14. Hukuk Dairesi 2016/11545 E. , 2019/1730 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.09.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın HMK 115/2. maddesi gereğince usulden reddine dair verilen 08.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, müvekkilinin davalı müteahhit ... Yapı İnş. Tah. San. ve Tic. A.Ş. ile imzalamış olduğu 13/10/2012 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince ödediği 35.640,00TL karşılığında ... İli, ... İlçesi, ... Mah. 499 ada 2 ve 3 parsel C Blok 4. kat 21-22-23 bağımsız bölüm nolu dairenin satışı konusunda anlaştıklarını satış bedelinin ödendiğini belirterek sözleşme gereğince dava konusu edilen taşınmazların piyasa raiç değeri dikkate alınarak müvekkilinin ödediği bedele tekabül edecek hissesinin bilirkişi marifetiyle hesaplanarak bulunacak hisse oranında tapunun iptali ve müvekkili adına tesciline, olmadığı takdirde 18/11/2012 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereği müvekkilinin ödediği 35.640,00TL"nin tüm davalı şirketlerden ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; görev ve yetki itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; HMK 12. madde uyarınca tapu iptali ve tescil davası nedeniyle yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yer tüketici mahkemeleri olduğundan ve HSYK Genel Kurulunun 19.03.2014 tarih ve 129 sayılı kararı ile ... Tüketici Mahkemelerinin yargı alanın ... Ağır Ceza Mahkemesi Yargı çevresi ile aynı olduğu kararlaştırıldığından kesin yetki kuralı nedeniyle HMK"nin 115/2. maddesi gereğince usulden reddine, karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
07/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun;
1- “Amaç” kenarbaşlıklı 1. maddesinde, “(1) Bu Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.”,
2- “Kapsam” kenar başlıklı 2. maddesinde, “(1) Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.”
3- “Tanımlar” kenar başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının;
a) “i” bendinde, “Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,”,
b) “k” bendinde, “Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,”,
c) “l” bendinde, “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,”,
4- “Tüketici mahkemeleri” kenar başlıklı 73. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, “(1) Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
(2) Tüketici mahkemeleri nezdinde Bakanlık, tüketiciler ve tüketici örgütleri tarafından açılan davalar 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenen harçlardan muaftır.”,
Hükümlerine yer verilmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/05/2014 tarihli ve 2013/13-2166 Esas, 2014/709 Karar, sayılı kararı da bu yönde değerlendirmeler içermektedir.
HMK"nin 1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak kanunla belirlenir. Asliye hukuk mahkemelerinin görevi HMK"nin 2. maddesinde belirlenmiş olup 2/1 maddesine göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda aksine bir hüküm bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleri görevli olup 2/(2) maddesine göre de bu kanun ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. Başka bir deyişle Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na göre asliye hukuk mahkemeleri genel görevli mahkemedir.
Tüm bu açıklamalar ışığında, dava konusu taşınmazdan ikiden fazla daire satın alan davacı "tüketici" kavramı kapsamında kabul edilemez. Bu nedenle bu tür uyuşmazlıklara tüketici mahkemelerinde bakılamayacağından ve satış ticari amaçla yapılmış sayılacağından, tüketici mahkemesi değil, davada asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re"sen gözönüne alınması gerekir.
Yetki itirazı ise; görevli mahkeme tarafından incelenir. Bu nedenle, mahkemenin hem görevine hem de yetkisine itiraz edilmiş ise (veya yalnız yetkisine itiraz edilmiş ve fakat mahkeme kendiliğinden görevli olup olmadığını inceleme gereğini duyuyorsa), mahkemenin ilk önce görevli olup olmadığını incelemesi gerekir. Mahkeme görevsiz olduğu kanısına varırsa, görevsizliğine ve dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar verir; yetki itirazı bu (görevli) mahkeme tarafından incelenip karara bağlanır (Prof. Dr. Baki Kuru: HUMK şerhi, Cilt.1 Baskı 2001-Sayfa:608).
Açıklanan nedenlerle; mahkemece, dava konusu uyuşmazlığın çözüm yerinin taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesi olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.