Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2512
Karar No: 2018/7487
Karar Tarihi: 02.07.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/2512 Esas 2018/7487 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/2512 E.  ,  2018/7487 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacılar, davalıların murisi ... adına kayıtlı ... İlçesi ... Mahallesinde kain 399 ada 18 parsel sayılı taşınmazın 11 dönümlük kısmını ... Noterliği"nin 504 yevmiye nolu ve 28.01.2000 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldıklarını, taşınmazın 11.07.2008 tarihinde İmar Kanunu 18. madde uygulaması gördükten sonra şimdiki mevcut haliyle ... ilçesi ... Mahallesi 675 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 parseller, 679 ada 1 parsel, 680 ada 1 parsel ve 674 ada 1 parsele ayrıldığını, imar uygulaması ve ifraz ile beraber sözleşmenin ifa olanağı oluştuğu halde sözleşmenin ifa edilmediğini, açtıkları tapu iptali ve tescili davası sonucu ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/305 esas, 2012/336 karar ve 14.05.2012 tarihli kararı ile davalılar adına kayıtlı 675 ada 7 parsel ve 680 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda davalılar adına kayıtlı hisselerin iptal edilerek adlarına eşit olarak 1/3"lük hisseler şeklinde tescil edilmesine karar verildiğini, davalıların müştereken malik olduğu taşınmazların çoğunun satıldığını, geriye sadece bir kısmı davalılara ait olan 675 ada 7 parsel ve 680 ada 1 parsel kaldığından anılan mahkeme kararı ile kendilerine bu iki parselden davalılar adına kayıtlı olarak kalan toplam 5.674,26 m2 verildiğini, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 11 dönüm (11.000 m2) satın aldığını, kalan 5.325,74 m2 için diğer parseller satıldığı ve elden çıkarıldığı için aynen ifa imkânsızlığı bulunduğunu ileri sürerek, aynen ifa imkansızlığı doğan 5.325,74 m2 taşınmazın dava tarihi itibari ile gerçek değerinin tespit edilerek faiziyle birlikte tahsili ile sözleşmenin gerçekleşmesi halinde elde edecek oldukları gelirin tespiti ve faizi ile birlikte tahsilini istemişlerdir.
    Davalılar ..., ..., ... ve ..., davanın reddini dilemişler; diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacı, 28.01.2000 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak tazminat istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, 10 yıllık zamanaşımı dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacıların, davalılar aleyhine 28.01.2000 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/305 esas, 2012/336 karar sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil davası açtığı, bu davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek temyiz edilmeksizin kesinleştiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu bağlamda kısaca kesin hükmü açıklamak gerekirse, koşulları gerek 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 237. maddesi gerekse 6100 sayılı HMK’nun 303. maddesi hükmünde öngörülen kesin hükmün uygulanabilmesi için her iki davanın taraflarının, dava konusunun ve dava sebebinin aynı olması zorunludur. Dava konusunun aynı olup olmadığının belirlenmesi için kesin hüküm itirazına konu hükmün hüküm sonucu ile açılan yeni davadaki son istemin, bir başka deyişle iddia ve savunmanın karşılaştırılması gerekir. Burada göz önünde bulundurulacak en önemli nokta, ikinci davadaki istemin birinci dava sonucunda hüküm altına alınan sonucu kapsayıp kapsamadığıdır. Dava sebebi ile kastedilen ise, hukuki sebep olmayıp davada dayanılan maddi vakıaların aynı olmasıdır. Kesin hüküm, kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca yargılamanın her aşamasında öne sürülebilen, istek olmasa bile mahkemelerce de resen (kendiliğinden) gözetilmesi gereken olumsuz dava koşuludur ve hükmün taraflarını, tarafların haleflerini bağlar. (HGK"nun 2008/7-30 esas ve 43 karar)
    Somut uyuşmazlığa gelince, davacıların açtığı önceki tapu iptali ve tescil davasının, tarafları, dava konusu ve dava sebebinin aynı olduğu, yargılamaya konu taleplerin bu dava ile kesinleştiği sabit olup mahkemece bu durumda, davanın yukarıda açıklanan ilkeler gereğince HMK"nun 303. maddesi kapsamında kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesi değiştirilerek onanması HUMK 438/son maddesi gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent gereğince temyiz edilen ve sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın davacılara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi