınan dilekçe ile temyiz talebinden vazgeçildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; temyiz isteminin feragat nedeniyle incelenme olanağı kalmaması nedeniyle, temyiz talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir.
Davacılardan …, … ve …'ın temyiz istemleri bakımından;
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Geçici 11. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından yukarıda belirtilen gerekçeyle iptal edilmiş olması karşısında, İdare Mahkemesince, öncelikle sorumlu idare/idareler belirlenerek, uyuşmazlığa konu taşınmazdaki tasarruf imkanının mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde kısıtlanıp kısıtlanmadığı, kısıtlanmışsa bu kısıtlılığın uygulama imar planından mı yoksa özel kanundan (2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu gibi) mı kaynaklandığı, taşınmazın hangi tarih itibariyle edinildiği hususları araştırılarak, uygulama imar planında belirlenen işlevi nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir zaman diliminde kısıtlandığının ve tazminatı gerektirir mağduriyetinin oluştuğunun tespit edilmesi halinde ise; aralarında gayrimenkul değerleme uzmanının da bulunduğu bilirkişi kurulunca, taşınmazın dava tarihindeki cins ve nevi, yüzölçümü, kıymetini etkileyecek bütün nitelik ve unsurları, her unsurun ayrı ayrı değeri, varsa vergi beyanı, varsa resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri, taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri, özel amacı olmayan emsal (uyuşmazlığa konu taşınmazın çevresinin imar planındaki kullanım biçimi, yapılaşma koşulları ve konumları açısından benzer özellikleri olan taşınmazlar arasından seçilmeli, davaya konu taşınmaz kadastro parseli ise; emsal alınacak taşınmaz da kadastro parseli olmalı ya da emsal parsel imar parseli ise, emsal taşınmazda kesilen düzenleme ortaklık payı oranı ölçüsünde davaya konu taşınmaz bedeli düşülerek taşınmazın gerçek bedeli belirlenmeli) satışlara göre satış değeri, bedele etki eden tüm kanuni veriler, imar verileri, taşınmazın özgün nitelik ve kullanım şekli, değeri etkileyen hak ve yükümlülükleri, gayrimenkul üzerinde ayni ve şahsi irtifak hakları ve gayrimenkul mükellefiyetleri vb. bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin belirlenmesi suretiyle taşınmaz bedeli tespit edilerek uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Hukuki el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan davalardan farklı olarak, 3194 ve 2942 sayılı Kanunlar kapsamında açılan davalar olduğundan, hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibariyle talep edilen miktar için, dava tarihinden geçerli olmak üzere, ıslah edilen kısım için ıslah tarihi itibarıyla hesaplanması gerekmektedir.
Öte yandan; davacılardan …'ın 27.10.2011 tarihli satış ile iktisap ettiği 9/1200 paylı hissesi için ise, benzer olaya ilişkin Anayasa Mahkemesinin 15/11/2018 tarihli, Başvuru Numarası:2016/37323 sayılı kararında; İdare Mahkemesince, başvurucuların uyuşmazlık konusu taşınmazları edindikleri tarih itibarıyla taşınmazlar için kısıtlılık durumunun mevcut olduğu, bu bağlamda mülkiyet hakkının geçmişte belirli bir süre engellenmiş olması durumunun eski malikler açısından gerçekleşmiş olmasına rağmen daha sonraki satış işlemleri sonucu taşınmazları edinen başvurucular açısından kısıtlılık halinden kaynaklanan ve tazminatı gerektirir mağduriyetin gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine bulunulan bireysel başvuru sonucunda, başvuruculara ait taşınmazların uygulama imar planında kamu hizmeti alanına ayrıldığı, başvurucuların bu taşınmazları daha sonraki bir tarihte satış yoluyla edinmiş oldukları, taşınmazların maliki oldukları tarihten itibaren beş yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen taşınmazların halen kamulaştırılmadığı ve kendilerine herhangi bir tazminat da ödenmediği dikkate alındığında başvurucuların mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna varılarak mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.
Bu itibarla; dava konusu taşınmazın ilk olarak 05.09.1999 onay tarihli 1/1000 ölçekli imar planında Meslek Lisesi alanına ayrılarak mülkiyet hakkının kısıtlanmış olduğu, imar planının uygulanması için geçmesi gereken 5 yıllık sürenin dolmuş olmasına rağmen davalı idare tarafından taşınmazdaki kısıtlılığın giderilmemesi karşısında, davacı için mülkiyet hakkının belirsiz bir süre ile kısıtlandığının kabulü gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığının temyiz istemi bakımından ise; bozmaya uyulması durumunda yeniden yapılacak yargılamada yargılama giderleri hususunda da yeniden karar verilmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının yargılama giderlerine ve vekalet ücretine ilişkin kısmının da bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacılardan …, … ve …'ın temyiz istemlerinin kabulüne, davalı Milli Eğitim Bakanlığı'nın yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen reddine, kısmen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davacılardan …, … ve …'a ilişkin kısımları ile yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin kısımlarının BOZULMASINA; temyiz isteminden feragat eden diğer davacılar …, …, …, …, … ve … yönünden temyiz istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA; dava dışı Muratpaşa Belediye Başkanlığı yönünden ise temyiz isteminin İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 15/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.