
Esas No: 2021/1100
Karar No: 2021/1486
Karar Tarihi: 20.09.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1100 Esas 2021/1486 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1100
Karar No : 2021/1486
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Barosu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 09/12/2020 tarih ve E:2020/5425, K:2020/6025 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 28/03/2020 tarih ve 31082 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Mersin İli, Akdeniz İlçesi'nde bulunan ve sınırları karara ekli haritada gösterilen alanın 4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu'nun 4/Ç maddesi uyarınca …Tarım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi … Endüstri Bölgesi olarak ilan edilmesine ilişkin 27/03/2020 tarih ve 2318 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'nın iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 09/12/2020 tarih ve E:2020/5425, K:2020/6025 sayılı kararıyla;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi, Anayasa'nın kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını düzenleyen 135. maddesi, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 76., 95. ve 111. maddelerinden bahsedilerek;
Mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı'nın avukatlık mesleği ile ilgili herhangi bir düzenleme getirmediği, 1136 sayılı Kanun'un 76. ve 95. maddelerinde barolara verilen "hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak" görevinin ise barolara avukatlık mesleği ile ilgili olmayan konularda tek başına dava açma imkanı vermediği dikkate alındığında, davacı Mersin Barosunun dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı'na karşı dava açma ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davaya ait dilekçede ileri sürülen hukuka aykırılık nedenleri dikkate alındığında, Baro tarafından açılan davanın, genel kamu yararı ve düzeni ile ilgili bulunduğunun açık olduğu, hukukun üstünlüğünü koruma görevi ve yükümlülüğü bulunan Baronun dava açma ehliyeti bulunduğu, ayrıca dava konusu işlemle ilgili olarak alınan ÇED olumlu kararının iptali istemiyle açılan davada yürütmenin durdurulması yönünde karar verildiği belirtilerek Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 09/12/2020 tarih ve E:2020/5425, K:2020/6025 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 20/09/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 76. maddesinde; baroların, avukatlık mesleğine mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, avukatlık mesleğinin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak amacıyla kurulmuş meslek kuruluşları olduğu belirtilmiş iken 10/05/2001 tarih ve 24398 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4667 sayılı Kanun ile 1136 sayılı Kanun'un 76. maddesinde değişiklik yapılarak; barolar, avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak, meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olarak tanımlanmış; 1136 sayılı Kanun'un Baro Yönetim Kurulunun görevlerinin düzenlendiği 95. maddesine yine 4667 sayılı Kanun ile eklenen 21. bentte de, yönetim kurulunun, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmakla görevli olduğu belirtilmiştir.
1136 sayılı Kanun'un 76. ve 95. maddelerinde yapılan ve yukarıda açıklanan yasal değişiklikten sonra baroların; mesleki bir örgüt olmanın ötesinde hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak gibi bir işlev yüklenmesi nedeniyle diğer meslek örgütlerinden farklı bir konuma sahip olduğu açıktır.
Danıştay kararları ışığında konuya bakıldığında; Avukatlık Kanunu'nda yapılan değişiklikten sonra açılan davalarda dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı saptanırken, iptal davasının genel amacının yanı sıra dava konusu idari işlemin, hukukun üstünlüğünü, hukuk devleti ilkesini, genel kamu yararı, Anayasa ile koruma altına alınan eşitlik, kişinin dokunulmazlığı, özel hayatın gizliliği, kanunsuz suç ve ceza olamayacağı gibi temel insan haklarını ihlal edip etmediğine ve yargı kararlarının uygulanmaması veya geçersiz kılınması gibi hukuk devleti ilkesini zedeleyen bir durumun olayda söz konusu olup olmadığına bakılarak menfaat ilgisinin olaya özgü, ancak daha geniş yorumlandığı görülmektedir.
Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun, Baronun açtığı başka bir davada 07/04/2005 tarih ve E:2003/417, K:2005/234 sayılı kararıyla; hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmakla görevli bulunan Baronun, dava konusu Yönetmelik hükümleri ile Anayasa'nın eşitlik ilkesi, kişinin dokunulmazlığı ilkesi, özel hayatın gizliliği ilkesi, kanunsuz suç ve ceza olamayacağı ilkesi, temel hak ve özgürlüklerin ancak Kanunla sınırlanabileceği ilkesinin ihlal edildiğini, öğrenim özgürlüğünün engellendiğini öne sürerek bakılan davayı açtığı göz önünde bulundurulduğunda, iptalini istediği Yönetmelik hükümleri ile menfaat ilgisinin bulunduğunun açık olduğu gerekçesiyle davacının dava açma ehliyetinin bulunduğu kabul edilmiştir.
Dava açma ehliyeti, davanın esasının incelenebilmesinin ön koşuludur. Bu aşamada davacı iddialarının hukuken doğru olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılamaz. Davada menfaat ihlalinin olup olmadığının saptanabilmesi için, öncelikle davacının iddialarına bakılması gerekmektedir.
28/03/2020 tarih ve 31082 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Mersin İli, Akdeniz İlçesi'nde bulunan ve sınırları karara ekli haritada gösterilen alanın 4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu'nun 4/Ç maddesi uyarınca …Tarım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi … Endüstri Bölgesi olarak ilan edilmesine ilişkin 27/03/2020 tarih ve 2318 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'nın iptali istemiyle ve uyuşmazlık konusu yer hakkında alınan ÇED olumlu kararının hukuka aykırı olduğu, özel endüstri bölgesi olarak ilan edilen yerin imar planlarına aykırı olduğu, alanda kamuya ait park ve yeşil alan ile belediye hizmet alanının bulunduğu, dava konusu işlemle, Mersin İli ticaret hacminin kısıtlandığı, ulaşıma yönelik çözümlerin kısıtlandığı, Mersin Serbest Bölgesi ve Mersin Limanının ihtiyaç duyduğu yeni depolama alanlarına yönelik gelişimin engellendiği, bölgede kurulması planlanan tesise yaklaşık 10 km mesafede bulunan Mersin Tarsus Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesine yapılan ve yapılacak turizm yatırımlarının ve sahil kısmında bulunan kaplumbağa yuvalama alanlarının olumsuz etkileneceği, koruma altındaki karetta karettaların yaşam alanlarının yok olacağı, Mersin Limanının verimliliğinin ve gelişiminin olumsuz etkileneceği, Mersin Serbest Bölgesinin genişlemesinin durdurulacağı, Özel Endüstri Bölgesi sınırlarında kalan bir kısım parselin Mersin Büyükşehir Belediyesince yapımı planlanan Serbest Bölge-Mezitli Raylı Sistem projesi ile çakıştığı, 1/5000 ölçekli nazım imar planı kararları ile kentin doğu kesiminde münferiden tesisleşmiş bulunan sanayi tesis ve yatırımlarının olabildiğince mevcut durumları ile korunduğu ve gelişmesinin kısıtlandığı, dava konusu kararın 4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu ve ilgili Yönetmelik'te aranan şartları taşımadığı, çevredeki tarım alanları ve yerleşim bölgeleri için yaşamsal tehlike yarattığı, ÇED raporunda denize deşarj edileceği ifade edilen kullanıma uygun olmayan suların deniz ekosistemini bozacağı ve Karaduvar bölgesinde yaygın olan balıkçılık sektörünü olumsuz etkileyeceği, yeraltı su kalitesini olumsuz etkileyebileceği, taban suyunun tuzlanmasına yol açması halinde toprağın çoraklaşacağı, tuzlanma nedeniyle ürün ekimi tercihlerinin değişmek zorunda kalacağı, verimlilik ve gelir kaybı oluşacağı, tesisin kurulması düşünülen bölge civarında bir çok sanayi tesisinin bulunduğu ve tüm bu tesislerin yaratacağı emisyon ve kirlilik değerlerinin kümülatif olarak değerlendirilmesi gerektiği, yer seçiminin hatalı olduğu, 4737 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi uyarınca mevcut Organize Sanayi Bölgesi'nin Endüstri Bölgesi olarak ilan edilebileceği, İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik hükümlerine riayet edilmediği, uluslararası hukuk ve sözleşmelerin görmezden gelindiği iddialarıyla açılan davanın, hukuka aykırılık nedenleri dikkate alındığında, genel kamu yararı ve düzeni ile ilgili bulunduğu açıktır.
Bu nedenle, işlemin değinilen niteliği ve hukukun üstünlüğünü koruma görevi ve yükümlülüğü bulunan davacı Baronun, dava açma ehliyeti bulunduğundan, işin esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi için Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.