
Esas No: 2021/1079
Karar No: 2021/1484
Karar Tarihi: 20.09.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1079 Esas 2021/1484 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1079
Karar No : 2021/1484
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Barosu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ: Huk. Müş. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 21/10/2020 tarih ve E:2020/6389, K:2020/4513 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 20/03/2020 tarih ve 31074 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar"ın 2. maddesi ile değiştirilen 14/05/2015 tarih ve 29355 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin, 3. maddesi ile ana Genel Şartların değiştirilen B.2. maddesinin 2.1. fıkrasının; 4. maddesi ile ana Genel Şartların değiştirilen C.7 maddesinin, 6, 7. ve 8. maddesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 21/10/2020 tarih ve E:2020/6389, K:2020/4513 sayılı kararıyla;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2., 14. ve 15. maddeleri, Anayasa'nın kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını düzenleyen 135. maddesi, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 76. ve 95. maddelerinden bahsedilerek;
Dava konusu düzenleme ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında değişiklik yapıldığı; davacı Baro tarafından, hukukun üstünlüğünü sağlamakla görevli meslek kuruluşu olan İstanbul Barosunun hukuka açıkça aykırı bulunan ve kamu yararını ihlal eder mahiyetteki işlemlerin iptaline ilişkin davalarda taraf ehliyetini haiz olduğu, hukuk devleti ilkesine aykırı olarak zarar gören sigortalılar aleyhinde yapılan ve böylelikle genel kamu yararını ilgilendiren davaya konu işlemin iptalini istemekte dava açma ehliyetinin bulunduğu ileri sürülerek bakılan davanın açıldığı, ancak dava konusu düzenlemenin, Baronun ve avukatlık mesleği mensuplarının (üyelerinin) ne tür bir menfaatini ihlâl ettiğinin ortaya konulamadığı gibi, davacı Baronun dava konusu genel şartlara tabi aracının da olmadığının görüldüğü,
Baroların Avukatlık Kanunu'nun 76. maddesinde sayılan görevleri göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu Yönetmeliğin, davacı Baro tüzel kişiliğinin hak ve menfaatlerini doğrudan etkilemediği gibi, avukatlık mesleğine yönelik herhangi bir düzenleme de getirmediği; öte yandan, anılan Kanun ile barolara verilen, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak görevinin ise barolara avukatlık mesleği ile ilgili meşru, güncel ve kişisel alâkası bulunmayan her konuda tek başına dava açma imkânı vermeyeceği dikkate alındığında, dava konusu düzenleme ile ... Barosu Başkanlığının menfaat alâkasının bulunmadığının açık olduğu,
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 11/03/2020 tarih ve E:2019/3457, K:2020/686 sayılı ve 27/12/2019 tarih ve E:2019/2952, K:2019/7042 sayılı kararlarının da bu yönde olduğu,
Bu itibarla; 20/03/2020 tarih ve 31074 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar"ın iptali istemiyle açılan davada davacı Baronun dava açma ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Avukatlık Kanunu'nun 76. maddesi ve 95. maddesinin 21. fıkrasının İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasına göre özel hüküm niteliğinde olduğu, Avukatlık Kanunu'nun anılan hükümlerinin dar yorumlanmasının, uluslararası hukuka, uluslararası sözleşmelere ve ulusal mevzuata açıkça aykırı olduğu, hukukun üstünlüğünü sağlamakla görevli meslek kuruluşu olan ... Barosunun hukuka açıkça aykırı bulunan ve kamu yararını ihlal eder mahiyetteki işlemlerin iptaline ilişkin davalarda taraf ehliyetini haiz olduğu, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun benzer konuda verilen kararlarında, Baroların dava açma ehliyetlerinin geniş yorumlandığı, hukuk devleti ilkesine aykırı olarak zarar gören sigortalılar aleyhinde yapılan ve böylelikle genel kamu yararını, Avukatlık Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamak amacı olan ve bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eden avukatları ilgilendiren davaya konu işlemin iptalini istemekte dava açma ehliyetinin bulunduğu belirtilerek Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, davacı Baronun dava konusu düzenleyici işleme tabi aracının olması ve bu işlem nedeniyle menfaatinin etkilenmesi halinde işlemin iptali istemiyle dava açabileceği açıktır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 21/10/2020 tarih ve E:2020/6389, K:2020/4513 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 20/09/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 76. maddesinde; baroların, avukatlık mesleğine mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, avukatlık mesleğinin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak amacıyla kurulmuş meslek kuruluşları olduğu belirtilmiş iken 10/05/2001 tarih ve 24398 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4667 sayılı Kanun ile 1136 sayılı Kanun'un 76. maddesinde değişiklik yapılarak; barolar, avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak, meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olarak tanımlanmış; 1136 sayılı Kanun'un Baro Yönetim Kurulunun görevlerinin düzenlendiği 95. maddesine yine 4667 sayılı Kanun ile eklenen 21. bentte de, yönetim kurulunun, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmakla görevli olduğu belirtilmiştir.
1136 sayılı Kanun'un 76. ve 95. maddelerinde yapılan ve yukarıda açıklanan yasal değişiklikten sonra baroların; mesleki bir örgüt olmanın ötesinde hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak gibi bir işlev yüklenmesi nedeniyle diğer meslek örgütlerinden farklı bir konuma sahip olduğu açıktır.
Danıştay kararları ışığında konuya bakıldığında; Avukatlık Kanunu'nda yapılan değişiklikten sonra açılan davalarda dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı saptanırken, iptal davasının genel amacının yanı sıra dava konusu idari işlemin, hukukun üstünlüğünü, hukuk devleti ilkesini, genel kamu yararı, Anayasa ile koruma altına alınan eşitlik, kişinin dokunulmazlığı, özel hayatın gizliliği, kanunsuz suç ve ceza olamayacağı gibi temel insan haklarını ihlal edip etmediğine ve yargı kararlarının uygulanmaması veya geçersiz kılınması gibi hukuk devleti ilkesini zedeleyen bir durumun olayda söz konusu olup olmadığına bakılarak menfaat ilgisinin olaya özgü, ancak daha geniş yorumlandığı görülmektedir.
Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun, Baronun açtığı başka bir davada 07/04/2005 tarih ve E:2003/417, K:2005/234 sayılı kararıyla; hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmakla görevli bulunan Baronun, dava konusu Yönetmelik hükümleri ile Anayasa'nın eşitlik ilkesi, kişinin dokunulmazlığı ilkesi, özel hayatın gizliliği ilkesi, kanunsuz suç ve ceza olamayacağı ilkesi, temel hak ve özgürlüklerin ancak Kanunla sınırlanabileceği ilkesinin ihlal edildiğini, öğrenim özgürlüğünün engellendiğini öne sürerek bakılan davayı açtığı göz önünde bulundurulduğunda, iptalini istediği Yönetmelik hükümleri ile menfaat ilgisinin bulunduğunun açık olduğu gerekçesiyle davacının dava açma ehliyetinin bulunduğu kabul edilmiştir.
Dava açma ehliyeti, davanın esasının incelenebilmesinin ön koşuludur. Bu aşamada davacı iddialarının hukuken doğru olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılamaz. Davada menfaat ihlalinin olup olmadığının saptanabilmesi için, öncelikle davacının iddialarına bakılması gerekmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesi amacıyla 20/03/2020 tarih ve 31074 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar"ın iptali istemiyle ve dava konusu düzenlemeler ile, hukuk devleti ilkesine aykırı olarak zarar gören sigortalılar aleyhinde değişiklik yapıldığı, maddi zararların yargı mercilerince seçilen bilirkişiler tarafından tespit edilmesi gerektiği, sigortacının sigortalının haklarını kısıtlayamayacağı, ispat hakkının sigorta genel şartlarındaki belgelerle sınırlandırılamayacağı, araç değer kaybı, destekten yoksun kalma tazminatı ve sürekli sakatlık tazminatı gibi tazminat hesaplamalarının yasal düzenlemeyi gerektiren ve yargılama konusu olabilecek nitelikte olduğu iddialarıyla açılan davanın, hukuka aykırılık nedenleri dikkate alındığında, genel kamu yararı ve hukukun üstünlüğü ile ilgili bulunduğu açıktır.
Bu nedenle, düzenlemelerin değinilen niteliği ve hukukun üstünlüğünü koruma görevi ve yükümlülüğü bulunan davacı Baronun, dava açma ehliyeti bulunduğundan, işin esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi için Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.