Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2016/12394
Karar No: 2021/4318
Karar Tarihi: 28.09.2021

Danıştay 10. Daire 2016/12394 Esas 2021/4318 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/12394
Karar No : 2021/4318

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ... adına velayeten
...ve ...
2- Kendi adına asaleten ...,
..., ...
...adlarına velayeten ...
3- ...
4- ...
VEKİLİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Bakanlığı / ...
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. ...
İSTEMİN_KONUSU : .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, Van ili, Merkez ilçesi, ...Mahallesinde 15/02/2011 tarihinde meydana gelen patlama neticesinde davacılardan ...'ın sol elini kaybettiğinden bahisle meydana gelen zararların davalı idare tarafından kusur sorumluluğu yahut sosyal risk ilkesi kapsamında tazmin edilmesi gerektiği ileri sürülerek, toplam 225.000,00.TL maddi, 225.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesince; ...'ın 15/02/2011 tarihinde okula giderken tanımadığı üç kişinin yolunu keserek patlatması için eline verdiği patlayıcı maddenin bakkal dükkanından kibrit alarak parfüm kutusunun ucunda bulunan bez parçasını yakması sonucu patladığı, söz konusu el yapımı patlayıcının bölücü terör örgütü mensupları tarafından hazırlanan bir mühimmat olduğu, dolayısıyla meydana gelen olayda davalı idareye atfedilebilecek bir kusurdan kaynaklanan zarar bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, Van ilinde bulunan ... Mahallesinde her sene 15 Şubat tarihinde terör ve asayiş olaylarının meydana geldiği, bu durumun davalı idarece bilinir olduğu, patlayan el yapımı bomba sonucunda davacılardan ...'ın yaralanmasında davalı idarenin gerekli güvenlik tedbirlerini almaması nedeniyle hizmet kusurunun bulunduğu; öte yandan, meydana gelen patlamanın bir terör olayı olması sebebiyle idarenin hizmet kusuru bulunmasa bile oluşan zararların sosyal risk ilkesi kapsamında davalı idarece tazmini gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...

DÜŞÜNCESİ : Kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Van ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesi, ... Sokak üzerinde 15/02/2011 tarihinde meydana gelen patlamada, davacılardan ... ve dört arkadaşının yaralandığı ve ...'ın Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Hastanesine sevk edildiği, olayla ilgili olarak Van İl Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğü ekiplerince düzenlenen 15/02/2011 tarih ve 2011/141 sayılı Olay Yeri İnceleme Raporuna göre, patlamanın gerçekleştiği sokak üzerinde bulunan 7 numaralı ikamete ait boş deponun yakınında 16 adet parçalanmış çeşitli ebatlarda metal parçası, 5 adet parçalanmış siyah bant parçası, yırtık vaziyette karton kibrit kutusu ve 11 adet kibrit çöpü ile mahalde kan izlerinin bulunduğunun belirtildiği; ...'ın polislerce, sosyal hizmet uzmanı ve davacılardan babası olan ...'ın huzurunda, Hastanede alınan 18/02/2011 tarihli ifadesine göre; olay günü öğrencisi olduğu ...İlk Öğretim Okuluna gittiği, okul arkadaşı olan K.O. ile buluştuğu, arkadaşının çantasını dedesinin evinde unuttuğunu söylemesi üzerinde ... Mahallesi, ... Sokak üzerinde bulunan arkadaşının dedesinin evine gittikleri, sokakta yürürken yollarını 3 kişinin kestiği, bunlardan sadece ismini ...olarak bildiği kişinin yüzünün açık, diğerlerinin yüzlerinin bezle kapalı olduğu, ...isimli kişinin ellerine içerisinde barut olduğunu söylediği bir şişe verdiği ve patlatmalarını istediği, çıkan gürültü sonucu herkesin korkacağı, polis araçlarının olay yerine geleceği ve gelen polis araçlarını kendilerinin taşlayacaklarını ifade ettiği, şişenin kendi elinde olduğu esnada, arkadaşı K.O.nun şişeyi kibrit ile tutuşturduğu sırada şişenin patladığını beyan ettiği; olayla ilgili ...Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan adli soruşturma neticesinde verilen ...tarih ve ...soruşturma nolu Daimi Arama Kararında bombayı imal ederek, davacı ve arkadaşlarının yaralanmasına sebebiyet verenlerin kimliklerinin tespit edilemediğinden bahisle soruşturma dosyasının zaman aşımı süresi sonuna kadar daimi arama listesine alınmasına karar verildiği; diğer yandan, ...'ın 14/02/2012 tarihinde okulda bulunduğu esnada teneffüs zamanı okulun karşısındaki bakkaldan dönerken tanımadığı bir kişinin kendisini tehdit ettiğini iddia ettiği olay ile ilgili Van Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde alınan 14/02/2012 tarihli ifadesinde, 15/02/2011 tarihinde okula giderken yolunu kesen kişilerce kendisine bir parfüm kutusu verildiği ve boş bir yere atarak patlatmasının istendiği, şişeyi alarak arkadaşları K.O., M.G., M.K. ve Y.E.K.'nin yanına gittiği, K.O.'nun bunun parfüm değil bomba olduğunu söyleyerek bakkaldan aldığı kibrit ile şişenin ucunda bulunan bez parçasını tutuşturduğu esnada elinde bulunan kutunun patladığını beyan ettiği; ...'ın aynı şikayet ile ilgili Çocuk Şube Müdürlüğünce sosyal hizmet uzmanı nezaretinde alınan 07/03/2012 tarihli ifadesinde ise, arkadaşı K.O.'nun dedesinin evine okul çantasını almaya gittikleri esnada yollarını kesen kişilerden yüzü açık olan ...isimli şahsın elinde bulunan siyah poşet içinden kendisine bir parfüm kutusu verdiği ve şişeyi boş bir araziye atarak patlatmasını istediği, şişenin üzerinin tamamen siyah bant ile sarılı olduğu, üst kısmının açık ve üzerinde içerisinden sarkan kalın bir ip olduğu, K.O.'nun şişeyi kendisinden alarak cebine koyduğu, daha sonra kendisine geri vererek bu bombadır dediği ve yol üzerinde bulunan bakkaldan kibrit aldıkları, bakkal önünde bulunan diğer 3 arkadaşına şişeyi gösterdiği, şişenin kendi elinde bulunduğu sırada arkadaşı K.O.'nun kibritle şişe ağzındaki sarkan parçayı tutuşturması neticesinde patlama olduğunu beyan ettiği; ...'ın patlama neticesinde sol elini kaybettiği ve sürekli iş gücü kaybı olduğu belirtilerek kendisi, annesi, babası ve kardeşleri ile birlikte 14/06/2011 tarihinde maddi ve manevi tazminat istemiyle davalı idareye başvurdukları, başvurunun reddi neticesinde .... Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde davalı idare aleyhine tazminat davası açtıkları, Mahkemenin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla, uyuşmazlığın çözümünün idari yargı yerinin görevinde olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddedildiği, bu kararın 11/07/2014 tarihinde davacılar vekiline tebliği üzerine 14/08/2014 tarihinde bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davalarıdır. Bu tür davalarda mahkeme, hem olayın maddi yönünü, başka bir ifadeyle zararı doğuran işlem veya eylemleri, hem de bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit edecektir.

İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir. Bunun yanında, idarenin faaliyet alanıyla ilgili, önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemediği bir takım zararları da nedensellik bağı aramadan tazmin etmesi gerekmektedir.
İdarenin kusura dayalı ya da kusursuz sorumluluğu yanında, Anayasanın öngördüğü sosyal hukuk devleti anlayışına uygun olarak ve bu temel üzerinden, kollektif sorumluluk anlayışı çerçevesinde bilimsel ve yargısal içtihatlar ile geliştirilen sosyal risk ilkesi, Anayasanın yukarıda öngördüğü amaçların gerçekleştirilmesine yöneliktir.

Esasen bilimsel ve yargısal içtihatlara dayalı olarak geliştirilmiş olsa da, Anayasanın 6. maddesinde öngörüldüğü üzere, hiçbir organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisini kullanamayacağına göre, sosyal risk ilkesi de tazminat hukukunun temel prensiplerine kaynak oluşturan Anayasa hükümlerine dayanılarak kabul edilmiştir. Daha açık bir şekilde vurgulamak gerekirse, terör olaylarından zarar gören bireylerin maddi ve manevi zararlarının idari yargı mercilerinin toplumsal risk ilkesi uyarınca tazminine ilişkin kararları, konuyu düzenleyen genel bir kanun olmadığından, doğrudan Anayasanın öngördüğü ilkelere dayanmış; bu ilkeler Danıştay tarafından yorumlanarak ilkeye uygulanabilirlik kazandırılmıştır.

5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun'un 1. maddesinde; "Bu Kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir." hükmüne; 2. maddesinin 2. fıkrasının (e) bendinde ise, kişilerin kendi kasıtları sonucunda oluşan zararların bu Kanun kapsamı dışında olduğu hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bakılan uyuşmazlıkta, olayın gerçekleştiği 15/02/2011 tarihinin, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın yakalanarak yurda getirildiği günün yıl dönümü olduğu, örgüt elebaşının yakalanmasını protesto eden gruplarca anılan tarihte Van ili şehir merkezinde yasa dışı eylemlerde bulunulduğu ve bu eylemlerin şiddet içerikli olduğu, davacılardan ...'ın elinde patlayan cismin bölücü terör örgütü mensuplarınca hazırlanmış bir patlayıcı madde olduğu, bu maddeyi dağıtan kişilerin ...'a karışıklık çıkarmak, kolluk görevlilerini belli bir alana yöneltmek ve gelen polisleri taşlamak amacıyla patlatılmak üzere verdikleri ve ...'ın da bu durumu bilerek arkadaşlarıyla birlikte şişeyi tutuşturdukları, patlamanın bu esnada şişe ...'ın elindeyken gerçekleştiği ve davacılar tarafından oluştuğu ileri sürülen zararların bu suretle meydana geldiği görülmektedir.
Davacılar tarafından, patlamada yaralanan ...'ın olay tarihinde 10 yaşında olduğu ve davalı idarenin il genelinde yaşanan terör olaylarını önlememesi nedeniyle hizmet kusuru bulunduğu, aksi durumda bile zararlarının sosyal risk ilkesi kapsamında karşılanması gerektiği ileri sürülmekte ise de, oluşan zararın ...'ın patlayıcı bir maddeyi atmak üzere tutuşturmak istediği esnada kendini yaralaması neticesinde oluştuğu, olayın gerçekleşmesinde ...'ın kişisel kusuru ile davacı babasının ve annesinin bakım ve gözetim sorumluluğunu yerine getirmemek suretiyle kusurlarının bulunduğu anlaşıldığından, davacıların oluştuğunu ileri sürdükleri zararlarının, davalı idarece sorumluluk ilkeleri ve sosyal risk ilkesi kapsamında tazmini olanaklı görülmemektedir.
Öte yandan; UYAP sisteminde yapılan sorgulama sonucunda ...Cumhuriyet Başsavcılığının ...sayılı dosyasında "PKK/KCK/YPG/YDG-H silahlı terör örgütüne üye olma" suçu kapsamında ... hakkında "suça sürüklenen çocuk" sıfatıyla ceza soruşturması bulunduğu; bu soruşturma kapsamında .... Sulh Ceza Hakimliğinin ...tarih ve ...değişik iş sayılı kararıyla ...'ın tutuklanmasına karar verildiği ve kararın halen infaz edilemediği de görülmektedir.
Bu haliyle; davacılar tarafından tazmini istenen zararın, ...'ın kişisel kusuru ile velilerinin bakım ve gözetim sorumluluklarını kusurlu olarak yerine getirmelerinin kümülatif sonucu olarak meydana geldiği anlaşıldığından, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik bulunmamıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddi yolundaki .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. Adli yardım isteminin kabulü nedeniyle ödenmemiş olan temyiz aşamasına ait yargılama giderlerinin davacılardan tahsili için mahkemesince ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi