
Esas No: 2020/2379
Karar No: 2021/9656
Karar Tarihi: 15.09.2021
Danıştay 6. Daire 2020/2379 Esas 2021/9656 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/2379
Karar No : 2021/9656
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … - …
2- … Bakanlığı - ANKARA
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinde kalan İzmir ili, Çeşme ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, …parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanın acele kamulaştırılmasına dair 24.01.2020 tarihli, 2054 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, dayanağı olan 12.09.2019 tarihli, Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin tespit ve ilan edilmesine ilişkin 1532 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının ilgili kısımları ile 11.02.2020 tarihli, 2103 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …'NUN DÜŞÜNCESİ : Dava, Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinde kalan İzmir ili, Çeşme ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, …parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanın acele kamulaştırılmasına dair 24.01.2020 tarihli, 2054 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, dayanağı olan 12.09.2019 tarihli, Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin tespit ve ilan edilmesine ilişkin 1532 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının ilgili kısımları ile 11.02.2020 tarihli, 2103 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Uyuşmazlığın 24.01.2020 tarihli, 2054 sayılı Cumhurbaşkanı Kararına yönelik kısmında;
Dosyanın incelenmesinden, 13/05/2020 günlü, 31126 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 12/05/2020 günlü, 2523 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile "Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi" kapsamındaki bazı taşınmazların Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından acele kamulaştırılması hakkındaki 24/01/2020 tarihli ve 2054 sayılı Cumhurbaşkanı kararının yürürlükten kaldırılmasına, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi gereğince karar verildiği anlaşıldığından, bakılmakta olan davanın bu kısmının konusunun kalmadığı sonucuna varılmıştır.
Uyuşmazlığın 12.09.2019 tarihli, Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin tespit ve ilan edilmesine ilişkin 1532 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 11.02.2020 tarihli, 2103 sayılı Cumhurbaşkanı Kararına yönelik kısmına gelince;
Uyuşmazlıkta; 12.09.2019 tarihli, Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin tespit ve ilan edilmesine ilişkin 1532 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 11.02.2020 tarihli, 2103 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının halen yürürlükte olduğu anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesi ile göndermede bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307. maddesinde feragat; davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış; 309. maddesinin 1. fıkrasında feragat ve kabulün, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılacağı, 311. maddesinde de feragat ve kabulün, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı kurala bağlanmıştır. Anılan hükmün, idari davaların nitelikleri dikkate alınarak ve idari dava türleri ile bağdaştığı ölçüde uygulanabileceği açıktır.
Davacı vekilinin 06.07.2021 tarihinde kayda giren dilekçesinde, davanın 12.09.2019 tarihli, Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin tespit ve ilan edilmesine ilişkin 1532 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 11.02.2020 tarihli, 2103 sayılı Cumhurbaşkanı Kararına ilişkin kısmından feragat edildiği dolayısıyla davadan vazgeçildiği bildirmiştir.
İdari dava türlerinden olan iptal davaları; bireysel hakkı ihlal eden, somut, subjektif nitelikteki idari işlemlere veya ortada herhangi bir hak ihlali olmaksızın bireyin menfaat ilgisinin kurulabildiği çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren idare işlemlere karşı açılabilmektedir. Bireysel hakkın ihlaline dayanmayan, kamu yararını yakından ilgilendiren konularda açılan iptal davaları, objektif ve soyut nitelikte olup; bütünüyle kamu yararını amaçlamaktadır. Dolayısıyla iptal davalarında feragat isteminin de kamu yararı ölçütü kullanılarak karara bağlanması gerekmektedir.
Bireysel hakların ihlaline dayanan iptal davalarında davacının herhangi bir kısıtlama olmaksızın davasından feragat edebileceğinde duraksama bulunmamaktadır. İdari Yargıda iptal davası, kural olarak ilgililerin hak ve menfaatini korumanın yanında, yürütme ve idarenin hukuka uygun davranmasını gerçekleştirmeye yönelik olup, bu davalardan beklenen amaç hukuk devleti ilkesinin sağlanmasıdır. Toplumu ilgilendiren idari işlemlere karşı açılan iptal davaları kamusal nitelik taşıdığından, bu tür davalar açıldıktan sonra davacıların kişisel davalarda olduğu gibi davadan feragatinin kabul edilmemesi gerekmektedir.
Uyuşmazlığın konusuna göre feragat değerlendirildiğinde; davanın bölgenin tamamı gözönünde bulundurularak bireysel yarar ölçütünden ziyade objektif ölçütlerle kamu yararının korunması amacı doğrultusunda dava açan davacı tarafından feragat edilmesinde kamu yararı bulunmadığından feragat istemi yerinde görülmeyerek uyuşmazlığın esasına geçildi.
Davacı tarafından taşınmazının bulunduğu Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi olarak ilan edilen alanın, tarihi ve kültürel değerlerin yoğun olarak yer aldığı ve /veya turizm potansiyelinin yüksek olduğu yerlerden olmayıp tam tersine "nitelikli doğal koruma alanı" vasfında olduğu 1/100.000 ölçekli planda da "Doğal Sit Alanı" içinde kaldığı, son derece özgün ve çeşitlilikler barındıran bir eko-sisteme sahip olduğu, kırsal yaşam özellikleri taşıdığı, doğal yapısının korunup sürdürülmesi gerektiği, yaban hayvanlarının barınma beslenme ve üreme ihtiyaçlarını sağlayan korunacak türlerin yayılma alanında olan, aynı zamanda Ülkenin en tanınmış turistik bölgesinde kalan alana yönelik tesis edilen turizm koruma ve gelişim bölgesi ilanıyla tek baskın kullanımın turizm olacağı, doğal peyzajın, ağaç varlığının tarımsal üretime dayalı diğer ekonomik sektörlerin hayvancılık faaliyetlerinin zarar göreceği, endemik canlıların zarara uğrayacağı, nüfus artışını bölgenin kaldıramayacağı, su kıtlığı yaşanacağı belirtilmiş ise de; kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi ilanındaki hukuka aykırılıkların somut olarak ortaya konulamadığı, yapılan değerlendirmelerdeki olumsuzlukların ise imar planı kararlarıyla ortadan kaldırılabileceği, anılan iddiaların ancak imar planları incelenirken irdelenmesi gerektiği, öte yandan dava konusu işlemin bir sınır tespiti olması nedeniyle yapılacak planlarla bölgenin hem davacı tarafından vurgulanan doğal yapısının korunup bir taraftan da turizm potansiyelinin geliştirilebileceği sonucuna ulaşıldığından Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ilanına ilişkin işlemde bu haliyle hukuka ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın 24.01.2020 tarihli, 2054 sayılı Cumhurbaşkanı Kararına yönelik kısmında konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, 12.09.2019 tarihli, Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin tespit ve ilan edilmesine ilişkin 1532 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 11.02.2020 tarihli, 2103 sayılı Cumhurbaşkanı Kararına yönelik kısmı hakkında açılan davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinde kalan İzmir ili, Çeşme ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanın acele kamulaştırılmasına dair 24.01.2020 tarihli, 2054 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, dayanağı olan 12.09.2019 tarihli, Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin tespit ve ilan edilmesine ilişkin 1532 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının ilgili kısımları ile 11.02.2020 tarihli, 2103 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu işlemlerden 24.01.2020 tarihli, 2054 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı yönünden;
13/05/2020 günlü, 31126 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 12/05/2020 günlü, 2523 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile "Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi" kapsamındaki bazı taşınmazların Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından acele kamulaştırılması hakkındaki 24/01/2020 tarihli ve 2054 sayılı Cumhurbaşkanı kararının yürürlükten kaldırılmasına, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi gereğince karar verildiği anlaşıldığından, bakılmakta olan davanın bu kısmının konusunun kalmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava konusu işlemlerden 12.09.2019 tarihli, Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin tespit ve ilan edilmesine ilişkin 1532 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 11.02.2020 tarihli, 2103 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı yönünden ise;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesiyle atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307. maddesinde, feragat, davacıların talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış; 309. maddesinde, feragat beyanının dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılacağı; 310. maddesinde, feragatin hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği; 311. maddesinde, feragatin kesin hüküm gibi hukukî sonuç doğuracağı; 312. maddesinde ise, feragat beyanında bulunan tarafın davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı vekili tarafından verilen ve 08/07/2021 tarihinde Danıştay Genel Yazı İşleri Müdürlüğü kayıtlarına giren dilekçe ile dava konusu işlemlerden 12.09.2019 tarihli, Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin tespit ve ilan edilmesine ilişkin 1532 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 11.02.2020 tarihli 2103 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı yönünden davadan feragat edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin yollamada bulunduğu Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 311. maddesi uyarınca feragat kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğuracağından, bahsi geçen işlemler yönünden feragat sebebiyle dava hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Konusu kalmayan DAVA HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2.Ayrıntısı aşağıda gösterilen …-TL yargılama giderlerinin, haklılık oranına göre 1/3 kısmına isabet eden …-TL'sinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, bakiye …-TL'lik kısmının ise davacı üzerinde bırakılmasına,
3.492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 22. maddesi gereğince yatırılan maktu karar harcının üçte ikisine tekabül eden …-TL harcın mahsubu sonucu kalan …-TL karar harcı ile kullanılmayan …-TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine,
4.Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5.Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 15. maddesi uyarınca feragat dilekçesi verilmeden önce davalı idareler tarafından süresinde savunma dilekçesi verildiği görüldüğünden, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan tarife uyarınca …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6.Dava konusu işlemlerden 24.01.2020 tarihli, 2054 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı, davanın açılmasından sonra davalı idare tarafından yürürlükten kaldırıldığından, bu işlem yönünden davalı idare tarafından davanın açılmasına sebebiyet verilmiş olması sebebiyle, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7.Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 15/09/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X)
Dosyanın incelenmesinden; davacının feragatine konu olan 12.09.2019 tarihli, Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin tespit ve ilan edilmesine ilişkin 1532 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 11.02.2020 tarihli, 2103 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının halen yürürlükte olduğu anlaşılmaktadır.
İdari dava türlerinden olan iptal davaları; bireysel hakkı ihlal eden, somut, subjektif nitelikteki idari işlemlere veya ortada herhangi bir hak ihlali olmaksızın bireyin menfaat ilgisinin kurulabildiği çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren idare işlemlere karşı açılabilmektedir. Bireysel hakkın ihlaline dayanmayan, kamu yararını yakından ilgilendiren konularda açılan iptal davaları, objektif ve soyut nitelikte olup; bütünüyle kamu yararını amaçlamaktadır. Dolayısıyla iptal davalarında feragat isteminin de kamu yararı ölçütü kullanılarak karara bağlanması gerekmektedir.
İdari Yargıda iptal davası, kural olarak ilgililerin hak ve menfaatini korumanın yanında, yürütme ve idarenin hukuka uygun davranmasını gerçekleştirmeye yönelik olup, bu davalardan beklenen amaç hukuk devleti ilkesinin sağlanmasıdır. Toplumu ilgilendiren idari işlemlere karşı açılan iptal davaları kamusal nitelik taşıdığından, bu tür davalar açıldıktan sonra davacıların kişisel davalarda olduğu gibi davadan feragatinin kabul edilmemesi gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta; davanın bölgenin tamamı gözönünde bulundurularak bireysel yarar ölçütünden ziyade objektif ölçütlerle kamu yararının korunması amacı doğrultusunda dava açan davacı tarafından feragat edilmesinde kamu yararı bulunmadığından, feragat istemi kabul edilmeyerek, uyuşmazlığın esası incelenerek karar verilmesi gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
