
Esas No: 2016/14123
Karar No: 2021/4048
Karar Tarihi: 15.09.2021
Danıştay 4. Daire 2016/14123 Esas 2021/4048 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/14123
Karar No : 2021/4048
TEMYİZ EDEN TARAFLAR: 1- …
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle vergi inceleme raporuna istinaden re'sen tarh edilen 2010/ 05, 07, 08 ,09, 10. dönem vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacıya ihtilaflı dönemde fatura düzenleyen Cumhuriyet Vergi Dairesi mükellefi, … Digital Baskı ... Ltd. Şti. hakkındaki tespitlerden, adı geçen mükellefin düzenlediği faturaların gerçek bir mal ve hizmet teslimine dayanmadığı görüldüğünden tarhiyatın bu kısmında hukuka aykırılık, Yenimahalle Vergi Dairesi mükellefi, … ve Kızılbey Vergi Dairesi mükellefi, … hakkındaki tespitlerin ise bu mükelleflerin, düzenledikleri faturaların, sahte olduğunu ortaya koymadığından, bu mükelleflere ait faturalara dayalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, söz konusu faturaların gerçek bir alışverişe dayandığı, Mahkeme kararının aleyhe olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI :Davalı idare tarafından, idarece yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, Mahkeme kararının aleyhe kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacı temyiz istemi yönünden harç eksikliği giderilmediğinden temyiz edilmemiş sayılmasına, davalı idarenin temyiz isteminin ise kabul edilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacının temyiz istemi yönünden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 4001 sayılı Kanunla değiştirilen 46. maddesinin 2. fıkrasında, vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay'da temyiz yoluna başvurulabileceği; 48. maddesinin 3. fıkrasında, temyiz dilekçelerinin, ilgisine göre kararı veren mahkemeye, Danıştaya veya bu Kanunun 4. maddesinde belirtilen mercilere verileceği, kararı veren mahkeme veya Danıştayca karşı tarafa tebliğ edileceği, karşı tarafın tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde cevap verebileceği, cevabı verenin, kararı süresinde temyiz etmemiş olsa bile düzenleyeceği temyiz dilekçesinde, temyiz isteminde bulunabileceği, bu takdirde verilen dilekçelerin ise temyiz dilekçesi yerine geçeceği düzenlenmiştir.
Aynı Kanunu'nun 48. maddesinin 6. bendinde, ''temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödenmemiş olması halinde, kararı veren mercii tarafından tarafından verilecek yedi günlük süre içerisinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçilmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirileceği, verilen süre içinde harç ve giderlerin tamamlanmadığı takdirde, mahkeme ya da ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesince, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verileceği, Mahkemenin veya Danıştay dairesinin bu kararları ile bu maddenin 2. fıkrasında belirtilen temyiz isteminde bulunulmamış sayılmasına ilişkin kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği" hükmüne yer verilmiştir.
İncelenen dosyada; temyize konu Vergi Mahkemesi kararının 03/06/2016 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafından süresi içinde temyiz talebinde bulunulmadığı, davalı idare temyiz dilekçesinin, davacıya 06/06/2016 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davacı tarafından 13/06/2016 tarihli dilekçe ile temyize katılma yoluyla talebinin bulunduğu, davacının temyiz harcını yatırmadığının tespit edilmesi üzerine, harç eksikliğinin tamamlanmasına ve istenilen harç eksikliğinin tamamlanmadığı taktirde, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun'un 48/6. maddesi uyarınca temyiz isteminde bulunulmamış sayılmasına karar verileceği hususunu içeren 11/06/2021 tarihli yazı ile ihtarda bulunulduğu, bu yazının 16/06/2021 tarihinde davacıya tebliğ edilmesine rağmen harç eksikliğinin giderilmediği anlaşıldığından, davacı yönünden, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına;
Davalı idarenin temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Davacı adına fatura düzenleyen,
Kızılbey Vergi Dairesi mükellefi … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda; kırtasiye ürünleri toptan ticareti faaliyeti ile iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis edildiği, adı geçen mükellefin, 23 adet iş emri ile sahte belge düzenleme ve kullanma yönünden incelenmesinin istenildiği, mükellef tarafından 02/11/2012 tarihinde yasal defter ve belgelerin incelemeye ibraz edildiği, yevmiye defterindeki son kayıt tarihinin 31/08/2010 olduğunun görüldüğü, 29/01/2007 tarihli yoklamada, iş yerinde muhtelif büro malzemelerinin bulunduğu, toptan kağıt alım satımı yapılacağı, ücretli çalışan işçinin olmadığı; 21/08/2007 tarihli yoklamada, mükellefin iş yerini boşaltarak ayrılmış olduğunun komşuları tarafından beyan edildiği; yeni adresinde yapılan 13/08/2007 tarihli yoklamada, iş yerinde kağıt alım satımı faaliyetine devam ettiği, 18 palet kağıt olduğu, iş yerinin büro olarak kullanıldığı ancak yoklama anında masa, sandalye, telefon bulunmadığı; 14/09/2007 tarihli yoklamada, faaliyetine devam ettiği, çalışan işçisi, başka şubesi ve deposu olmadığı, aylık kirasının 800,00 TL olduğu; 25/05/2009 tarihli yoklamada, toptan kağıt satışı yaptığı, iş yerinde çeşitli matbaa kağıtlarının bulunduğu, işçisinin olmadığı; 10/10/2009 tarihli yoklamada, iş yerine defalarca gidildiği ancak sürekli kapalı olduğu, iş yeri önünde … Kağıtçılık adında tabela bulunduğu, görüşme mektuplarına cevap verilmediği; 27/10/2009, 28/04/2010 ve 15/05/2010 tarihli yoklamalarda, iş yerinin sürekli kapalı olduğunun tespit edildiği; 26/10/2009 tarihinde mükellefin ikametgah adresine gidildiği, bu adreste de başka bir kişinin ikamet ettiğinin ve muhtarlık kayıtlarında da adının olmadığının görüldüğü; yeni adresinde yapılan 14/07/2010 tarihli yoklamada, 17/06/2010 tarihinden itibaren bu adreste toptan matbaa kağıtları ve promosyon işi ile ilgili faaliyet gösterdiği, iş yerinin büro niteliğinde olduğu, emtialar için ileride depo tutulacağı, 1 sigortalı işçi çalıştırıldığı, iş yerinin aylık kirasının 150,00 TL olduğu; 08/03/2011 tarihli yoklamada, iş yerine defalarca gidilmesine rağmen iş yerinin uzun zamandan beri kapalı olduğu; 09/08/2012 tarihli yoklamada, iş yerinin 30/09/2011 tarihinden beri kapalı olduğu; 27/01/2012 ve 02/01/2012 tarihli yoklamalarda, iş yerinin 8-10 aydır boş ve kapalı olduğu; mükellefin ikametgah adresinde 17/03/2012 tarihinde yapılan yoklamada, başka bir şahsın yaşadığının tespit edildiği, mükellefin ifadesinde; uygun kirası olan yerlere taşındığını, şu an her hangi bir iş yeri olmadığını beyan ettiği, 2008 ila 2013 yıllarına ait defterlerinin noter tasdikli olduğu, mükellefin BA formu ile bildirdiği emtia alımlarının, 2008 yılında %15' inin, 2009 yılında %87' sinin, 2010 yılında %95' inin, 2011 yılında ise %99' unun hakkında sahte fatura düzenlediği yönünde rapor veya olumsuzluklar bulunan mükelleflerden yapıldığı, katma değer vergisi matrahlarının çok yüksek olmasına rağmen ödenmesi gereken verginin hiç çıkmadığı veya az çıktığı, tahakkuk eden vergileri ödemediği, 2008 ve 2009 yılına ait bilanço dökümü kendisine sorulduğunda bunun gerçek durumunu yansıtmadığını, muhasebe yanlışlığı olduğunu kabul ettiği, 2007, 2008, 2009 yılları için 6111 sayılı Kanun kapsamında matrah arttırımında bulunulduğu, tahsilatları yaparken ödeme yapan şirket temsilcisi ile birlikte bankaya gidildiği ve birinin parayı yatırıp birinin parayı tekrar çektiğinin tespit edildiği, bilanço hesabına göre son 5 yılda kasasında ortalama 748.302,16 TL para göründüğü, ancak mükellefin böyle bir para olmadığını beyan ettiği, senetsiz ticari alacağının 7.030.329,08 TL, senetsiz ticari borcunun ise 7.995.645,79 TL olarak göründüğü, ancak mükellefin alacak ve borcunun 30.000,00 TL - 40.000,00 TL civarında olduğunu beyan ettiği, şahıs işletmesi olmasına rağmen bilançoda diğer ortaklara borç yekünü olduğu, bilançosunda 283.485,92 TL ticari mal, 345.761,90 TL değerinde alınan sipariş avansı göründüğü, ancak mükellefin beyanında böyle bir malı ve siparişi olmadığını beyan ettiği, bilançoda taşıt görünmesine rağmen gerçekte aracı olmadığını beyan ettiği tespitlerine yer verilerek, mükellefin 01/01/2009 tarihinden itibaren komisyon karşılığı sahte fatura ticareti yaptığı, ancak firma ya da şahıs bazında yıllık fatura toplamı katma değer vergisi hariç 30.000,00 TL'nin altında kalan satışlarının gerçek olduğu, bu tutarın üzerindeki satışlarının ise sahte fatura olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna varıldığı görülmüştür.
Yukarıda yer verilen tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, adı geçen mükellefin yüksek tutarlı katma değer vergisi matrahları beyan etmesine rağmen, anılan hasılatları yapabilecek ticari organizasyonunun olmadığı, sürekli adres değiştirdiği, mal ve hizmet alımı yaptığını bildirdiği mükelleflerin çoğu hakkında sahte fatura düzenledikleri yönünde tanzim edilmiş raporlar veya olumsuz tespitler bulunduğu, elde edilen yüksek cirolara rağmen tahakkuk eden düşük tutarlı vergi borçlarını ödemediği ve mükellef tarafından çelişkili ifadelerde bulunulduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda anılan mükellefin düzenlediği belgelerin gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte belgeler olduğu sonucuna varılmış olup, aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Yenimahalle Vergi Dairesi mükellefi … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda; kırtasiye ürünleri toptan ticareti faaliyeti ile iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis edildiği, 15/04/2009 tarihli işe başlama yoklamasında, iş yerinin 80 m² olduğu, çalışan ücretli işçi bulunmadığı, iş yerinde muhtelif ebatta matbaa kağıdının koli halinde bulunduğu, toptan satış yapıldığı, muhasebecisinin İlhan Kalkan olduğu; 25/10/2010 tarihli yoklamada, mükellefin, şube, depo, ambar ve ardiyesinin bulunmadığı, iş yerinin yaklaşık 110 m², iş yeri kirasının 250- TL olduğu; 28/01/2011 tarihinde yapılan yoklamada, adreste mükellefin mevcut olmadığı, faaliyetine devam etmediği, 31/12/2010 tarihinde işi bıraktığı, aynı iş yeri adresinde … Karton Bujiteri Ltd. Şti.'nin faaliyette bulunduğu; mükellefin 27/04/2009- 28/04/2010 arasındaki emtia ve hizmet alımlarının, %44'ü hakkında sahte fatura düzenlediği yönünde rapor veya olumsuzluklar bulunan mükelleflerden yapıldığı, 2009-2010-2011 yıllarında BS bildiriminde bulunmadığı, mükelleften söz konusu yıllarda emtia veya hizmet satın alan diğer mükelleflerin BA bildirimleri ile mükellefin beyan ettiği katma değer vergisi matrahlarının uyumsuz olduğu, mükellefin faal olduğu 21 aylık dönemde KDV matrahı toplamının 749.509,80 TL olmasına rağmen düzenlenmiş olduğu fatura tutarının 59.942.904,20 TL olduğu, düzenlemiş olduğu tüm faturaların gerçek olmadığı, mükellef tarafından defter ve beyanlarına yansımayan ve alıcı firmalar tarafından kullanıldığı tespit edilen satış faturalarının faaliyet hacmi ile orantısız ve faaliyeti dışında düzenlenen faturalar olduğu, 2010 yılı yasal defter ve dökümü yapılan alış ve satış faturaları haricinde, sonraki tarihlerde düzenlenen 2010 yılı alış ve satış faturalarının ibrazı için defter belge isteme yazsının mükellefe tebliğ edilmesine rağmen, ibraz edilmediği, 29/04/2010 tarihinden itibaren mükellefin gerçek satışları olabileceği, mükellefin ibraz etmiş olduğu defter ve belgelerde yer almayan ve satışların gerçek olabileceği kanaati hasıl olan mükelleflere düzenlenen faturalar haricinde, anılan mükelleften mal aldığını beyan eden mükelleflere düzenlenen faturaların gerçekte bir mal ve hizmet hareketi olmaksızın komisyon karşılığında düzenlenen faturalar olduğu sonucuna varıldığı görülmüştür.
Yukarıda yer verilen tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, adı geçen mükellefin işçi çalıştırmadığı, şube ve deposunun bulunmadığı, yüksek tutarlı katma değer vergisi matrahları beyan etmesine rağmen, anılan hasılatları yapabilecek ticari organizasyonunun olmadığı, mal ve hizmet alımı yaptığını bildirdiği mükelleflerin bir çoğu hakkında vergi tekniği raporu tanzim edildiği, ''davacının da'' 2010 yılı 09. ve 10. dönemlerinde adı geçen mükelleften fatura aldığı döneme ait defter ve belgelerin ibraz edilmesi için gönderilen defter belge isteme yazısının mükellefe tebliğ edilmesine rağmen ibraz edilmediği, davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda yer verilen kurum temsilcisine ait beyanda '' şahsı, geçmiş zaman olduğundan hatırlamıyor olduğu'', davacının da, adı geçen mükellef hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda incelemeye sevk edilen mükellefler arasında bulunanların fatura düzenlediği hususları göz önünde bulundurulduğunda anılan mükellefin düzenlediği belgelerin gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte belgeler olduğu sonucuna varılmış olup, aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacı yönünden, kararın temyiz edilmemiş SAYILMASINA,
2.Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
3. Mahkeme kararının, … ve … tarafından düzenlenmiş faturalara ilişkin kısmın, …'nin karşı oyu ve oy çokluğuyla BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
6.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/09/2021 tarihinde karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının, … ve …'dan alınan faturalara isabet eden cezalı tarhiyat nedeniyle verilen kabul kararının bu kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin söz konusu mükelleflerden alınan faturalara isabet eden cezalı tarhiyat kısmı yönünden reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
